Gol üzerine bazı düşünceler

Her şey onun için yapılıyor.

Haberin Devamı

Arsada da onun için, arenada da onun için. Sokakta da statta da. Futbolda her şey gol için yapılıyor.

 

Her şey o ağlar havalansın diye. Ayağa fırlansın diye. “Goooool” diye avaz avaz bağırılsın sonra dönüp yanındakine sarılınsın diye.

 

Bu sevmeler, bu kızmalar, bu ağlamalar gülmeler, sabahtan akşama kadar konuşmalar, akıl vermeler akıl almalar, çok öfkelenmeler, çok heyecanlanmalar, bu bi türlü yatışamamalar filan nihayetinde hep golle alakalı. Her şey gol atıldı diye. Her şey gol atılamadı diye.

 

VURDU GOL OLDU

 

Başka hiçbir sporda, futbolun golle kurduğu kadar güçlü bir bağ yok mesela. Elbette basketbolun basketle, voleybolun sayıyla, başka bir sürü sporun skorla benzer bağları var, olmaz mı. Ama futboldaki başka türlü. Ben onu diyorum.

 

Haberin Devamı

Bi kere bir maçta gol, öyle çok fazla atılamıyor futbolun doğası gereği. Tekniği, alanı, süresi gereği. O yüzden kıymetli. Atıldı mı uzun seviniliyor, kaçırıldı mı bi süre dövünülüyor. Basketbolda basket atınca o kadar sevinip dövünmeye kalk bakalım, ne olduğunu anlamadan beş tane daha basket yer oturursun yerine.

 

E az atılan bi şey çok atıldığında bu defa başka kıymetli oluyor. Farklı galibiyetler bu yüzden daha çok önemseniyor. Üç- sıfır, dört- sıfır önemli skorlar, üç fark, dört fark çok önemli farklar ama beş- sıfır sanki başka bir şey futbolda. Bir eşik. Yazılı olmayan bir kural gibi. 5-0 diye yazsam daha netleşir mesele. Beşten sonra ise artık başka bir şey başlıyor. Sanki iş futboldan uzaklaşıyor. Beş, bu anlamda da bi eşik bence.

 

Gol, oyunun şerefiyle de bir tutuluyor. Çok farklı yenilgilerde hiçbir şeyi değiştirmeyecek olsa da yenmiş olan o kadar golü geri döndürmeyecek olsa da bir işe yaramayacak olsa da mutlaka bir gol isteniyor. Atılması beklenen o tek gole “şeref golü” deniyor.

 

Haberin Devamı

NAKIŞ GİBİ, YEŞİL GİBİ, AL GİBİ BİR GOL

 

Futbol kimilerimizin sığınağı, kaçışı, derdini kederini dağıtışı. Kötü gün dostu. O top bazen o ağları değil de sıkıntımızı dağıtıyor sanki. Bu zor günlerde Moussa Sow’un Manchester United’a attığı o gol gibi.

 

82 Dünya Kupası’ndan beri bilfiil futbol seyrediyorum, bunca yıldır gördüğüm en güzel gollerden biri olan o gol.

 

Nakış gibi, yeşil gibi, al gibi bir gol.

 

Hayal etmeyi, cesaret etmeyi, cüret etmeyi hatırlatan muazzam bir gol.

 

Daha havalandırdığı ağlar havalandıkları yerden inmeden, bize “2016 FIFA Puskas Ödülü’nün sahibi” dedirten o gol.

 

Söz Puskas’tan açılmışken “20. yüzyılın en önemli Macarı’nın” ölüm yıldönümü yaklaşıyor. Oturayım da bir Puskas yazısı yazayım. Bazı goller dünyayı nasıl güzelleştirir ona bakayım.

 

Haberin Devamı

Bakayım da acık memleket ağrımı dağıtayım.

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları