Paylaş
Öte yandan maç başında, Darüşşafaka hücumları plansız birebirler üzerinden döndü. Bu birebirler sırasında, topsuz oyuncular hiç hareket etmedi. Bu şartlarda birebirlerin arzu edilen verimi vermesi mümkün değil. Banvit ise Gasper Vidmar'ın boyalı alanda kurduğu hakimiyet ve Angelo Caloiaro-Rıdvan Öncel ikilisinin potaya yaptıkları ataklar ile aradığı skoru buldu ve ilk 7.5 dakikayı 13-5 önde geçti.
Bu 13-5'lik bölümün ardından Darüşşafaka'nın, topsuz hareketliliği arttırmasıyla oyun Banvit'in pek memnun olmayacağı rotada seyretmeye başladı. İkinci periyotta oyuna giren Tolga, bu koşuları takip etme noktasında ciddi zorluklar yaşarken Rautins'in de gönüllü bir takipçi olmadığına dikkat çekmek gerekir. Nihayetinde Stanton Kidd başta olmak üzere Darüşşafaka hücumunun dişlileri çok daha süratli bir şekilde çalışmaya başladı. Özellikle JaJuan Johnson'ın yüzü dönük oyunu ve isabetli orta mesafe şutları ciddi bir tahribat yarattı.
Darüşşafaka ikinci periyotta 23 sayı atarken sadece 14 sayı yedi. İkinci periyotu Darüşşafaka açısından bu denli iyi kılan başlıca sebep Wilbekin'in Rıdvan baskısından kurtulması oldu. Darüşşafaka hücum aksiyonlarına çok daha erken başladı. Aynı zamanda Banvit kısaları, potayla aradaki mesafeyi açıp Vidmar'a, oyun akışını bozmayacak şekilde, potaya uygun mesafeli sırtı dönük oyunları yeterli sayıda hazırlayamadı veya bu sırtı dönük oyunlarda Vidmar'ın pas açısında konumlanamadılar. Darüşşafaka hücumlarının kaynağı da verimsiz Banvit hücumları oldu. Tüm bunların sonucu olarak Darüşşafaka; Kidd, Wilbekin, Johnson ve Will Cummings'i yüksek verimlilikle oyuna dahil etmeyi başarıp ilk yarıyı 35-42 önde kapadı.
Darüşşafaka için bu olumlu analizleri ikinci yarı için yapmak mümkün değil. Zira devre toplamında sadece 22 sayı atabildiler. JaJuan Johnson'ın, Banvit savunmasına yarattığı eşleşme problemi ve Wilbekin'in Banvit kısalarına kurduğu üstünlükten belirli oranda bahsedilebilir ancak bir devrede iki oyuncu üzerinden üstünlük kurma çabası, bir koçun yapacağı ilk tercih değil elbette. Buna karşın Wilbekin'in son periyotta 6 dakika boyunca kenarda oturması hayli enteresan. Zira, Wilbekin'siz oynanan 6 dakikada Darüşşafaka hücumu yaratıcılıktan bir hayli uzaktı. Banvit savunmasının yerleşimi, bu 6 dakikalık bölümün Vidmar sahada değilken, neredeyse hiçbir Darüşşafaka hücumunda bozulmadı. Johnson üzerinde, onu maç sonuna diri tutacak rotasyon uygulanmadı . Bu durum açıkça bir koç başarısızlığına işaret eder elbet
Öte yandan Banvit ikinci yarıya son derece kötü başladı ve fark, üçüncü periyot başlarında çift hanelere çıktı. Saso Filipovski ikinci yarıda, 2.5 dakika henüz geride kalmışken, iki hücum üst üste potaya atak ederken dengesini kaybeden Rıdvan'ı çıkartarak Adonis Thomas'ı oyuna aldı. Banvit, televizyon molasına 48-38 geride girdi ve bu molanın ardından Banvit, Kulig'in 5 numara oynadığı düzende geri dönüş adımlarını atmaya başladı.
Banvit'te özellikle Thomas ile Tony Taylor arasındaki bağlantının hücumu ivmelendirdiğinin altını çizmek gerekir. Takımın en önemli iki kısasının temel problemini birbirlerinin oyununu yükseltemiyor olmaları. Darüşşafaka, Johnson'ı uzun bir süre 5 numarada kullandı ve çemberi korumakta büyük sorunlar yaşadı. Bu sorunlar, kısaların adam paylaşımında da ciddi sorunlar meydana getirdi. Taylor-Thomas ikilisi arasındaki çift taraflı bağlantının avantajlarını da Darüşşafaka'nın yaşadığı bu sorun üzerinden değerlendirmek gerek. Taylor-Thomas ikilisinden biri potaya yaptığı ataklarla Darüşşafaka savunmasının yerleşimini bozarken diğeri hep doğru pozisyonda olmayı başardı. Kulig ve Caloiaro ikilisini de bu zincirin halkaları olarak tanımlamak gerekir. Altını çizmek gerekir ki bu ikilinin öncelikli başarısı Darüşşafaka savunmasının yerleşimini, oyunun çok doğru bölümünde bozmak oldu. Nitekim iki oyuncunun skor hanelerinde hayran bırakıcı rakamlar oluşmadı.
Taylor-Thomas tarafından bozulan savunma yerleşimini Rautins ile cezalandırmak, Banvit hücumunun azami düzeyini çıkarır ortaya. Darüşşafaka karşısında bu olmadı, Rautins 1-7 üç sayı isabetiyle oynadı. Dolayısıyla farkı açma olasılığı da olmadı. Darüşşafaka tarafında ise rotasyonun yanlış kullanımı ve bu doğrultuda Wilbekin-Johnson ikilisinden, istenen verimin ihtiyaç duyulan zamanda gelmemiş olması 68-64'lük mağlubiyetin başlıca hazırlayıcısı oldu. Öte yandan Kartal, defalarca yakaladığı potaya atak etme imkanlarını -yine- defalarca kullanmayarak Darüşşafaka hücumunun potaya yaklaşmasını sağlayamadı. Durum bu olunca 64 sayı gayet normal. Aynı şekilde maçın rahatsız edici tarafı. Zaten Banvit'ten 68 sayı yemek Darüşşafaka için çok da can sıkıcı olmasa gerek.
Paylaş