BSL’de 19.Maç: Düşük Viteste Kazanılan Derbi

Koç Obradovic’in, EuroLeague’de kötü bir gün geçiren Wanamaker ile başlaması güven tazelemek içindi. Oyuncu, 1-5 saha içi isabetiyle rakip savunma için cazibe merkezi haline geldi. Şutlar girmedikçe Sarı-Lacivertlilerin tüm ritmi düştü. İlk çeyrek boyunca, yapılan 3 asiste karşılık 4 top kaybını bu ritim eksikliğiyle ilişkilendirilebilir. Neyse ki Dixon’ın oyuna girmesiyle, Fenerbahçe Doğuş’un ikili oyunları tekrar işlevsel hale geldi. İkinci çeyrekte top dolaşmaya başlayınca şutlar girdi ve fark bir anda çift haneli sayılara yükseldi. Devre boyunca, Galatasaray Odeabank’ın 9 denemesinden 3 sayılık isabet bulamamasını, yapılan yoğun dış baskıya bağlayabiliriz.

İkinci yarıdaki karşılıklı sertliklerle temponun düşmesinin, Fenerbahçe Doğuş’un detaycı oyununa daha çok yaraması beklenirdi. Ancak tam tersi oldu. Asistin/top kaybına oranı olarak sezon başından beri en felaket gününde olan ev sahibi takım, çarpışmalarda çok fazla ayakta kalamadı. Farkın tek baskete indiği anlarda oyuna giren Datome ile hücum setlerine daha rahat yayılmaya başlanması da fayda etmedi. Bunun üzerine Koç Obradovic, Sinan Güler’i resme dahil etti ve ritimden bağımsız skor üretimini sağladı. Sinan ile Ahmet’in uyumu 80-60’lık galibiyetin hazırlayıcısı oldu. Özellikle uzun oyuncunun, doğum gününde 21 sayı, 10 ribauntluk performansının taraftar tarafından ayakta alkışlanması harikaydı. Ama hepsinden önemlisi Koç Obradovic’in önerisiyle çalışmaya başladığı orta mesafe şutları sayesinde daha da özel bir hücum silahı haline geldiğini gördük.

Takımlar arasındaki kuvvet farkı öyle bir boyuta gelmiş ki, Fenerbahçe Doğuş’un kalkış vitesi bile bu maç için yetti. Fenerbahçe mi bu lige çok güçlü geliyor, yoksa övündüğümüz BSL’nin kalitesi mi düştü buna okuyucu karar versin…Fakat bir ipucu vereyim. 12 Dev Adam lakabıyla bilinen Basketbol Milli Takımı’mız hem İsveç’e hem de Letonya’ya kaybetti.