Siyasetçiler vakit kaybettiriyorsunuz

TÜRKİYE'nin sosyal, siyasal, ekonomik ve hatta kültürel sorunlar içinde bulunduğunu, buna karşın çözüm için kararlı olunmadığını düşünüyorum. Halk, kendisini sonunu bilmediği, ancak çok da ümitli olmadığı bir sürecin içinde hissediyor.

Spordan sanata kadar büyük bir yolsuzluk ve çirkinliğin içinde yaşayan insanlar, siyasetçilerin umut vermeyen, kişisel ve kısırdöngü gündeminde boğulmak üzere. Türkiye'de siyaset yapmanın rantı hálá önlenmiyor. Siyaset, ülkeye hizmet yolu olmaktan çok, kişisel çıkar elde etmek için kullanılıyor. Türkiye, laik-demokratik temeli korunmak koşuluyla her alanda reformlara ihtiyaç gösteren bir ülke durumundayken, sadece enflasyonun düşürülmesi noktasında 30 yıldır süren biçare bir mücadele sürüyor.

Dünün Bolşevik ülkeleri Türkiye'den daha iyi bir noktaya geldi. Yunanistan; her alanda Türkiye'yi geçti. Irak'ta, Azerbaycan'da basılan kitap sayısı dahi bizden fazla. Bu tabloyu yaratan siyasiler ulusal güvenlik tartışmalarını vatandaşa gündem olarak dayatıyor.

Yazıktır. Bir devletin, bir milletin sosyal, siyasal, kültürel ve hatta insani değerleri bu kadar horca ve vicdansızca harcanmaz. Siyasiler, futbolcular, mankenler, mafya babaları ve kendileri, üzerlerine kurulu olan gündemi yıkarak; bilimi, sanatı, kültürü, yasaları, gelişmeyi ön plana çıkaracak yenilikler içine girmelidirler.

Gönlümüz Türkiye'nin her alanda kısa sürede yeniden yapılandırılmasıdır.

Selim SAYARI-ANKARA

Anadilde AB'ye soru


TÜRKİYE-AB ilişkilerinin ağırlık merkezine oturan ‘‘anadil’’ konusunda gözden kaçan bir noktaya değinmek istiyorum: İspanya'da İspanyolcayı bilmeyen Bask ve Katalanların oranı ne?... Fransa'da Fransızca bilmeyen Korsikalı kalmış mı?... İngiltere'de İngilizce bilmeyen İskoçyalı, Galli, İrlandalı var mı?.. Yunanistan'da Yunanca konuşamayan Batı Trakyalı Türklerin ve Makedonların sayısı ne kadar?.. Aynı şekilde İtalya'da İtalyanca bilmeyen Tirollüye; İsveç'te İsveççe konuşamayan Sami'ye rastlamak mümkün mü?...

Almanlar, Almanca bilmeyen yabancıları vatandaşlıklarına alıyorlar mı?

AB yetkililerine sormak gerek.

Prof. Nadir PAKSOY-KOCAELİ

Pişman ettiniz


ADALET Bakanı Hikmet Sami Türk'e... Affın yanlış olduğunu 2000'li yıllarda vatandaş haykırdı. Fakat sizler kulak tıkadınız. Bu aflar adalete zarar veriyor Sayın Türk. Suçlu kim olursa olsun cezasını çekmeli. Polis, suçluyu yakalamak için hayatını tehlikeye atıyor. Hákim ve savcılar adaleti yerine getirmek, hata yapmamak için kılı kırk yarıyorlar. Sonra af...

Bir TV programında babasını öldürmeye teşebbüs eden bir kadın konuşturuldu. Avukat cezasını söyleyince ilk önce pişman oldu. Sonra, ‘‘Ama benim akrabam adam öldürdü, o kadar yatmadı’’ dedi. Daha sonra da nasıl olsa af çıkar sözleri duyuldu. Bu ve bunun gibi olaylar nedeniyle DSP'ye oy verdiğimize pişman ettiniz bizi.

