Yüce dağın yamacındaki aşık toprağı
19’uncu yüzyılın dili sivri ozanı Aşık Seyrani, hicivleriyle Sultan Abdülmecit’i kızdırmış, canını kurtarmak için İstanbul’dan kaçıp Erciyes’in yanıbaşındaki Develi’ye sığınmıştı.
Yollardan Anadolu, günlerden güneş, mevsimlerden “renkli diyarlar.” Anadolu’nun tarihi, sanatı, kültürüyle örnek yerleşkelerinden birindeyiz. Develi, Erciyes Dağı’nın 6 kilometre güneyinde. Doğusunda Tomarza, batısında Yeşilhisar, kuzeybatısında İncesu ilçeleriyle çevrili. Güneyinde Yahyalı ile Adana’nın Saimbeyli ve Feke ilçeleriyle komşu. Kayseri’ye 45 kilometre uzaklıkta. Kent merkezinden önce Hacılar’a ulaşılıyor. Erciyes istikametine saptıktan biraz sonra kıvrıla kıvrıla ilerleyen otoyolun kıyısında ormanlar beliriyor. Bir nevi Karadeniz diyebilirim yani. İlk mola yerimiz Erciyes. Cömertliğiyle doğa severlere kucak açan dağın temiz suyundan içmeden ayrılmak, tatlıcıya gidip tatlı yememek demek. Erciyes’e ulaştığınızda Develi’ye pek de mesafeniz kalmıyor. Hele hele Erciyes’ten Develi’yi kuşbakışı selamladığınızda gelinen yolların kısmi yorgunluğu kayda bile alınmıyor.
OKUMA YAZMA ORANI YÜKSEK
Uzakta beliren ilçe Aşık Seyrani’si, yerel kültürü, mutfağındaki cıvıklı, pıtpıtı gibi lezzetleriyle farklı bir mekan. Dağın güney yamacında koyunlarını otlatan çobanın yanık türküsü çalınıyor önce kulağımıza. Yanıbaşında kangal köpekleri. Diğer çoban eşeğine binmiş. Bunlar fotoğraf makinemize kaydettiğimiz ilk kareler.
İlçe merkezindeki yollar bakımlı. Planlı yapılaşma korunmaya çalışılmış. Havuzlarla süslenmiş parkın hemen yamacında tarihe imza atmış Türk büyüklerinin heykelleri sıralanmış. Yanıbaşına geniş bir etkinlik alanı yapılmış. Alanın karşısına geçtiğinizde ihtişamlı Çarşı Camii’yle karşılaşıyorsunuz. Yanıbaşındaki binada “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” yazısı dikkati çekiyor. Yaşanılan yer doğallığını koruyunca, halkı da doğal kalabiliyor. Develi halkı geleneklerine sıkı sıkıya bağlı. Bununla birlikte giyim kuşam çağdaş görünüm arz ediyor. Okuma yazma oranı yüzde 97 civarında. İşyerlerleri işhanı ve çarşılarda toplanmış. İlçenin en önemli kültürel etkinliği Aşık Seyrani Kültür ve Sanat Festivali. Ayrıca yılda birer kez Sultansazlığı Foto Maratonu ve Aladağlar Foto Safarisi düzenleniyor. Bu etkinlikler ziyaretçi trafiğini artırıyor.
Konya’nın Mevlana pidesi, Trabzon’un mıhlaması neyse Develi’nin kültüründe de “cıvıklı” o denli önemli. Bir tür etli pide bu. Özelliği kıyma yerine elde ince doğranmış, dinlendirilmiş koyun eti kullanılması. Domates, biberle lezzetlendirilen pide içi, buğday unundan mayalı hamurla taş fırında pişiriliyor. Pide öylesine meşhur ki, yapımını You Tube’de bile izleyebilirsiniz. Bugün Develi merkezinde pek çok fırın, restoran özgün Develi cıvıklısı pişiriyor. “Bizimki diğer etli pidelere benzemez” diyorlar.
İsmini Oğuz boyu verdi
Kasabanın tarihi adı Everek, Ermenice ören, harabe anlamındaki “averak”tan Türkçeleştirilmiş. Develi adı Cumhuriyet döneminde benimsenmiş. İlk yerleşim MÖ 2500’lerde kurulmuş. 1071’de Türklerin Anadolu’ya girmesiyle Oğuz boylarından Develioğulları obası bölgeye yerleşmiş. Bölgeyi fetheden Selçuklu Sultanı Alparslan’ın yeğeni Devali’nin türbesi de ilçede. Fatih Sultan Mehmet döneminde Osmanlı topraklarına katılan yerleşim Kurtuluş Savaşı’nda önemli cephelerden biriydi. Kanberli Osman Bey, Osman Coşkun Bey, Yakup Kenan Bey önemli görevler üstlendi. İlçede günümüze ulaşabilen pek çok tarihi eser bulunuyor: Sivasi Hatun Camii, Seydi Şerif, Hızır İlyas, Şeyh Ümmi, Ebçe Sultan türbeleri, Hamidiye Medresesi, Havadan Külliyesi, Gereme Harabeleri, Çomaklı Yer Altı Şehri, kayalara oyulmuş mağaralar, Fıraktın Yazılı Kayaları, Öksüt Kalesi...