Yörük kızı Büşra'nın yeteneği dağa taşa sığmadı
Burdur'da hayvancılıkla geçimini sağlayan Yörük ailenin 22 yaşındaki kızı Büşra Öğüt, ailesine karşı çıkıp kazandığı Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü'nde hayallerinin peşinde koşuyor.
Ağlasun ilçesine yaklaşık 4 kilometre uzakta, makilik yamaçtaki müstakil evlerinde yaşayan ve hayvancılıkla uğraşan Muammer ve Afife Öğüt çiftinin dört çocuğundan en küçüğü Büşra Öğüt, küçüklüğünden beri doğada bulduğu taş, duvar, ağaç, kuruyemiş kabuğu, ampul, gazoz kapağı gibi nesnelerin üzerine resim yapıyor. Yeteneği, ilkokul öğretmeni tarafından keşfedilen Öğüt, resim ve çizimleriyle çevresindekilerin dikkatini çekti. İlçe meydanındaki büyük bir binanın duvarına Atatürk portresi çizen Öğüt, evlerinin okula uzak olması nedeniyle liseyi açık öğretimden tamamladı.
Ailesi "Hayvanlarla ilgilen" dedi
Başlarda, anne ve babasının üniversite eğitimi almasını istemeyip hayvanlarla ilgilenmesini istediği Öğüt, özel yetenek sınavında gösterdiği başarının ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü'nü kazandı. Ablası ve ağabeyiyle anne ve babasını ikna ederek üniversiteye başlayan Öğüt, hayallerine ulaşmanın mutluluğunu yaşıyor.
Toplumsal olayları da resmediyor
Daha çok taşlara kömür, toprak ve çimen kullanarak portreler çizen Öğüt, çamurdan da heykeller yapıyor. Toplumsal olaylara da kayıtsız kalmayan Öğüt, bir kayaya veya bir ağaç parçasına yakın zamandaki olayları çağrıştıran çizimler yapıyor. Öğüt, en son evinin bahçesinde büyük bir kayanın üzerine, Van'ın Bahçesaray ilçesinde çığ altında kalan vatandaşların kurtarıldığı esnada silah arkadaşları için gözyaşı döken askerin, Anadolu Ajansı muhabiri Özkan Bilgin tarafından çekilen fotoğrafını resmetti. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Tasarım Bölümü 3. sınıf öğrencisi Büşra Öğüt, okuldan arta kalan zamanlarda ve yaz tatillerinde hayvanlara bakarak ailesine yardımcı olduğunu söyledi. Küçükken okula gitmediği zamanlarda hayvanlara bakarken bile sürekli çizim yaptığını anlatan Öğüt, "Doğaya dikkatli baktığınızda her yerde ayrı bir sanat olduğunu görüyorsunuz. Doğada yaptığım çalışmaların tıpkı her şey gibi yaşayıp, ölüp kaybolması gerekiyor. Eserlerim de doğadaki her şey gibi bir süre sonra yok oluyorlar" dedi.
Keçileri otlatırken doğadaki sanatı keşfetti
Öğüt, keçileri otlatırken doğadaki sanatı keşfettiğini belirterek "Her baktığım şeyde farklı bir sanat gördüğümde çalışma yapma isteği oluştu. Etrafta bulduğum malzemelerle çizim yapmaya başladım. Yeteneğimi ortaya çıkaran şey, doğadaki sanattı. Doğadaki her şeyin, hayvanların, bitkilerin birbirleri arasındaki uyumu beni çok etkiledi. Doğada ne buluyorsam, onunla çizim yapıyorum. Bu beni daha çok mutlu ediyor" diye konuştu.
Yeteneğinin karşısında kimse duramadı
Ailesinin başlarda çizim yapmasını desteklemediğini ifade eden Öğüt, daha sonra yeteneği nedeniyle çevredekiler tarafından takdir edildikçe onların da fikrinin değiştiğini söyledi. Öğüt, şimdi ailesinin de dahil herkesin kendisine destek verdiğini belirterek şöyle devam etti: "Sosyal medyada yaklaşık 7-8 yıldır çalışmalarımı paylaşıyorum. İnsanlardan gelen geri dönüşler sayesinde daha çok bu işe sarıldım. Yaptığım şeylerin daha çok tasarımsal olduğunu düşünüyorum. Sadece resim bölümü, tek başına benim beklentilerimi karşılamıyordu. Bu yüzden kendimi ifade ettiğim alanın grafik tasarım olduğunu düşüyorum çünkü farklı şeyleri birleştirerek ortaya bir şeyler çıkarmayı seviyorum."
"Allah vergisi bir yeteneği var"
Baba Muammer Öğüt de kızının eserlerini beğendiğini dile getirerek, "Ben onun çizdiği şeylere baktığımda sanki o resim canlı bir varlık gibi gözüme gözüküyor. Allah vergisi bir yeteneği var, yeteneğini görünce okumasının önünde durmadık. Okumuş adam yaptığı her işi güzel yapar. Kızımla gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. Abla Fatime Öğüt de kardeşini çok yetenekli bulduğunu dile getirerek "Hayvancılıkla eğitimi bir arada götürmek biraz zor olsa da kardeşimin ikisini de çok iyi başardığını düşünüyorum. Hem hayvanlara çok güzel bakıyor hem de sanatsal çalışmalar yapıyor" dedi.