Sigara tiryakisi maymun!

Vizyona girdiği 2009’da 450 milyon dolarlık hasılatla büyük bir başarı elde eden “Felekten Bir Gece” (The Hangover) filminin devamı “Felekten Bir Gece Daha” (The Hangover Part II) geçtiğimiz haftanın en fazla ilgi gören filmlerindendi.

Haberin Devamı

Devam filminde deja vu yaşasam, ilkine göre biraz heyecansız ve sürprizsiz bulsam da eğlenmedim, beğenmedim diyemem.
Aynı oyuncu kadrosu ve benzer bir mantıkla izleyiciyle buluşan “Felekten Bir Gece Daha”da sadece mekan farklı.
Hatırlanmayan çılgın gece Las Vegas’tan sonra Bangkok’ta yaşanıyor. Hani şu ‘One Night in Bangkok’ şarkısına konu olan deli şehirde.
İlk filmde bekarlığa veda partisinde başlarına musallat olan kaplan ve çocukla ne yapacaklarını bilemeyen kafadarlar bu kez sigara tiryakisi bir maymunla kalakalıyorlar.
Sigara tiryakisi maymun deyince ve görünce duruyorum tabii. Saflık yapıp, yapımcıların, yönetmenin bunu nasıl yaptığını, zavallı hayvana nasıl olup da sigara içirdiklerini düşünüyor, isyan ediyorum.
Mantık sesim çıkıp da “Kızım orası Hollywood, böyle yaş tahtaya basarlar mı, hayvan hakları savunucularını karşılarına alırlar mı” demiyor.
Üzüldüğümle ve isyan ettiğimle kalıyorum.
Cyrstal adlı, 17 yaşındaki dünya şekeri maymuna bu filmdeki rolü için tabii ki sigara içmeyi öğretmemişler.
Maymunun sigara içtiği sahnelerde sigara ve dumanı görsel efekt süpervizörü Robert Sttadd tarafından yaratılmış. Zaten Crystal’ın eğitmeni de hanımefendinin sigara dumanından bile nefret ettiğini söylüyor.
Ne diyeyim, akıllı maymunmuş, aferin ona.

Haberin Devamı

Biraz pişmanlık bolca da aşk

Ben her Teoman albümünü müziğinin hissettirdikleri kadar kelimelerin oyununu ve gücünü hissetmek için de beklerim.
Hayatıma yeni anlamlar katmak, kirli kalabalıklarda unuttuğum ama aklıma her geldiğinde özlediğim tenha, temiz dünyalara geri dönmek için.
Bir albüm değil, bir roman bekler gibiyimdir.
Teoman’ın “Aşk ve Gurur” albümü, bir kez daha beklediğime değdi.
Sahil, deniz, martılar, ilk aşklar, gençlik yılları, aşk acısı, yalnızlık ve hüzün.
Aldı götürdü yine uzaklara...
“Bana öyle bakma, anlayacaklar, ikimize karşı bu dünya bizi anlamayacaklar.” (Bana Öyle Bakma, İrem Candar’ın eşliğiyle albümdeki favorilerimden.)
“Ne kaçış var aldanışta, ne gidiş sitem, yıllar değil geçip giden, bizleriz biten.” (Bak Hayatına)
Ve “Yıllar Sonra” şarkısı, beni eskilere, safça, hesapsızca, aşık ve mutlu olduğumuz yıllara götüren.
Hasretle, hüzünle, gözyaşıyla, özlemle...
“Bir yol olsa demiştin senle ben için, o yolda sana hayatımı verirdim, biraz kıskançlık bolca da aşk, çok gençtik, hepsi buydu elimizdeki / Bir son olsa demiştin senle ben için, aynı anda durduğu kalplerimizin, birazcık hayal, bolca da aşk çok gençtik, hepsi buydu elimizdeki, yıllar sonra...” (Yıllar Sonra)

Haberin Devamı

Sevgi dolu, dost insanlar

-CNN Türk Genel Müdürü Barış Tünay anlattı. Otoyolcular sitesinin bahçesinde kediler için özel evler yaptırmışlar. Onları aşılatmış, kısırlaştırmışlar.
Site sakinleri akşamları yemeklerini bu evlerde kedilerle paylaşıyorlarmış. Özellikle çocuklar için ne kadar güzel bir paylaşım, ne kadar sevgi dolu bir eğitim. Umarım diğer pek çok siteye de örnek olur.
-Hıncal Uluç, “İstanbul’da hayvanlar kafeslerde değil, direksiyonlarda oturmuş deyişimi ağır bulanlar olmuş. Bir daha okudum hak verdim. Özür dilemem gerek, Ömür Gedik’ten, bu ülkenin popüler hayvan hakları savunucusundan” diye yazdı. Teşekkür ediyorum, hem hayvan adlarının hakaret olarak kullanılmasının fenalığını gündeme getirdiği için, hem de “popüler hayvan hakları savunucusu” sıfatı için. Hayvan sevgisi ve hakları denince akla gelen isimlerden biri olmak tam da istediğim şeydi.
-Ertuğrul Özkök’le konuşuyorduk, “hayvan hakları konusunda önemli işler yaptınız, sürekli gündemde tutarak unutturmadınız, Türkiye’de hayvan hakları konuşulur oldu, tebrik ederim” dedi. Dikkatini çekmiş, Sivas-Fenerbahçe maçında Sivassporlu futbolcuların sahaya ellerinde “Bir Kap Yemek Bir Kap Su” pankartıyla çıktıklarını hatırlattı. Ben de buradan HAÇİKO olarak bağlı olduğumuz HAYTAP’a dikkat çekeyim. Hep birlikte, el ele unutmayacağız, unutturmayacağız. Her fırsatı değerlendirerek dostlarımızın yanında olacağız.

Haberin Devamı

Altın Güvercin’e az kaldı

Altın Güvercin’in müzik dünyasındaki yeri ayrı. Bugüne dek kimler geldi kimler geçti... Fatih Erkoç, Aşkın Nur Yengi, Harun Kolçak, Cem Karaca, Suavi, İzel-Çelik-Ercan, Metin-Eda Özülkü, Asya, Suat Suna sadece bazıları. Önemli isimleri müzik dünyasına kazandıran yarışmanın bu yılki büyük finali 25 Haziran’da. Jüri de belli oldu üstelik; yeni seslerin müzik dünyasına adım atarken verecekleri sınavda karşılarında Fuat Güner, Toygar Işıklı, Osman İşmen, Metin Özülkü, Vedat Sakman, Mehmet Teoman, Ali Rıza Türker ve Cüneyt Ünal olacak.

Yazarın Tüm Yazıları