Bu gidişat nereye?

Aslında birçok Gençlerbirliği taraftarının galibiyete dair bir umudu yoktu ancak kimse de bu kadar kolay yıkılacağını düşünmüyordu başkent temsilcisinin. Gol sağanağı henüz 7. dakikada Mariano ile başladı 84'te Scekic ile bitti ve skor tabelasında Galatasaray lehine 5-1'i gösteriyordu. Bu sonuçla Gençlerbirliği 11 haftada sadece 8 puan toplayarak ligin dibini iyice kendine yer edinmeye başladı.

Gençlerbirliği'nin ilk golü yedikten sonra bu kadar kolay dağılmasını kimse beklemiyordu, zira bu takım Beşiktaş'a birkaç hafta önce top yüzü göstermemiş, iki hafta önce Akhisar'a sahayı dar etmişti. Geleceğe dair umut verici kıpırtılardı bunlar. Tüm bunların ışığında çıkılan bu zorlu deplasmanda sergilenen teslimiyetçi oyun kırmızı kara'ya gönül verenleri kara kara düşüncelere sevk etti. Bu sezonun kalanı nasıl geçecek? Devre arası birkaç iyi transfer yapılmazsa ne olacak? Takım 29 yıl sonra küme düşecek mi hem de İlhan Cavcav'ın adının verildiği sezonda? Bu gidişat nereye? Muhtemelen TFF 1. Lige...

Maçın hayal kırıklığı: Hopf

Karşılaşmada Gençlerbirliği adına hayal kırıklığı yaratan isim, sezon başından beri önceki sezonlarda gösterdiği formu yakalayamayan Hopf oldu ne yazık ki. İsveçli file bekçisi Gençlerbirliği kariyerinde ilk defa bir maçta kalesinde 5 gol gördü ve formsuzluğunu sürdürdü.

Eksikler

Gençlerbirliği'ne Selçuk Şahin ayarında veya ona yakın bir ön libero lazım. Başkent ekibinin defans hattının bu kadar kötü olma sebebi iyi bir ön liberosunun olmayışıdır. Serdar Gürler'in yokluğu ise hala doldurulamadı, hücum organizasyonları açısından belki de son 20 yılın en kötü Gençlerbirliği'ni izliyoruz. Ve bir adet bitirici santrafor gerekli başkent temsilcisine. İki sezondur Vedat Muriç ile olmadığı ayan beyan ortada iken bu bölgeye transfer yapılmaması akıl alacak iş değil açıkçası.