Paylaş
Süper Lig’in ikinci devresinde perde bugün açılıyor ve iki hafta sonra; 19 hafta sonunda da kapanabilir! Üç büyüklerin hali pek iç açıcı değil. F.Bahçe’nin derdi zaten şampiyonluk değil, alttan kurtulmak. Fatih Terim’in “Ocak ayını bekleyin” demesine rağmen ayın yarısı geçti ancak taraftarı havaalanına taşıyacak bir transfer henüz yok. Buna karşın takımın iki belkemiği Ozan Kabak ve Rodrigues gitti. Maddi açıdan büyük kazanç ama yerleri Gomis gibi dolmazsa, kimse kasaya giren paraları konuşmaz. Ayrıca ara transferde büyük sirkülasyon yaşayan takımların şampiyon olması da düşük bir ihtimaldir. İyi takıma bir-iki takviye yapan ekipler mutlu sonu görür, genelde.
Ve Beşiktaş... Burak Yılmaz takviyesi çok kritik. Puan farkı daha düşük olsaydı Burak hamlesinin, şampiyonluk hamlesi olduğu söylenebilirdi. Ne var ki 17 maçın en az 15’ini kazanmaları şart. İlk 5 haftayı kayıpsız yürümeleri lazım, moral motivasyon açısından. Diğer yandan Babel gibi mühim bir silah yitirildi. Evet, ilk devre zaten pek ortalıkta yoktu ancak son oynadığı Kasımpaşa maçında bile “Oynadığında büyük koz” olduğunu bir kez daha göstermişti. Lens’in ikinci devreye evrimleşerek başlamalı ki Babel’in yeri dolsun.
‘BUTİK KULÜP’, ‘DEV KULÜP’
Love, Tolgay Arslan, Gökhan Töre gibi kadro dışılardaysa en mühim isim Tolgay... Ljajic ve Oğuzhan’ın birlikte oynayamadığını ve birini tercih edeceğini söyleyen Güneş’in aklının Tolgay’da kalmayacağını düşünemeyiz. Yani Tolgay-
Ljajic birlikte oynardı. Sonuç itibarıyla üç büyüklerin vaziyeti şampiyonluk yolunda pek iyi sinyaller vermiyor.
Özetle; transfer politikaları büyük ölçüde plansız olan, önemli oyuncularını kaybeden, oyuncuların bazılarını kadro dışı bırakan veya bıraktıktan sonra affeden, ödemelerde sorun yaşayan bir ‘üç büyük’ manzarası var...
Bu noktada Medipol Başakşehir, tarihi bir fırsatla karşı karşıya. Ligin ikinci devresinin ilk iki haftasında alacağı sonuçlar, şampiyonluk yarışını büyük ölçüde belirleyebilir. Başakşehir, Trabzonspor ve Kasımpaşa maçlarından 6 puan çıkartırsa, matematiksel olduğu kadar mental olarak da takipçilerini kıracaktır.
Mevcut takımını koruyup hocasıyla da nikâh tazeleyen Başakşehir, yaptığı Robinho ve Serdar Taşçı transferleriyle devre arası planlamasını da çoktan yaptığını gösterdi.
Bakın, bir yanda daha Şampiyonlar Ligi maçlarını oynarken devre arasında takıma operasyon yapılacağını söyleyen ancak bunu hâlâ tamamlayamayan G.Saray, diğer yanda ara transferin ilk haftasında ihtiyaçlarını gideren Başakşehir... Alınacak ve satılacakları çoktan belirlenmiş butik bir kulübe karşı, günübirlik transfer gelişmeleriyle mukavet etmeye çalışan devasa büyükler! Fatih Terim’in “Ozan Kabak neden gitmemeli” videosu tıklanmaya devan edilirken, Kabak gitti... Dediğim gibi mali açıdan çok iyi bir transfer fakat plansız ve programsız olduğu için teknik heyeti de zorlayan bir ayrılık. Sezon başında Giuliano ve Josef’in F.Bahçe’den ayrılışı da Negredo’nun yılan hikâyesi ayrılışı da benzer plansızlıklardandı.
