Paylaş
Ancak bu geçişin pek de kolay olacağı gözükmüyor.
Öyle bir ilk yarı izledik ki, Başakşehir karşısında Trabzon sahada hiç yok desek yanılmış olmayız.
Hatta rezalet de desek abartmış olmayız.
En başta Trabzonspor’un ne oynadığı ve nasıl oynadığı hiç belli değil.
Futbol zaten yok da, istek de yok...
İlk yarıda Başakşehir, hücum etmekten ve gol pozisyonuna girmekten adeta sıkıldı.
Başakşehir’de topu kim alırsa alsın elini kolunu sallayarak bırakın orta sahayı geçmeyi; Trabzon ceza sahasına girerek Onur ile karşılaşıyor.
ZORLAMA OLMUYOR
İLK yarıda Trabzonspor adına en iyi görüntü bordo mavili taraftarları ve hatalı bir gol yemesine rağmen kaleci Onur’du.
Defansı uyumsuz ve ileriye de hiçbir katkısı yok.
Orta sahada ise iki küskün Mehmet ve Erkan çok etkisizdi.
Forvette ise Cardozo yalnızları oynuyor.
Başakşehir ise ilk yarıda futbol adına her şeyi yaptı.
Kaleci Volkan ilk yarıda belki de futbol hayatının en rahat maçlarından birisini oynadı.
Şota ilk yarıdan memnun olacak ki hiçbir değişiklik yapmadan takımını ikinci yarıya sürdü.
Taraftarlar bile, “Söylesene Şota Hoca takım niye oynamıyor” diye soruyor.
Şota da bunun cevabını bilmiyor.
Trabzon 2. yarıda da oynamıyor ve yalnızca Başakşehir’i seyrediyor.
Gaziantep maçındaki gibi bir geriye dönüş olur mu diye bekledik; ama Trabzon’un ona bile gücü kalmamış.
Son bölümlere gelindiğinde ise Başakşehir nedense skoru koruma derdine düşünce, hiç oynamaya veya gol atmaya niyeti olmayan Fırtına, en azından beraberliği kurtarmak için tüm riskleri de alarak biraz olsun futbol oynamayı hatırladı.
Ancak iş işten geçmişti.
Son dakikalarda ki nafile çırpınışlar, ne futbolcuları, ne Şota’yı ne de yönetimi kurtarabildi.
Penaltı ve beraberlik şansı bile moral bozukluğu ve konsantrasyon eksiliği yüzünden kaçtı.
Şota artık zorlama olmuyor...
Paylaş