Paylaş
Öyle ki, oyuna başlangıç karakteri, isteği ve organizasyon üretkenliği çok iyiydi. Sarı kırmızılı takımın golü bulduğu ve sonraki dakikalarda ürettiği pozsiyonlarda, Snejder başrolde ise, yardımcısı Selçuk’tu. Farkı oluşturan da bu durumdu zaten. Çünki Galatasaray, tek forvet oynadığı maçların neredeyse tamamında, ya oyun yada sonuç olarak tatmin etmedi. Tek hücumcu ile oynarken,sıkıntı yaşamamanın çözümü, ya kenarda çok iyi kanat oyuncuların olacak yada orta sahan devamlı öne destek verecek. İşte, Selçuk’un bu desteği, hem Sneijder’i hemde Umut’u rahatlattı. Ama Sneijder, yasakla savaşın olduğu bir yılda avlanan ‘kaçak avcı’ gibiydi. Attığı paslar, rakip defansı tuzağa düşürürken, yaptığı gol maçı erkenden koparan vuruş oldu.
HOCA’NIN KORKULARI
Hamza Hoca’nın doğal olarak en büyük korkusu, defansının göbeğindeki eksiklerin başına nasıl bir dert açacağıydı. Aslında bu sorun, Ujfalusi gittiğinden beri hep gündemde olan, Semih ile bir nebze olsun hafifletilen ama bitmeyen bir dert. Maçın başlarında,belki de herkesin şaşırdığı Muslera’nın yaptığı çıkış, bu sorunun çözümü için düşünülmüş bir durumdu. Fakat, takım o kadar iyi yardımlaştı ki, ne Koray ne de Hakan, hiç sıkıntı yaşamadı. Elbette, Rize takımının eksikleri de, Galatasaray’ın bu rahat ve etkili oyununda önemli etken. Ama,oyuncuların gösterdiği reaksiyon benim için önemli bir gösterge. Çünkü, ciddi sorun olabilecek eksiklerin olduğu dönemlerde kazanmak, kazanırken de ortaya farklı birşeyler koymak, karakterli takımların işidir. Hamza Hoca’nın takıma kattığı yada yeniden kazandırdığı, kazanmak için her şeyini verme duygusudur.
Galatasaray’daki işlevselliğin bir başka nedeni ise, kenar hücumlarıydı. Uzun zaman sonra, etkili bindirmeler ve devamlılık ile sol kenara hava katan Telles, diğer tarafta, kafalarda acabalar uyandırmaya başlayan ama Rize karşısında beklenen çizgisine yolculuğa çıkan Bruma ile normalleşen sağ kenar.
NE GEREĞİ VARDI?
Burak’ın sakatlığı ise Hamza Hoca’nın yanlışı oldu. Burak’ın aceleci davranarak erkenden maç oynama isteği ile oyuna girmek istemesi çok normal. Ama Hamza Hoca, bu riski almamlıydı. Zaten rahat geçen ve riske edilmeye gerek olmayan bir karşılaşma oldu. Şimdi, en çok lazım olacak dönemde Burak, takımı ile olamayacak. Ki, bu da Hamza Hoca’nın en büyük sorunu olacak..
Paylaş