Akıl, mantık, yaşanan pratikler ve mali durum, Başakşehir’in şampiyonluğunu işaret ediyor. Başakşehir, bu fırsatı kullanamazsa bir daha bu iddiaya zor sahip olur. 2018-19 Kasımpaşa için de bir fırsat sezonu. Plase Trabzonspor... Onlar da kadro ve mali açıdan sorunlar yaşadı ancak işleri rayına koydukları da muhakkak. Trabzon Burak Yılmaz ve Onur Kıvrak gibi iki sembol ismi tek kalemde silip attı ve geri adım atmadı. Fenerbahçe ise benzer operasyonda geri adım atmak zorunda kaldı. Elbet Trabzon yönetiminin elini alınan başarılı sonuçlar güçlendirdi. Ama ben yine de Ahmet Ağaoğlu yönetiminin Onur ve Burak’ta, skorlar kötü olsaydı da, geri vites atmazlardı diye düşünmüyorum. Lafı gelmişken Ağaoğlu’nun izlediği yolun Fikret Orman’ın feda dönemi Beşiktaş’ına da benzetiyorum.
YİNE Mİ REKLAMA GİDİYORUZ CAN?
Ali Koç, son ‘Camiaya Sesleniş’ programında da sunucu Can Gebetaş’a zor anlar yaşattı! Gebetaş, Koç’a, almayacağını söylediği Ersun Yanal’ı neden aldığını bile sormakta zorlanmazken, reklam arası vereceğini her söylediğinde büyük bir stres yaşadı. Zira Koç, reklam aralarından hiç hazzetmiyordu. Aslında çok sayıda olmasından hazzetmiyordu. Ama kulübün içinde bulunduğu mali sıkıntı düşünüldüğünde Koç’un programın çok reklam almasından da hoşnut olması lazım esasen. Elbet işin içinde latife çok, zira Koç, “Son sözleriniz ne olacak” diye soran Gebetaş’a, “Reklama gidiyoruz” diyerek güzel bir espri de yaptı...
Program toplam 7 kuşak reklam aldı. Program ön ve sonuna da bir banka sponsor oldu. Diziler, reklam sıkıntısından ötürü bu ay yayın arası verdi. Koç’un programıysa 43 firmayla rekor reklam aldı. Burada FBTV’nin TV8 reklam departmanıyla yaptığı işbirliğinin de etkisi var. Diğer yandan Koç’un çıktığı ‘Camiaya Sesleniş’ programı izlenme oranları ve ekonomik olarak da her gün aynı insanlarla siyaset tartışan haber kanallarına da umarım bir sinyal olur.
F.Bahçe, Koç’un programını Youtube kanalından da yayınladı ve buraya da reklam aldı. Kanal 334 bin aboneyi geçerek bir gecede Beşiktaş’ı (251 bin abone) geçip, G.Saray’a (434 bin) yaklaştı.
‘ÇOK MAHCUBUM’
KOÇ’un programın tamamını izledim. Beni en çok etkileyen noktaysa Koç’un takımın bulunduğu noktadan ötürü mahcup olduğunu söylemesiydi.
Seçtiği kelime çok önemli. Başka başkan olsa, ‘üzüntü’ derdi ama muhcubiyet ifadesinde bir özür duygusu da bulunuyor. Takımı ligin dibinde olmasına rağmen taraftarın Koç’a sahip çıkmasında bu tutum önemli. Taraftarın azarlandığı bir dönem de yaşandığı hatırlanırsa...
FUTBOLUN YENİ YILDIZLARI STOPERLER Mİ?
Futbol demek gol ve golcü demektir... Ancak klişe tabirle ‘günümüz futbolu’nda bu anlayış kırılacak. ‘Rakamlar Oyunu’ kitabının yazarları Chris Anderson ve David Sally’nin iddia ettiği güçlü olan halkada değil, zayıf olan halkada yapılan iyileştirme takıma iki misli daha fazla puan kazandırıyor. Takımların zayıf halkaları genellikle savunmalarıdır ve bu noktada stoperler öne çıkar. Anderson ve Sally, yakın gelecekte stoperlerin fiyatlarının golcülere yaklaşacağını savunuyor. Stuttgart’ın 19’luk Ozan Kabak için 11 milyon Euro’yu gözünü kırpmadan vermesi de bu gidişatın işaretlerinden biri gibi sanki...
Paylaş