Yüz yıllık Köylü Pazarı
HER ŞEY TAZE
Büyük şehirlerde artık taze sebze, meyve bulmak çok zor. Oysa Bolu Pazarı'nda her şey taze. Pazarın hazırlıkları bir gün önceden başlıyor, sebzeler toplanıyor, yıkanıp hazırlanıyor ve sabah erkenden kalkıp pazar yerine geliniyor. Eskiden bütün köylüler traktörleriyle gelirmiş, artık traktörlerin yerini arabalar almış.
ELMALAR SEBEN’DEN
Bolu'nun en çok patatesi meşhur, zaten Bolu'ya girerken sizi ‘‘Patates diyarına hoşgeldiniz’’ yazısı karşılıyor. Seben'in elması, üzümü, Kıbrıscık'ın pirinci, Mudurnu'nun tereyağı... Bolu pazarı'nda en çok peynir, tereyağ ve yoğurdun kurutulmuşu olan ve etli mantıda kullanılan keş'i bulabilirsiniz.
TÜM PAZARCILAR KADIN
Her pazartesi köylü kadınlar tarafından kurulan Bolu Pazarı'nın yüz yılın üzerinde bir geçmişi var. En büyük özelliği pazarcıların hepsinin kadın olması. Konuştuklarımızın çoğu kendini bildi bileli bu pazara geliyor. Şehirli bir haftalık ihtiyacını buradan karşılıyor. Pazarın amacı köylülerin ürettiklerini satması.
DEDİKODUSUZ OLMAZ
Bu pazar aynı zamanda bütün köylü kadınların buluşma mekanı. Genç kızların pek katılmadığı pazara daha çok yaşlı kadınlar, gelinleri ve çocuklar geliyor. Pazartesi günleri bir yandan satış bir yandan da önemli dedikodular yapılıyor. Kimin kızı nereye gitmiş, hangi köyde ne olmuş... Bir de oğullarına kız arayanlar var. Bu ‘‘işler’’ de Bolu'da pazartesi günleri hallediliyor! 15 sene önce pazar bugünkü yerine, stadyum yanına taşınmış. Burası hem daha geniş bir alan hem de köylüler için Bolu Belediyesi tarafından yapılan üç kapalı mekan bulunuyor.
RAKİPLERİ VAR
Soku köyü 10 sene önce Bolu'nun içine katılıp yirminci mahallesi olmuş. Bu gelişme bostanlarıyla ünlü Soku için bir tehlike oluşturuyor. İnşaatların başlaması eski verimliliği kaybettirmiş. Bolu geliştikçe dört ayrı yerde semt pazarları kurulmaya başlanmış. Haldeki esnafın malını sattığı bu pazarlara köylü pek rağbet etmiyor. Şehirli ise daha çok yine köylülerin kurduğu kadın pazarını tercih ediyor.
Köylü kadının mesleği
Bütün şehirlerde köylüler tarafından kurulan pazarlar, taze sebzeleri, ev yapımı yoğurtları, ekmekleriyle meşhurdur. Ancak şehirler büyüdükçe bu pazarların sayısı azalmaya başladı. Bolu'nun köylü kadın pazarı bu geleneği hala sürdüren nadir pazarlardan biri. Bu pazar Bolu'da o kadar yerleşmiş ki artık pazartesi yerine ‘‘Bolu Pazarı’’ kullanılıyor.
Çevre köylerdeki kadınlar, bahçesinden topladığını, yoğurdunu, tereyağını bir gün önceden hazırlayıp, pazarda satıyor. Aslında çoğunun maddi durumu iyi. Pazar çoğu köylü kadın için bir meslek. Kızının çeyizini hazırlaması, oğluna babadan gizli para çıkarması için... Bolu geliştikten sonra haftanın dört günü semt pazarları kurulmaya başlanmış. Ancak bu pazarlara köylü kadınlar pek rağbet etmiyor. Pazarda genç kızları göremedik, kadınlar daha çok evlendikten sonra çalışmaya
başlıyorlar. Yaşlıların sayısı ise bir hayli fazla. 30, 40 yıldır pazarcılık yapanlar var. 50 yaşındaki Safire Sezer 30 yıldır burada. Soku Mahallesi'nden, kocası emekli olmuş. Bütün kadınlar burada erkekler nerede diyoruz, ‘‘Bolu'nun adeti böyle’’ diyor.
Pazarda haşlanmış şeker pancarından oyaya kadar birçok şey bulabilirsiniz. Bu pazarın bir diğer özelliği de fiyatların standart olması. Ama bunun nasıl olduğunu pek bilen yok. Sabah saat sekizde gittiğinizde bile pazarın bir başındaki yoğurdun fiyatı sondakiyle aynı. Alışverişe gelenler buna ne zaman karar verdiklerini bir türlü hatırlamıyorlar. Pazarda herkesin artık bir tanıdığı olmuş, alışverişini de ona göre yapıyor. Malın fiyatına göre değil, kalitesine, tanıdığı kadının temizliğine dikkat ettiklerini söylüyorlar. Bolu pazarı'nda pırasanın kilosu 100 bin, sütün 150 bin lira.