Paylaş
Yazımın başlığı bir tekrardır…
Tam dört yıl önce bugün atmışım bu başlığı…
18.Ağustos.2011 günü…
Yazmaya başladığım ilk günler…
O gün henüz 17 yaşındaymışlar…
Yine Ankara Başkent Voleybol salonunda; Ülkemize takım sporlarında ilk Dünya şampiyonluğunu getirmişler…
“Çağla, Şeyma, Kübra, Ece, Dilek, Damla, Ceylan, Cemre, Ceyda, Dilara, Aslı;
İsimlerini şimdiden ezberleyin!
Ya da kendinizi hiç yormayın kendinizi. Onlar bize ezberletecekler isimlerini.”
Yazmışım…
Ardan dört yıl geçti bu takım; Bu kez 23 yaş altı Dünya ikincisi oldu…
Aralarına henüz 17 yaşında olan Hande, Meliha, Ezgi, Özge, Melis, Hatice ilave oldu…
Bizi affedin!
Ezberleyemedik çocuklar isimlerinizi…
Çünkü sizi, sadece Dünya Şampiyonu olduğunuz zaman hatırlıyoruz(!)
Bu akşam Dünya ikinci oldunuz…
Maalesef ki yarın gazetelerde yoksunuz(!)
***
Bu kürsünün tesadüf olmadığı anlaşılıyor zaten…
Ancak ben yine hatırlatayım;
Kadınlar Dünya sıralamasında;
A Milli takımımız, 11. sırada…
20 yaş altı takımımız, 4.sırada…
18 yaş altı takımımız 9.sırada…
İki gün önce Peru’da 18 yaş altı takımımız Dünya dördüncüsü oldu…
Bu turnuvanın parlayan yıldızı 17 yaşındaki Hande Baladin’i, Peru’da oynatsaydık, sanırım final oynardık…
Elbette seçenlerin bir bildiği vardır… Evimizdeki turnuvayı hedef almış olabilirler…
Zaten o kadar zor ve karmaşık bir durum söz konusu ki ben çıkamıyorum işin içinden…
Voleybolda bir yığın turnuva oynanıyor…
Biz her kategoride çok başarılı olduğumuz için hepsine katılıyoruz…
50 kişilik bir Milli takım havuzumuz var…
Ve de arkası da gümbür gümbür geliyor…
İşte ekol olmak böyle bir şey…
Bayan voleybolunda ülkemiz, artık bir ekoldür…
Açık ara en başarılı takım sporumuzdur…
Örnek alınmalıdır!
****
Kızlarımızı hatırlamak için ben de arşivde gezindim;
Ve maalesef dört yıl önce 19 Ağustos 2011 tarihinde yine;
---------PKK Siirt’te saldırdı: 2 şehit…
---------Kandili bombaladık…
Başlıklarını gördüm…
Nasıl bir kısır döngüdür ki bu?
Ülkemiz aynı problem ile defalarca karşılaşmış ve çözememişiz(!)
O gün de kızlarımız, karanlık günlerimizde bir ışık olmuşlar…
Hep bir ağızdan İstiklal marşını söylemişler…
Bizlerin kararan ruhlarını aydınlatmışlar…
***
Unuttuğumuz kızlarımızı, altın vererek hatırlamaya kalkmışlar…
Açık arttırmaya dönmüş iş…
Bende; “Kızlarımız altın değil ilgi istiyor” diye yazmışım…
“Elbette mutlu olmuşlardır, altın sayısı artınca;
• Daha mutlu olurlardı, bütün ülke seyretseydi onları…
• Daha mutlu olurlardı, İtalyan medyasından önce kavrasaydık favori olduklarını…
• Daha mutlu olurlardı, şampiyon olmadan tanısaydık onları.
Artık çocuklarıma, arkasında “Damla Çakıroğlu” yazan forma almak istiyorum.”
Demişim…
Bugün de aynı şeyleri tekrar tekrar yazıyorum…
------ Şehitler ölmesin, Kandil’de dağ taş bombalanmasın!
Diye yazıyorum…
------ Şehitler verdiğimiz karanlık günlerimizde kızlarımızdan bir teselli ışığı…
Diye yazıyorum…
***
Aynı hikâye, onlarca defa aynı tekrara düşmeden anlatılamaz!
Bir ülkenin önüne aynı problem defalarca ısıtılarak sunulamaz!
İnanıyorum;
Kızımız, erkeğimiz, gençlerimiz bu kısır döngüyü bir gün bozacaklar!
Dünya Şampiyonu oldukları gibi ülke yönetimine de sahip çıkacaklar!
Hayatın güzelliklerini paylaşabilen bir ülke olmak umudu ile…
Paylaş