Paylaş
Gelenler ise birbirinden kopuk…
Kimi, yensek de eğlensek; kimi, puan kaybetsek de, yönetime değdirsek…
Defansı ile forvetin arası kopuk…
Top hücumda iken defansı kendi ceza alanında, defansta ise hücumdakiler ofsaytta…
Topun bulunduğu yerde müthiş bir mücadele veren bir çubuklu, beş metre ötesinde, “topu kurtarıp bana getirse” diye seyreden diğer çubuklular…
15-20 dakika yüksek bir tempo, sonrası kopuk, kopuk…
Ceza alanına kadar güzel gelen takımın, bitirişi kopuk…
Yedek kulübesinden gelenler, takımdan kopuk…
10 senedir yarıştan kopmayan Fenerbahçe bu sene kopuk…
Bu kadar kopuklukta, hakemlerin düdükleri de, abuk sabuk.
****
Takım dediğin bir zincir…
En başında başkan, en sonunda, evinde televizyon karşısında maçı izleyen taraftar…
Arada, futbolcular, hocalar, her biri birer halka…
3 Temmuz’da koparılamayan bu büyük zincir; bugün, paramparça…
Kopan parçaları; kimi zaman taraftar, kimi zaman başkan, kimi zamanda sahada isyankâr futbolcular birleştirirdi...
Başkan sessiz, isyankâr futbolcular başka takımlarda, taraftar da, ya evinde, ya da basket maçında…
***
Bu yıl böyle gider mi?
------- Gitmez… Onu adı Fenerbahçe…
Bir ufak kıvılcım, bir anda toplayacaktır onu…
Çakması zaman alırsa, tren kaçar o zaman…
Paylaş