“İmparator Çıplak”

Bir anlık sinir değildir bu…Stratejidir…

Haberin Devamı

Basketbol koçlarının sıkça başvurduğu bir stratejidir…
İnanmazsanız hatırlatayım:
---- 16 Kasım 2005 Türkiye-İsviçre milli maçı…
---- 2 Mayıs 2012 Galatasaray-Trabzonspor maçı…
---- 25 Şubat 2013 Galatasaray-Orduspor maçı…
---- 6 Nisan 2013 Galatasaray-Mersin İdmanyurdu maçı…

Hepsinde aynı senaryo…
Dikkatinizi çekerim, hepsinde de İmparatorun takımı, ev sahibi…
Çünkü bu strateji, deplasmanda sahneye konamaz…

***
Gözden kaçıyor ama biz dikkatle, Terim’in atıldığı 44.dakikaya bakalım:
Galatasaray 1-0 yenik durumda…
Dany kırmızı karttan atılmış ve 10 kişi…
Hakem baskı altına alınmış…
Galatasaray aleyhine düdük öttüremez hale gelmiş sanılırken;
Orta sahada,  Hamit rakibini düşürüyor.
Süleyman Abay’da, doğru kararı, faulü veriyor…
Pozisyon Terim’in tam önünde…
Görmemesi imkansız;
Ancak Terim, topu yere vurarak hakemi protesto diyor…
Terim, neden o topu yere vuruyor?
Gözden kaçan pozisyon bu.
Terim’e sorulması gereken soru da şu;
“Sen, gözünün önünde pozisyonu, nasıl yanlış görürsün?
50 bin seyirciyi, 18 futbolcuyu ve yardımcılarını nasıl tahrik edersin?
Hakemi, bunların önüne niye atarsın?”

Haberin Devamı


**
Beş saat konuşuldu…
Soruldu mu bu soru?
Hayır…
Aslında cevap net;
Terimin dediği şu;
“---  Doğru olsa da, bu saatte, Galatasaray aleyhine düdük çalamazsın.
----  Ben, oyun kurallarının dışına çıkmak zorundayım…
----  Sahayı yangın yerine çevireceğim…
----  Sen de buna göz yumacaksın…
----  Aksi takdirde; Ben, bu sahayı senin üstüne yıkarım!”

***
Ama Abay, çaldı bir kere düdüğü…
Üstüne üstlük, Terimin restini de gördü…
Ve attı…
İşte Terim, burada çıldırıyor…
Burası hem oyunun parçası, hem de gerçek bir sinir…
Sakince kulübeye gitse, “o maç orada biter.”
İmparator bu gider mi?
Haksız da olsa ödetecek bedelini…
İtibarsızlaştıracak hakemi…
50.000 kişiyi üstüne salacak…
Futbolcularına, “ben kendimi yaktım, sizde oynayın biraz” diyecek…

***
Tabi ki burayı, usta bir oyuncunun ezberlediği bir rol gibi anlatmak, haksızlık…
Burada, Terimin doğasında olan kaybetmeme hırsı var.
“Bir tebaanın, İmparatoruna baş kaldırışına olan siniri de” var.
Tek başına bir oyun değil bu.

***

Haberin Devamı

İddia ediyorum!
Bence, ”işin bütünü bir stratejidir.”
Bir çoğunda da başarılı olmuştur.
Mersin maçında da sonuca ulaşmıştır.
Terim sevimsiz gözükse bile, üç puan Galatasaray’ın haznesindedir.
Terim, bu üç puan için kendini yakmıştır…

***
Ama ülke, bizim ülke olunca,
Kimse yanmaz…
Sezon sonunda, belki de alınan bu üç puanla; “İmparator Terim yine şampiyon”  diye yazılacaktır…
Yapmadık mı?
Çook!
Beşiktaş- Samsun maçını hatırlayın…
5 Beşiktaşlı sporcu kırmızı kart gördü…
Tüm hakem otoriteleri, bir tanesine bile, “yanlış” diyemedi…
Ama o düdükleri çalan hakem yok oldu…
Konu büyükler olunca, “doğru düdüğü çalanı bile yakarlar!”

***
Eski futbolcular konuşunca, geçmiş gözümde canlanıyor;
“Hakemin etrafını anında ve hep birlikte saracaksın ki, kimseye kart göstermezsin. Hatta hata yaptığını sansın!” diyorlar…
Bunu bir taktik olarak kullandıklarını anlatıyorlar…

Haberin Devamı

***
Bir de eski hakem hocalarına da kulak vermek lazım:
“Hakemin her kararı doğru ama koruyucu hakemlik yapmak lazım.  Adam, atılmadan önlemek lazım.”
Hoppala!
Benim bu laftan anladığım;
“Bu atmosferde, büyüklerin aleyhine düdük çalmamak lazım, alttan almak lazım.”


**
Evet, bu yıllardır sahneye konan bir stratejidir…
Evet, bu oyunda, hakemi baskı altına almak vardır.
Seyirciyi ve kendi oyuncunu ateşlemeye çalışmak da vardır.
Bir yere kadar da oyunun parçasıdır…
Ama nereye kadar?
“---Rakibini mücadele edemez hale getirmek,
----Hakemi gördüğünü çalamaz hale getirmek,
----Sonrada yavuz hırsız misali, mağduru oynamak,
----Bunu da bir strateji haline getirmek,”
Yok…
Ben burada yokum…
Belki de benim gözümde başka bir gözlük var ama ben kendi gördüğümü yazmak zorundayım:
“Olmadı…Yakışmadı!”

***

Haberin Devamı

Terim, Rıdvan Dilmen’e;
“Bana neyin yakışıp yakışmayacağına, ben karar veririm, sen diyemezsin! . Dikkatli ol !” diyor…
Rıdvan ise yorumcu.
Aslında işi bu.
İyiyi, kötüyü söylemek…
Ama onun cevabı da ilginç:
“Ben, ‘yakışmadı’ demedim. Hocaya bu konuları kim getiriyorsa yanlış yapıyor. Üzüldüm.”  diyor…

***
Gerçekten bu diyalogdan hiç bir şey anlamadım…
Rıdvan da, tüm yorumcularda;
“Yakışmadı” diyebilir.
Terim; hem başrol oyuncusu, hem yönetmen, hem de eleştirmen olmak istiyor…
Bir yanlışlık var burada…

**
Bende, ne yapayım;
Yanlışı düzelteyim diyorum.
Rıdvan yerine, Terim’den özür diliyorum…
Haddim olmadan, Rıdvan’ın lafını geri alıyorum ve
----Yakıştı (!)
Diyorum…

Haberin Devamı

***
Bir de diyorum ki;
“Anne bak, İmparator çıplak!”
İsteyen elbiseyi görmeye devam eder…

 

Yazarın Tüm Yazıları