Yurt içinde vazgeçilmez kış adresi: Kartalkaya
Mart kapıdan baktırır, Kartalkaya’da kayak yaptırır diye cümleme girmek istiyorum. Dünyanın değişen ekolojik sistemiyle yaz kışa, kış da yaza döndü neredeyse… Mart ayıyla bahar başladı diye düşünceler geçmişte kaldı. Çicekler açsa da kış kışlığını yapıyor hâlâ… Ankara ve İstanbullulara hafta sonunda huzurlu, beyazın saflığıyla kendini dinleme fırsatı veren, çocuklu ailelerin ve kayakseverlerin tercih ettiği yakınlıkta bir yer Kartalkaya...
Aracınızla gitmeye karar verdiyseniz Bolu’da Köroğlu dağlarına doğru Kartalkaya sapağından yükselmeye başlıyorsunuz. Gündüz gittiyseniz, manzaranın yeşil çamların üzerinde dans eden kar tanelerini görmeniz mümkün. Yol kenarlarında lastiklere zincir takmak için duran çadırlar var yani beyler merak etmeyin, zincirler profesyoneller tarafından 10-20 TL karşılığında takılıyor. Ve işte Kartalkaya… Ben Golden Key otelin sahibesi sevgili dostum, Şebnem Uyar’ın davetlisi olarak gitmiştim. 14 Şubat hem aşka şarkılar söylemek hem de yazılarımı yazmak için en güzel gündü.
Tesislerin hepsi birbirinden güzel
Golden Key otelinin iç tasarım mimarisi ödüllü ve gerçekten bir kış evinde hissediyorsunuz. SPA’sı ve muhteşem mutfağıyla ‘evinizde’ hissini size fazlasıyla yaşatıyor. Geçen yıl ailece Kaya Palazzo & Ski Mountain Resort’te konaklamıştık. Geniş ve yeni olması, hoş mimarisiyle, ‘Baby’ pistinin oluşu ve büyük piste yakınlığıyla tercih edilenler arasında öncelikli bir otel.
Otellerin avantajı kolay asansörlü inişleri ve baby pistlerinde idman yapabilme şansınız. Ben her yıl bu idmanı yaparım açıkçası, ısınmak önemli… Hatta geçen yıl inip çıkarken son inişimde, pistten uzaklaştım ve düştüm. “Artık yalnız ve herkesten uzaktayım yapacak bir şey yok” derken tekrar kaymaya başladım. Sonrasında “Aaa! uzakta bir kalabalık var” dedim kendi kendime, meğerse teleseyişlerin olduğu yere gelmişim, bakmayın cesur oluşuma aslında ben ödleğin tekiyim…
Allah’tan pratik zekâmla yanımdakine “bana eşlik” edin dedim. Kaldırın ayaklarınızı ve kilidi kapatın diyerek beni sakinleştirdi. Bir sessizlik yol uzun, sohbete başladık. Ben yine elimden telefonu düşürmüyor çekim yapıyorum tabii… Bir de açıklama yaptım “yazılarım ve sosyal medya için çekiyorum” diye. “Siz eğitmen misiniz?” dedim yanında da küçük bir çocuk görünce… “Hayır, Belediye Başkanı’yım dedi beyefendi” Ay başkanım kayak hocası gibi duruyorsunuz diye durumu düzeltmeye çalışsam da, gülümsettim.
Sonra zirveden tek başına iniş tabii… Kayak zirveleri hayata benzemiyor, burada çıkması kolaydı inişi zor. Zaten kendimi bıraktım, kontrol, denge nasıl bir his bu kayak… Fren çaprazı belki çok kullandığım bir şeydi ama rahat olup kendini bırakmak harika bir his… Düşmedim mi? Düştüm tabi… Hangimiz düşmedik çılgınlar gibi… Bir ara kalkamadım, bir el uzandı yardımıyla kalktım, hayat gibi işte düşene bir el lazım hep, değil mi? Sonradan öğrendim ki bizim başkan… Beni görünce acımış… Neyse yıllar önce yaşadığım bir anıya gittim, kendim de yazarken gülümseyerek hatırladım.
Yazıya dönecek olursak Kartalkaya’da Doruk Kaya Hotel’in snowparkı büyük küçük rampalar ve box’lardan oluşuyor. Yeni başlangıç ve profesyoneller için etkileyici. Avusturyalı mühendisler tarafından yapılan Türkiye’nin ilk profesyonel snowparkı... Farklı aktiviteler, eğlence ve etkinlikler için de kullanılıyor. Diğer otellerde kalanlar Ski-Pass kartlarıyla kullanabiliyorlar. Grand Kartal Kartalkaya’nın ilk otellerinde dağ ve pist manzarasıyla tercih edilenler arasında...
Kayak malzeme kiralamaları 100-120 TL arasında değişiyor. Kartalkaya’da kaldığınız tüm otellerde kayak dersi için resepsiyondan bilgi ve rezervasyon yaptırabiliyorsunuz, pistlere uzak otellerin ulaşımı servislerle yapılıyor. Mart ve Nisan‘da bile karın keyfi sürüyor burada…
Ortak alan Dron Café ve markaların etkinlikleri ortamı keyifli hale getiriyor. Sıcak bir çikolata ya da bol tarçınlı salep karda bir başka güzel oluyor. Kayak yapanlar, kayak yapmayıp burada oturan ailelerine poz verircesine süzülüyor dağdan… Sadece kayak yapanların değil, karı seven, sucuk partisi, sohbet ve sessizlikte keyfini sürenlerinde tercihi burası. Yine kiralayacağımız Atv’lerle orman içinde keyifli sürüşler yapabilir, bırakılmamış yollara iz bırakabilirsiniz…
Ama siz karda yürür izimi belli etmem diyorsanız bunu sevmeyebilirsiniz tabii… Golden Key’in manzara fotoğraf köşesinde pozlarımı alıyor ve Taş Fırından çıkan pizzamı yiyerek tamamlıyorum günümü… Balili kızların Uniqspa‘da uygulandıkları muhteşem terapilerle rahatlamış, huzurla uyumuş olarak bir anıyı koyuyorum arşivlere… Geri dönüşte en unutulmaz manzara ışıklar içinde Bolu... Gece dönüşü yaptığımız için şahit oluyoruz manzaraya… Haydi görmediyseniz, bu yıl bir zaman ayırın kendinize, yüksek Köroğlu dağları sizi bekler…