Zeki ÇORAPÇI-İSTANBUL

Pancarcılar feryatta


BİZ bu ülkede şekerpancarı üretmek istiyoruz, önümüze getirilen bahaneleri kabul etmiyoruz. Son yıllarda şekerpancarı üretimine getirilen kota yanında açıklanan fiyat ile üreticinin kazanılmış hakları elinden alınmış ve kaliteli pancar üretenler cezalandırılmıştır. Yüce Türk mahkemeleri ihtiyati tedbir kararına rağmen pancar bedeli ödemelerinin kararname hükümlerine göre devam ettirilmesini anlamsız buluyoruz, bundan sonra aldatılmayı istemiyoruz.

Her konuda Batı örnek alınırken konu çiftçi haklarına geldiğinde bu yapılmamaktadır. İzlenen bu politikalarla Türkiye, dış ülkelerin üretim fazlası şekerlerinin pazarlanacağı bir ülke yapılmak istenmektedir. Pancar fiyat kararnamesinin değişmesini ve verilmeyen haklarımızı geri istiyoruz.

Mehmet BOLAT-Mühürler Köyü Muhtarı-ÇORUM

Güvenç'in görüşüne itirazım var


NAZIM Güvenç'in ‘‘Yine, Yeni, Yeniden CHP’’isimli kitabı ile ilgili yazınızı ilgiyle okudum.

Ancak şahsımla birlikte on iki ‘‘solcu aydının’’ siyaseten birbirinden hayli farklı kulvarda yer almalarına rağmen konu ekonomi deyince bunların arasında adeta aynı tornadan çıkmışçasına müthiş uyum var saptamasına itirazım var.

Her şeyden önce böylesine toptancılık haksızlık... Kaldı ki tüm ömrümü, tüm enerjimi Mustafa Kemal'in ekonomi anlayışını (Atatürkçülüğün sadece kuru bir laiklik söylemi olmadığını, Anadolu insanının iş bulması, aş bulması, ulusun gönenç davası olduğunu) anlatmakla geçirmiş bana karşı tam bir haksızlık. Yazınızda da altını çizdiğiniz ‘ekonomi devleti’ ya da Atatürkçülüğü, ulusal ekonomi söylemi ile birleştiren ve hep istihdam, gönenç ile yeniden 'Türk mucizesi' yaratabiliriz iddiasındaki şahsıma haksızlık gibi geldi. Sayın Güvenç'in kitabının tamamını henüz bitiremedim. Bazı haksızlıkları da olsa yararlanmaya çalışacağım.

Kemal ÖZDENUSİAD Genel Başkanı

Mevlana'nın 7 öğüdü


Cömertlikte, yardım etmede akar su gibi ol

Şefkat ve merhamette güneş gibi ol

Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol

Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol

Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol

Hoşgörülükte deniz gibi ol

Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol

MESAJ


TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı A.Nihat Gökyiğit'in merhume eşi Nezahat Gökyiğit'in anısı için gerçekleştirilen 'TEMA Nezahat Gökyiğit Hatıra Parkı' yarın Bayındırlık Bakanı Abdülkadir Akcan tarafından açılıyor. İstanbul'un şehiriçi koru yüzölçümünü % 17.6 oranında arttıran, 50 binden fazla bitki türünün bulunduğu hatıra ormanı, Fatih Köprüsü'den gelirken Ataşehir-Küçükbakkalköy çıkışında oluşturuldu.

KADIKÖY'deki British English'e kayıt oldum. Güvenlik görevlisi olarak çalıştığımdan iş saatlerimin değişmesi, sağlık sorunlarım ve maddi yönden zorlandığımdan hiç bir kursa katılamadım; durumumu da kendilerine bildirdim. Buna rağmen 65.5 milyon x 11 adet senet için icra işlemi yaptılar. Avukatlarla zar zor anlaşarak 11 adet seneti 360 milyon karşılığında alabildim. Böyle bir fırsatçılık olabilir mi? Kendilerini kime şikayet edeyim?

Şevki ÖZTAŞ-KADIKÖY
Yazarın Tüm Yazıları