Son şarkı, her yer aydınlık

ŞİMDİ örnek proje seçiliyor. Türkiye çapında uygulanmak üzere. İçişleri Bakanlığı kararıyla, bakanlıktaki Stratejik Daire Başkanlığı önerisiyle.

............

Çatıda iki tinerci çocuk var. Hem de valilik binasının çatısında. İn, inmiyorlar. Çık, çıkmıyorlar. Sabahın köründe kafaları iyi mi, iyi.

Sokaklarda dolaşan madde bağımlısı iki bini aşkın çocuk, aynı zamanda kapkaç için kullanılıyor. Günde ortalama 75 kapkaç.

Kentin öte yakasında hırsız pazarı kurulu. İkinci el satış yapılıyor. Cep telefonlarından çantalara, elektrikli ev eşyalarından sehpalara, halılara kadar, her şey satılıyor.

Gece-gündüz vur, kır, dağıt, parçala, önüne gelenin istediğini yaptığı, gözleri korkuttuğu, saçak altında yürürken, insanların başına ne geleceğinin belli olmadığı kentlerden biri.

Beş-altı yıl önce Antalya.

PIRIL PIRIL

Şimdi örnek proje seçiliyor. Türkiye çapında uygulanmak üzere.

............

Antalya’da, üstelik turizmin merkezinde, eski Teksas vari kol gezmeye, kolpa çekmeye, üçkağıt atmaya, rulet çevirmeye, adam çarpmaya son vermek için vali Alaaddin Yüksel farklı bir yaklaşım sergiliyor.

Goethe usulü, ışık, biraz daha ışık, felsefesinin daha ilerisi, ışık, daha çok ışık projesi.

Her yer karanlık şarkısının tam tersine, her yer aydınlık bestesi. Çok ve pek çok aydınlık.

Antalya’yı aydınlatmak için seferberlik başlıyor. Şu kadar yeni elektrik direği dikiliyor, şu kadar bin ampul takılıyor. Antalya kısa sürede pırıl pırıl aydınlık bir kent.

SUÇUN İKİ KORKUSU

Suç iki şeyden korkuyor, ses ve aydınlık.

Suçlar karanlıkta işleniyor, suç sessiz mekanları tercih ediyor. Suç ve aydınlık arasında, suç ve ses arasında matematiksel ilişkin var.

Antalya’da neresi aydınlatılmışsa, suç orada ortadan kalkıyor. En aydınlık yerlerden biri hırsız pazarı, şu anda o pazarda in cin top oynuyor. Sokaklar aydınlık, kapkaç artık çok geride. Tinerci çocukların mekanı ışıklar altında, tinerci ve madde bağımlısı çocuklar artık çok az.

Aydınlatma başka güvenlik önlemleriyle destekleniyor. Ve bugün Antalya güvenli kentlerin başında gelen bir il olarak karşımıza çıkıyor.

Vali Alaaddin Yüksel’in bu girişimi İçişleri Bakanlığı tarafından örnek proje olarak seçiliyor. Türkiye çapında uygulanmak üzere.

Ama, yerel seçimlere giderken, benim dikkatim başka yerde.

Hangi partiden olursa olsun, tek bir belediye başkan adayı, daha çok aydınlatma üzerinde durmuyor.

Antalya’da bunu bir vali yapıyor. Belediye ile işbirliği halinde.

Sen yarın belediye başkanı seçileceksin, sen neden her yer aydınlık şarkısını söylemiyorsun?

Topbaş irtifa kaybında

TAYYİP Erdoğan’ın çocukları bir firmada ortak, onların yerine birileri imza atıyor.

Erdoğan, "Ben o adamı tanımam" diyor. Ama, çocuklarının ortaklığına ses çıkarmıyor, "Siz gidin o adama sorun" diyor.

Kadir Topbaş’ın dünürü bir arsa satın alıyor, yeşil alan statüsünde. Plan daha sonra değiştiriliyor, yeşil alan kalkıyor, imar izni çıkıyor. Dünür arada arsayı satıyor. Kadir Topbaş, "Beni ilgilendirmez, ona sorun" diyor.

Doğru, biz Kadir Topbaş’a, örneğin Amerikan uzay uçuş planını, Çin dış ticaret stratejisini, Küba yeni puro reklamlarını soralım. Büyükşehir imar plan değişiklikleri ile Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ne de olsa, ilgilenmiyor.

Tayyip Erdoğan’ın hemen her konuşmasında CHP İstanbul adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nu hedef alması boşuna değil. Çünkü;

1 - Kılıçdaroğlu vurduğu yerden ses getiriyor. Her ses, ona yeni bir oy olarak geri dönüyor.

2 - Kadir Topbaş, Kılıçdaroğlu ile baş edemiyor, zayıf kalıyor. Hele de, arsa ve imar planları arasında, yanıtı zor sorular, onun dilini kilitliyor.

DSP’nin sefaleti

BİRİ çarşafa rozet takıyor, olmuyor Kuran kursundan medet umuyor. Bu sosyal demokrat anlı şanlı CHP. Bir adım sonrasında rozetler yerde, kurslara veda.

Öteki, dört kez seçim kaybetmiş, çeşitli partilerde dolaşmış, MHP’den aday olmuş birini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aday gösteriyor. Bu da, söylendiğine göre, yine sosyal demokrat anlı şanlı DSP.

Muhalefetin sefaleti. Bir değil, birkaç kez sefaleti.

1 - Yıllardır birbirlerini oymakla meşgul. Biri yüzde 20 alıyor, öteki yüzde 21 alıyor, aradan fırlayan RP, FP, AKP artık ne ise, yüzde 23 ile seçim kazanıyor. Yıllardır düşman kardeşler ve düşmanlık her yerde diz boyu.

2 - Şimdi de, savundukları felsefeye ihanet dönemi başlıyor. Biri eski MHP’liyi, öteki eski BBP’liyi aday göstermekte tereddüt etmiyor.

CHP ile DSP el ele veriyor, AKP’nin yolunu açıyor.
Yazarın Tüm Yazıları