Paylaş
Advocaat’ın, M. United ve G.Saray maçlarının ikinci yarısında topu rakibe verip kontra oynaması ve yeri geldiğinde de dün olduğu gibi paslı, atak bir futbolu düşünmesi çok normal.
Aynı şekilde Güneş’in, topu tutan ve sürekli paslı oynayan bir takımdan, kendi sahasında kalan, beraberliğe yatan bir oyun anlayışı geliştirmesi de çok olağan...
BERABERLiK HESABI
Ünlü futbol adamı Rinus Michels, “En iyi netice, en iyi futbola tercih edilir” der. Gerçek şu ki, sonuç her zaman şekilden önemlidir. Dün iyi futbol yoktu. Gol pozisyonları yoktu. Ama, “Beşiktaş gecenin kârlı takımıydı” demek doğru olur.
Fenerbahçe, maça müthiş agresif başladı. Sıralamadaki yeri nedeniyle her maçı kazanmak isteyen Fenerbahçe karşısında Beşiktaş, topu sadece orta alanda ayağında tutabildi.
Beşiktaş, maçın başından son ana kadar beraberlik hesabındaydı. Her daim oynadığı futboldan eser yoktu. İlk yarı sonunda bu sezon en düşük pas yüzdesiyle oynarken, değil gol pozisyonu yaratmak, ceza sahasına bile giremedi, rakip kaleye şut atamadı Beşiktaş...
Bu Beşiktaş resmini 2 yıldır görmüyorduk. Fenerbahçe, arzulu, araştıran fakat pozisyon üretemeyen bir takımdı. Zaten Robin van Persie’in varsa, o takım 10 kişi gibi oynar.
Gezgin olmayan ve topu ayağına bekleyen Van Persie’ye, soldan Hasan Ali, sağdan Şener top indiremezdi. Van Persie, frikik toplarına vurmak ve direk üstünden dışarı çıkan birkaç şut atmaktan başka hiçbir şey yapamadı.
CENK NASIL GOL ATSIN?
F.BAHÇE’de Alper, Van Persie’nin yanına daha çok gelmeli. Şener ve Hasan Ali öne çıktığında Sow ile Aatif (Volkan Şen), içeri kat etmeliydi.
Aynı şeyi, Beşiktaş için de söylemeliyiz. Beraberlik hesabı yapmış siyah beyazlı ekipte, Gökhan Gönül ve Adriano hiç öne çıkmazken, Kerim Frei ve Quaresma, Cenk’e yaklaşmazken, Oğuzhan ile Tolgay defansif anlayışta pozisyon alırken, Cenk Tosun nasıl gol atacaktı?
ÇOK TERLERLER
Mourinho, “Tek santrforla oynamayı severim. Ama kenarlardan içeri girecek oyuncularım varsa” der. Dün gece o tip oyuncu, iki takımda da yoktu.
Beşiktaş maç boyu, kuvvetli amacı olan atak geliştiremedi. Fenerbahçe kazanmayı istedi, gitti geldi. Ama bunlar da, gerçekçi ataklar değildi.
Sonuçta Beşiktaş dünkü futboluyla Dinamo Kiev önünde çok terler.
F.Bahçe, son haftalardaki Advocaat’ın vermiş olduğu mental güçle şampiyonluk yarışına devam eder.
GÜVEN VE STRES
Güven duygusu yüksek ekipler granit, düşük ekipler kum tepeleri gibidir. Güven, moleküller arası çekim kuvvetidir.
F.bahçe, 2005’ten beri 39 maçtır büyüklere yenilmemenin...
9 maçtır ligde kaybetmemenin yarattığı güvenle...
Beşiktaş ise, 3 gün sonra Şampiyonlar Ligi’ndeki Dinamo Kiev maçının...
Şenol Güneş’in Kadıköy’de hiç kazanamamasının ve Kadıköy’de 40 bin seyirci önünde oynamanın stresi içerisindeydi dün akşam...
Paylaş