Paylaş
Ben demem gerçi. Benim kişisel futbol tarihi kitabımın Brezilya sayfasında koca koca harflerle “Sokrates” yazar. Futbol benim için onunla başlar. Ben “Brezilya” dendi mi “Sokrates” derim.
Bi kere babama da demiştim. Gözlüğünün üstünden şöyle bakıp “Sokrates çok büyük adam evet, ama ondan evveli var, ‘Brezilya’ dendi mi önce ‘Didi’ diyeceksin. Dünya futbolunun gelmiş geçmiş en büyük oyun kurucularından biridir” demişti.
Benim bugün anacağım Didi o Didi.
1928’de doğmuştur. Adı Valdir Pereira’dır. Biz Didi diye biliriz. Çocukluğu sokaklarda geçer. Geçim mücadelesi ve futbolla. Ama mücadelenin büyüğüne on dört yaşındayken başlar. Babam “sakatlık” demişti, şimdi “enfeksiyon” diye okudum bi yerlerde, neyse bi şekilde sağ bacağındaki sıkıntı karşısında tıp çaresiz kalır. Doktorlar keseceklerini söylerler. Didi herhalde içinden “Ben bu sağ bacakla üç Dünya Kupası oynayacağım, ikisini de kaldıracağım doktor, saçmala” der.
Çok çabalar; yatak, tekerlekli sandalye, tedavi medavi derken kesilecek denen bacağını iyileştirir. Önce ayağa kalkar sonra antrenmanlara başlar. Sonrasıysa Galeano’nun dediği gibi “Sahanın her tarafına zehirli oklardan farksız şutlar gönderen” muazzam bir futbolcuya dönüşme hikâyesi.
Didi, 1955-1963 arasında 79 kez milli forma giyer. Brezilya, 1958 ve 1962’de iki kez üst üste Dünya Kupası’nı kaldırdıysa, birçok kişi bu başarıda Didi’nin payının büyüklüğünü anlatır. Zaten 1958’de “Dünya Kupası’nın en iyi oyuncusu” seçilir. Americano’da başladığı profesyonel kariyerinde yolu Real Madrid’e de düşer, Botofogo’da futbolu bırakır.
Teknik direktörlüğe başlar. 1970 Dünya Kupası’nda başında olduğu Peru Milli Takımı’nı çeyrek finale kadar getirir. Peru’yu eleyen, Didi’nin baba ocağı Brezilya’dır.
Sonra Fenerbahçe yılları.
Gelişi ayrı hadise, kalışı ayrı olay, gidişi başka vukuat olur.
Onlar başka yazıların konusu olarak benim çekmecemde durur.
Didi de Fenerbahçe için başarının epeydir çekmecede durduğu yıllarda takımın başına geçer. 1972 yılının Temmuz’udur. Didi’li Fenerbahçe, 1972-1973 sezonunu Galatasaray’ın ardından ikinci bitirir. Galatasaray üst üste üçüncü kez şampiyon olmuştur. Fenerbahçe’nin, yüzünün gülmesi için bir sezon daha beklemesi gerekir.
Fenerbahçe, 1973-1974 ve 1974-1975 sezonlarında, üstelik de oynadığı bütün derbileri kazanarak şampiyon olur. Didi, üç sezon başında kaldığı Fenerbahçe’ye bu iki lig şampiyonluğunun yanında, bir Türkiye Kupası, iki Cumhurbaşkanlığı Kupası ve bir Başbakanlık Kupası kazandırır.
Siyah yıllar renklenir, taraftar Didi’yi çok sever, yüzler güler.
Ancak Eylül 1975’de Şampiyon Kulüpler Kupası’nda Fenerbahçe’nin Benfica ile oynadığı maçın tabelası rüyayı bitirir. 7-0’lık sonuç Didi’nin kaldıramayacağı hakaretlere neden olur. Derler ki dayanamaz sağlığını bahane eder. İstifa mektubuna “Sağlığımda meydana gelen rahatsızlıklar yüzünden görevimden ayrılmak istiyorum” yazar.
Bundan on altı yıl önce, 12 Mayıs 2001’de hayata gözlerini kapar.
Efsanenin altında “Kesilecek” denen ayağını dünya futbol tarihinin en önemli sağ ayaklarından birine dönüştüren on dört yaşında bir çocuk yatar.
Didi, hâlâ bazı babadan Fenerbahçelilerin gönlünde yaşar.
Paylaş