Paylaş
“Burnundan kıl aldırmamakla, gözü yaşlı pişmanlık arasında çok hassas bir dengeyi tutturmak gerekir.”
Bizim buralarda denge filan olmaz.
Bizde zaten özür de olmaz.
Özür dilemeyi küçüklük sayarız.
Hata yapmayız ki zaten biz, ne özrü?
O yüzden de özürlerimiz, kabahatlerimizden büyük olur her daim.
Misal bizde silahını teslim etmeyen milletvekili, hostese öfkelenir, “Kaltak” diye hakaret eder. Terbiyesizliği ortaya çıkınca da özür mözür dilemez. “Yahu ben kaltak demedim. Uçak ne zaman kalkıyor? Geç kalacağız, hadi kalkak dedim” der.
Sırf özür dilememek için, sırf “Hata yapmışım, ağzımdan kaçmış, çok yanlış olmuş” dememek için “Kavat demedim, kavas dedim ben” dendi bu memlekette, ötesi var mı?
Olma mı? Bu memlekette sahaya giren bir taraftar, bir futbolcuya saldırdı. Sonra bu şakacı arkadaş “Sarılacaktım. Sevgi gösterisinde bulunmak için koşuyordum, ayağım kaydı” deyiverdi.
Bir futbolcuya muz sallayan başka bir şakacı arkadaş da “Bir operasyon geçirdim. O yüzden genelde meyveyle besleniyorum. Tam meyveyi yerken tezahüratlar başladı, elimde meyve olduğu için onu salladım. Benim siyahî arkadaşım var. Irkçılık yapmam mümkün değil” dedi.
Hayır, buraya geleni de kendimize benzetiyoruz hemen. Yabancı ve yine şakacı bir futbolcu, sahaya giren ikinci topu eline aldı. Tam rakip futbolcu arkadaşı, maçın esas topu ile gol atacakken, elindeki topla esas topa vurdu. Kıyamet kopunca da “Topu önce dışarıya çıkartmak istedim. Elimde kaldı, ben de ne yapacağımı bilemedim” diye açıkladı yaptığını. Maçtan sonra da “Hahahahhaha” diye tweet attı. Ne özrü?
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman, geçen günkü “Kız gibi” ifadesi için tabi ki özür dilememiş. Tam da aşina olduğumuz biçimde top çevirmiş. Efendim, kendisi topluluk halinde taşkınlık yapanların teke tek kalındığında “Kız gibi anlayışlı” olduklarını anlatmak için öyle demiş.
Buraya kadarına “Tamam öyle olsun” diyecektim ben. Ne diyeyim? Yazı yazmış, diyeceğimi demişim zaten. Uzatmak filan gibi bir niyetim de yoktu. Hiç girmek istemediğim toplar.
Fakat Orman, açıklamasında bir de “Benim bir lafımı cımbızla içinden çekip yine bana karşı bir yıpratma aracı olarak kullanmışlar” demiş. Yok artık. İnsaf.
Ne gerek var ki bütün bunlara? Bütün bu suçlamalara, bu komplo teorilerine.
“Ağzımdan öyle çıkmış, maksadım asla o değildi, hiç istemeden sebep olduğum bu ayrımcı ton için kadınlardan özür dilerim” filan deseydi çok başka olurdu her şey.
Çok yakışırdı oturduğu makama.
Küçülmez aksine büyürdü.
Benim bu konuda söyleyeceklerim bundan ibarettir. Eğer bir gün fark etmeden, istemeden Beşiktaş’a dair en ufak bir şeyi yıpratırsam, özrün efendisi en yakınım olur, diler yoluma devam ederim.
Paylaş