Fenerbahçe kötü…

Geçen yılın “Hücum presi” bitmiş…
Tüm oyuncular bireysel olarak geçen yılın gerisinde…
Hatların arasında büyük kopukluk var…
Fizik güçleri de zayıf…
Fizikleri yetmeyince sinirleri de zayıflıyor…
Özetle, takım kötü oynuyor…
Sezon başından beri iyi oynamıyor…

***
En kötüsü, oyun disiplininde büyük problem var…
Sanırım, İsmail Kartal oyuna; 4-2-3-1 ile başladı…
Ancak takım, ısrarla çift santrafor oynadı…
Önce Emenike, Caner’in önündeki yeri terk etti…
Sow’a yapıştı.
Gol oradan verilen açıktan geldi…
Sonra Kartal; “Sow’a sola geç, Emenike ortada kalsın” dedi…
Değişen bir şey yok…
Bu sefer Sow, Caner’i yalnızlığa bıraktı, Emenike ile ikiz kardeş oldu…
Resmen dinlemiyorlar hocayı…
Ya da bana öyle geliyor…

***
Caner çaresiz kaldı, Alper’i çağırdı:
“Yama kapayan Mehmet Topal yok. Bu adamlarda bildiğini oynuyor, sen biraz yardım et” dedi…
Oyuncular kendi kendine 4-4-2 ye getirdiler sistemi…
Hafiften denge kuruldu…

***
Fenerbahçe Emre’nin atılması ile 10 kişi değil 9 kişi kaldı.
Sow maçın başından beri yoktu…
Emenike ile Alper’de yarım adamdı…
Gökhan’da uzun süredir sakat sakat oynuyor(!)
O zaman da olmuyor!
Sow aslında bu sezona henüz başlamadı…
Ben işi gücü bıraktım onu izledim.
Tavsiye ederim sizde izleyin…
Eskişehir’in her atağında Sow, Eskişehirspor kalecisine en yakın adam… Top kapılsa ofsaytta kalacak…
Hücumda da beklerin arasına saklanıyor…
Rakip sanki 3 stoper oynuyor gibi…
Emenike’de çok farklı değil.
İkisinin de kafasında sadece;
“Şu topu direklerin arasından geçirsem de kahraman olsam” var.
Alan boşaltma, boş koşu, takımı ileri taşıma, hücum pres, hiç biri yok!
En önemlisi oyun disiplini yok…
Yapışık kardeşler gibi oynuyorlar…

***
Fenerbahçe forması ucuz değildir…
Hata yapanı affeder ama gayretsiz oynayana, çubuklu yakışmaz!
Hele Webo gibi biri orada otururken…
Benzer bir söylemim de Alper’e…
Hiç yoktu sahada…

***
Eskişehirspor ilk yarı süper oynadı…
Nitekim İlk yarı 5 oyuncusu 6 kilometreyi geçmiş…
Toplamda 120,7 kilometre koşmuşlar;
Türkiye rekoru...
Tebrikler…
Skoru unutsalar çok gol atabilirler gibi geldi bana…
Böylesi futbol oynayan bir ekibin ligdeki sırası da garip geldi bana…
Belki de Fenerbahçe çok kötüydü, O nedenle “çok iyi” geldiler bana…

***
İkinci yarı takımın en fazla koşan oyuncusu Meireles’i oyundan alan İsmail Kartal’da,
Uzatmalarda takımı ileriye taşıyan, golü koklayan Erkan Zengin’i alan Ertuğrul Sağlam’da bence hatalıydı...
Hocalarımız;
• Skoru korumanın defansa oyuncu almak ile
• Skoru değiştirmenin yolunun da oyuna hücum oyuncusu almak ile olmayacağını kavramalı…

***
Hakem, bence Fenerbahçe’ye olmayan bir penaltıyı verdi…
Kollar da vücudun bir parçası, şut atıldığında çıkarıp atamazsın...
Sanırım seyircinin bir anda yükselen sesinin etkisi ile kararını değiştirdi…
“Bu kadar kişi aynı anda yanlış göremez” diye düşündü.
Penaltı noktasını gösterdi…
Eskişehirspor’un kazandım sandığı 3 puanı elinden aldı…
Bunlar doğru…
***

Ancak sadece bunu söylersek eksik olur!
• Sow’un çok net ve kolay görülebilecek penaltısını vermedi…
• Maçın eksenin Fenerbahçe’ye döndüğü dakikalarda Emre’yi şu veya bu şekilde atabildi…
• Yere düşen dakikalarca kalkmayan, sedye isteyip, sedye ile değil yürüyerek oyunu terk eden ve bir saniye sonra zıpkın gibi oyuna giren oyunculara tahammül gösterdi...
Bunları da söylemek lazım…
“Hakem Fenerbahçe’yi kolladı” demek başka şeydir…
“Kötü maç yönetti” demek başka şey…
“Bu işler zaten yıllardır böyle” demek ise bambaşka bir şey…

***
Birde şunu ilave etmem gerek…
Dakika 90+4;
Penaltıdan golü yemişin, skor 2-2 olmuş…
Rakip bir kişi eksik…
Kalecin vakit geçiriyor(!)
“Skora isyan eden takım, değiştirmek isteyen takım”, bunu yapmaz!
Erkan Zengin’i de oyundan almaz!
Önce çuvaldızı kendimize batırmazsak ancak kendimiz kandırırız…