Paylaş
Ama %1’lik itirazım var. Özbek’in en iyi 11’indeki Dursun Özbek, kendisi değil. Başkanlıkta başarısız Özbek, G.Saray’da hiç oynamadı. O ilk 11’deki Dursun Özbek, 1986’da rahmetli olan Dursun Özbek’tir.
KiTABINI ADADI
1986 kışının son günlerinde tüm spor sayfalarında o başka Dursun Özbek vardı. Geleceğin yıldızı genç yetenek olarak Dursun Özbek, G.Saray antrenmanda hayatını kaybettiğinde 17 yaşındaydı. O dönem G.Saray’ı çalıştıran tarihin en büyük hocalarından Jupp Derwall, daha sonradan yazacağı kitabını Dursun Özbek’e adayacaktı.
Başkanın öz yeğenini 11’e koyması, Derwall’in saygı duygusu artı bir. Başkanın ilk 11 tercihi hariç, en büyük sorunu akrabalarını kulüpteki kilit görevlere getirmesi. Daha doğrusu bu akrabaların o görevlerde çok başarısız olmaları! Hadi, genç yeğenin üstlendiği e-spor görevi ülkemiz için çok yeni olsun, ama futbol şubesi halen ülkenin en çok kupa kazanan takımlarından biri. Aynı Galatasaray, uzun süre sonra başkanın kardeşinin de belirleyici olduğu futbolda sezonu kupasız kapatacak!
BÖYLE GiTMEZ
“Bir sezon da kupasız olabilir” diye itiraz eden az sayıdaki Özbek taraftarı, kendi kalene gol atıyorsun! Çünkü G.Saray yıllar sonra ilk kez kendi sahasında oynadığı 4 derbide rakiplerine gol bile atamadı!
Özbek, hayatında ilk kez başarısız oldu. Hayata eksiden başlayıp hep çok başarılı olan bir Özbek var. Duygun Yarsuvat’ın Özbek’e kefil olmasının sebeplerinden birisi de bu. “Parayı veren düdüğü çalar”, bazı sektörlerde geçerli olabilir, ama futbolda parayı doğru kullanmayan sadece parayı harcar!
Hiç, “Ama Özbek de en zor zamanda cebinden para verdi” geri pasıyla baskıyı kırmaya çalışmayın. Geriye oynadıkça sadece ileride daha uygun pozisyondakini bulmak için oynayabilirsin. O, ‘cepten verilen para’larsa, kulübün muhasebe defterine ya da UEFA finans belgesine, “Çok iyi adam, cebinden para da verdi” diye geçmiyor.
Özbek, tarihin en başarısız G.Saray Başkanı olarak anılmak istemiyorsa, öncelikle bu konuda kendisine dürüst olmalı. Sonrasında da kulübe para kazandıracak futbol yönetim aklına sahip kişilerle çalışmaya başlamalı. En kısa sürede en büyük transfer hatalarını yapan başkan oldu bile. Grosskreutz’daki gibi faks makinesini ya da başındakini çöpe atmakla bu yaz bitmez. İbrahimoviç örneğindeki gibi, olmayacak bir transferi olacakmışçasına kulağının arkasına yatmakla hiç bitmez! İyi kadron olmazsa stat dolmaz. Stat dolmazsa borç artar, sürekli hoca değiştirirsen oyuncu iskeleti olmaz, daha da kötü oyuncular almak zorunda kalırsın. Ya, “Yapamadım, bırakıyorum” diyeceksiniz ya da, “İlk iki sezonda çok hata yaptım” diyerek, hatanızı kabul edip ilk doğru futbol işinizi yapacaksınız! Doğruyu bulmak için kimsenin ne kan bağına ne de nüfus kâğıdına bakacaksınız! Derwall’in yıllar önce kitabını adadığı Dursun Özbek ve arkadaşlarına yaptığı gibi yapacaksınız!
Paylaş