Kaf-Kaf’a Euro Lig çok yakışacak!

Karşıyaka benim çok sevdiğim bir takım.
Taraftarı, Türkiye’de basketbolu en iyi bilen taraftar topluluğu…
Yıllardır biz futbol ile uğraşırken onların birinci sporu basketbol…
Ufuk Sarıca’ da bu takıma çok yakıştı…
Wild Cart da İzmir’e çok yakışacak…
Euro lig, Karşıyaka’yı görecek…

***
Çok istiyorlardı…
Çok çalıştılar…
Az oyuncu ile çok iş yaptılar…
Ufuk Sarıca, takımının zaaflarını bilerek oyunu, set oyununun dışına çıkardı…
Obradovic ise hiç karışmadı…
Hücum ribauntlarını sürekli aldılar…
Bu ribauntlar geldikçe şut atanların güveni geldi…
Gelen attı... Giden attı…
Karşıyaka ve İzmir’e, Euro Lig çok yakışacak…

***
Ancak söylemek zorundayım;
Böylesi bir hakem yönetimi bir daha olmayacak!
Tüm seriyi, kötü ama çok kötü yönettiler…
Maçı anlatanlar, yorumlayanlar karnından konuşacak…
Kimse konuşmayacak!
Ben yazmak zorundayım…
Maç ne zaman sıkışsa, hakemler devreye girdi…
Sahanın bir yanında, “tekme tokat” serbest;
Diğer yanında, kıpırdayana düdük.
Fenerbahçe; Boş turnike atarken zırt; Ufuk Sarıca’ya teknik faul.
“Sen aman üzülme” dermiş gibi; Vesely’e anlaşılamayan bir hücum faul, arkasından alkışa bir de teknik faul…
Sayı farkı azalınca, Semih’e teknik faul…
Olmadı be(!)

***

Bir arkadaş var adını söylemeliyim.
Soner Şentürk;
Çok iyi mücadele etti ama
Her düdükten sonra yumruk attı…
Abartmıyorum resmen çaktı…
Kimse görmedi…
Yazıyorum…
Bir daha olmasın böyle işler diye…
Hep birlikte istemişiz, Karşıyaka kazansın.
Kimimiz, “Wild Cart alsın” diye…
Kimimiz, “Aziz'in son kalesi de yıkılsın” diye…

***

Keşke; kare, kare maç izlense ve genç hakemlere, yöneticilere ve bu maçı anlatanlara ders olarak gösterilse…
Olmayacak… Unutulacak…
Ülkenin yüzde yetmişinin kaybetmesini istediği takım kaybedecek…
Yeni bir kahramanlık öyküsü yazılacak…
Derdim, Fenerbahçe’nin kaybetmesi değil…
Karşıyaka kazanırken; Neden Gran Canaria’ ya kaybettiği unutulmamalı…
Ufuk Sarıca; “Bu kadro ile buraya kadar dediğini” unutmamalı…
Unutursa, zaten Efes hatırlatacaktır!

***
Bu yazdıklarım, Karşıyaka’nın emeğine leke sürmesin…
Ufuk Sarıca’nın, Obradovic’e,
Karşıyakalı basketbolcuların, Fenerbahçeli oyunculara,
Karşıyaka taraftarının, Fenerbahçe taraftarına sağladığı üstünlüğe leke sürmesin…
Ben bazen kolay kazanılan zaferlerin, zarar verdiğine inanırım…
Tabi hedef Avrupa ise…
Tekrar ediyorum;
Euro Lig; İzmir’e ve Karşıyaka’ya çok yakışacak…
Yeni bir Partizan geliyor…

***

Madrid sonrası Ülker’in ayrılışı, Fenerbahçe takımının moral motivasyonunu sıfırladı…
• Önümüzdeki sene ne olacağız?
• Bütçe kısılıyor mu?
Kafaları meşgul eden sorulardı…
Madrid sonrası tüm maçlarda Fenerbahçe Ülker iyi oynamadı…
Buna farklı kazandıkları, ilk Galatasaray maçını da dâhil ediyorum…
Türkiye liginin yurt dışında izlenilir olmaması, gözü Avrupa’nın üst düzey takımlarında olan yabancı oyuncuların motivasyonunu bir kat daha düşürdü…

***
Her takımda zaman zaman bu tür düşüşler olur…
Bu dönemde;
Bazen taraftar,
Bazen sevdalı bir yönetici,
Bazen de, aidiyeti olan yürekli oyuncular ortaya çıkar…
Nitekim hep arka koltukta oturan;
Melih, Oğuz, Kenan ve Semih, direksiyona geçtiler…
İşin kötü yanı direksiyon tecrübeleri hiç yok…
• Karakterleri de, uygun değil…
• Sokakta hiç kavga etmemişler…
• İlkokulda bile sınıf başkanı olmamışlar…
• İyi niyetliler ama “Winner” değiller…
Olmadı…

***
Şimdi kıssadan hisse;
Takım kurmaya çalışan, para harcayan herkese;
Takımın çekirdeği Türk olmalı…
Türk olmak burada bir millet tanımı değil…
• Bazen Mehmet Aurelio olur; Göğsündeki Ay Yıldız ile gözyaşı döker…
• Bazen Lary Richard olur; Bin tane Aris taraftarı saldırdığında, ilk yumruğu atar…
• Bazen de Bobby Dixon…
Ben aidiyeti olan oyuncudan bahsediyorum!
Ruhunu, canını veren ve verdiren oyuncudan bahsediyorum!
İşler kötü gittiğinde, paralar ödenmediğinde ve gelecek ile kaygılar belirince;
O oyuncular çıkar ortaya…
Yoksa böylesi bir oyuncun;
O takımın ruhu da yok demektir…
Ruhu olmayanın canı çabuk çıkar…

***
Şunu da unutmayalım;
Kimse çabuk heveslenmesin!
Ülker gidince geriye ne kalır? Diye sormasın…
Acıbadem gittiğinde, ne kaldıysa O kalır!
Siyah Çoraplılardan kalan Çubuklu kalır…
Sponsorlar gider, Fenerbahçe yüzyıllarca baki kalır…
Bu arada yine kimse unutmasın;
Böylesi bir dönemde;
Ne Ülker’in verdiği hizmet, unutulur…
Ne de Ülker’in, Fenerbahçe sevdası biter…