Paylaş
Kızlarımız; Önce Fransa’yı sonra Kanada’yı yenerek çeyrek finale kaldılar…
Biz Perileri yazacağımıza tutkumuza esir olup, iki ileri bir geri giden “Fener masalını” yazıyoruz…
Bu ayıp ta benim olsun…
***
Geçen yılın açık ara şampiyonu bir takım düşünün…
Oyuncu kaybetmemiş üzerine takviye yapmış…
Rakipleri problemlerle boğuşuyor…
Fark atıp gideceğini sananlar yanılıyor…
Sezonun başlamasına bir ay kala antrenörünü gönderiyor…
“Problem yoksa ayıp ettin biz yaratırız!” diyor…
İşin tuhafı bunu ilk kez de yapmıyor…
***
Şimdi buradan bakıp;
“Ersun hoca ile devam edilseydi ne olurdu?”
Sorusunun cevabını veremeyiz…
Zamanı geri çevirip test edemeyiz…
Belki de Aziz Yıldırım, yine hepimizden önce gördü...
Bu takımın, bu hoca ile gidemeyeceğini düşündü…
Ve gerekeni yaptı...
Bilemeyiz…
Ancak bana kimse;
“Bu takımı Ersun hoca mı şampiyon yaptı?” diye başlayan ve Denizli’den Kocaman’a kadar giden feci söylemi, haklı gösteremez!
***
Ben sahaya bakarım…
Takım kötü...
Kazandığı tüm maçlarda da kötüydü…
Geçen yıldan ne fark etmiş?
Bir: En öndeki oyuncu ile en gerideki oyuncu arasında 60 metre var…
İki: Takım hücum pres yapamıyor.
Üç: Defansta pozisyon laubaliliği var… Rakibine yakın olacağına, “nasıl olsa alırım” düşüncesi ile 5 metre uzağında oynuyor…
Dört: İlk topa basan, dönen topları alan takım gitmiş...
Beş: Oyundan çıkan oyuncunun direk duşa gitmesi(!) adet olmuş.
Altı: Kocaman ve Yanal hocalarla ve büyük zorluklarla teknik direktör takımı olan Fenerbahçe, tekrar oyuncu merkezli bir takım olmuş…
Yedi: Hızlı çıkan takım mehter takımı olmuş.
“Hücuma çıkacağım. Rakip hazır mı? Eksik oyuncusu varsa o da gelsin ben hücum edeceğim” diyor…
Sekiz: Takım geçen yıl yenildiğinde hocası çıktı ve “Bu takım şampiyon olacak!” Dedi…
İnşallah yarın Aziz Yıldırım çıkıp; “Bu takım Şampiyon olacak!” demez!
Dokuz: Belki de en kötüsü bu…
Takım kötü oynadığında teknik direktör eleştirilirdi. Şimdi yokmuşçasına, Aziz Yıldırım eleştiriliyor...
***
Yazık!
İşin kötü tarafı hemen hemen tüm oyuncular iyi niyetli ve mücadele ediyorlar…
Ancak olmuyor…
Çünkü sistemsiz mücadele etmek bir işe yaramaz…
Tek tek mücadele bir şey ifade etmiyor…
Adı üstünde bu iş bir takım oyunu…
Ve bir de yönetici var bunun…
Olmadan olmuyor…
Adı da teknik direktör…
İnkâr etmemek lazım…
İsmail Kartal Hoca da belki çok iyi bir hocadır ve ispatlayacaktır…
Ancak benim derdim, hocasız olmayacağını anlatmak!
Hem başkana hem de futbolculara…
***
Fenerbahçe’nin CEO’su Hakkı Hasan Yılmaz’ın da istifa ettiği söyleniyor…
Hem de bu maçtan önce…
Basında yer almadığı için pek bilinmez…
Gitmişken ben yazayım;
Fenerbahçe’nin kurumsallaşması, kendi ayakları üzerinde durabilmesi için çok önemli adımlar atıyordu…
Bir bölümünü de gerçekleştirdi…
Neden gider bu adam?
Neden ayrılır?
Bunu sadece Başkan Aziz Yıldırım’ın, uzlaşmaz bir adam olduğu söyleyerek açıklayamayız…
Çok sığ olur…
Ben biliyorum ki, defalarca istifasını durduran, çalışması için sürekli önünü açan başkandı…
Hatta başkan olmasa çoktan ayrılmıştım dediğini ben biliyorum…
Peki, neden gider bu adam?
Neden uzun süreli çalışamaz?
Birileri oralarda yıllarca kalır da, neden faydası olan insanlar hemen ayrılmaz zorunda kalır?
Bu takımın bünyesinde kendi kendini yiyen bir mekanizma var…
Öğütüyor tüm emekleri.
***
Bu takım buradan çıkar…
Çok daha iyi oynar…
Şampiyon da olur.
Ama yazık değil mi?
Neden kazanılmış şeylerin üstüne koyamıyoruz?
Neden kaybedip, kaybedip tekrar başladığımız noktaya geliyoruz?
İşin kötüsü milletçe bununla böbürleniyoruz(!)
***
Ben Fenerbahçe’yi diyorum siz tüm büyükleri anlayın…
Galatasaray, durduk yerde yemedi mi kendini?
En iyisi siz Türk futbolu anlayın…
Neden bu kadar geri kaldığımızı sorgulayın!
****
Ayıptır!
Akhisar’a değinmeden bitmez bu yazı…
Ok gibi bir takım olmuş...
Yay gibi 10 kişi ile geriliyor…
Ok gibi 3-5 oyuncu ile fırlıyor…
Okunu attıktan sonra tekrar takım olarak geriliyor…
Bir de Gekas gibi bir avcısı var ki;
Her attığını vuruyor…
Tebrikler…
Devamını bekliyorum…
Paylaş