PaylaÅŸ
Futbolcular, Tudor ve yönetim kazanmak zorundaydı. Mağlubiyet halinde kaybedilecek olanın sadece Şampiyonluk hayali olmayacağı çok netti. Kaybettiğinde ağır hasar alacak sadece Tudor ve futbolcular olmayacaktı ve yönetim, tek hedefin olduğu bir yılda bu kadar erken ligden kopmanın hesabını veremezdi. Zaten bu noktaya gelen bir derbi, Galatasaray için artık puan ve galibiyetin çok ötesine geçmişti.
Galatasaray adına çok kritik hale gelmiş bir maçın, oyuncu seçimleri de bir o kadar önemliydi. Sarı Kırmızılı takımın bu tarz maçları iyi ve doğru oynadığı bir gerçekti. Doğru seçilen 1 oyuncunun bile çok şeyi değiştireciği noktada maçta, Tudor’un verdiği mesaj ve oyun planı belirleyici olacaktı. Şenol Hoca, ilk maçtaki Bruma şovundan sonra dersini almış ve tedbirini ona göre almıştı.
Tudor’un elinde, Karabük’ten kalan ve BeÅŸiktaş’ı nasıl yeneceÄŸine dair argümanlar mevcuttu. Dahası, ÅŸimdi elinde daha iyi silahları vardı. Burada 2 sorun vardı. Birincisi, bu sefer karşısında daha önce yendiÄŸi BeÅŸiktaÅŸ olmayacaktı. Ä°kincisi, eski takımındaki oyun tarzını Galatasaray’a nasıl adapte edecekti. Maçın kaderini belirleyecek olan, teknik adamların seçimleri, oyuncuların tavrı ve arzusu ile taraftarın durumuydu. Tudor’un iyi bir taktisyen olduÄŸuna dair ciddi şüphelerin olacağı bir maçtı bu.Â
BAÅžLARKEN TESLÄ°M OLMAK...Â
Galatasaray’ın maç baÅŸlangıcı, topu ver doÄŸru anı bekle idi. Fakat çok tehlikeli olan durum ise, defansın neredeyse orta sahaya kadar çıkmasına raÄŸmen hücumcuların BeÅŸiktaÅŸ defansına rahat pas yaptırmalarıydı. Adeta, çizgi haline gelmiÅŸ defansın arkasına top atabilirsiniz mesajıydı bu. Bunu Tudor söylemiÅŸse ciddi sıkıntı var demektir.  İlk yarı, alanın orta sahada top çevirdiÄŸi ve BeÅŸiktaş’ın iÅŸine gelen oyun ÅŸekli ile geçti. Galatasaray adına ilk yarı bittiÄŸinde, rakip savunmaya rahat oynama izni vermek, orta saha ve savunmadaki zaafiyeti gidermek için kendi alanına kapanmak sıkıntı olarak gözüktü. Takım savunmasını iyi yapan Galatasaraylı oyuncular, hücum zenginliÄŸinde zayıf kaldılar. Her iki takımın da kanat oyuncuları defanslarına iyi yardım etti. Â
SAVUNMA DEĞİL KORKU...
İLK yarı Galatasaray adına şaka gibiydi. Beşiktaş’ı kendi sahasında bekleyen, önce ve daha fazla savunma yapan, 7 puan önde gibi rahat oynayan ve zorlamayan bir takım vardı sahada. Tudor’un, topun arkasına 10 kişi ile geçme isteğini yerine getiren Galatasaray, ilk yarının bazı bölümlerini deplasmana gelmiş bir Anadolu takımı görüntüsünde oynadı. Tudor anlaşılan fazlaca korkmuş Beşiktaş’tan. Bruma, Sneijder ve Podolski etkisiz kalınca, bütün oyun planı Yasin’in yapacağı koşulara atılacak toplara kaldı.
TUDOR’UN SINAVI
İkinci yarının başındaki gol sonrası aslında Tudor’un sınavıydı. Savunmayı Karabükspor gibi oynatmayı becerdi ama Galatasaray gibi hücum etmeyi beceremedi. İşin garibi Galatasaray Tudor’dan önce pozisyon veren ama hücum eden ve üretmeye çalışan bir takımdı. Maçın son bölümlerine doğru, rakibe baskı yapacak gücü kalmamıştı Galatasaraylı oyuncuların.
Beşiktaş adına ise psikolojik ve taktik olarak doğru oynanan bir maçtı.
KADER ANIÂ
Talisca’nın golü. O ana kadar öne geçip maçı öyle götürmeyi düşünen Tudor’un bütün planlarını çöpe attı.
HESAP VERÄ°N...
BRUMA kendini virtüöz zannedip kafasına göre takılırsa, Podolski sezon sonu gideceği için rahatını bozmazsa, Sneijder fizik olarak hazır olmadığı halde oynatılırsa, hocan hala kendini Karabük’te zannederse Beşiktaş’ı yenme şansın da yok şampiyon olma ihtimalin de.
Yönetim artık hesap vermeli. Riekerink’le devam ederek takımı bitirdiniz, Riva ve Florya’yı satarak Galatasaray’ı bitirdiniz. Beşiktaş mağlubiyeti ile taraftarı bitirdiniz. E artık sıra sizde....
MAÇIN ADAMI: Ä°yi hazırlanan Åženol Hoca ve sıfır hata ile oynayan Marcelo.Â
MAÇIN OLAYI: Beklenenin çok altında oynanan bir derbiydi. Heyecan yoktu...
HAKEMÄ°N NOTU: (5) Ä°ki penaltıyı es geçtiÂ
PaylaÅŸ