Paylaş
Boğatepe Köyü
İlhan Abi ve Zümran Abla öyle bir emek vermiş ki, haritada bile zorlukla bulunan tabelası bile olmayan 200 nüfuslu bir köy bir an da Türkiye’de tanınır, Kars turizminin bir parçası haline geldi. Anadolu kadının sadece tandırda ekmek yapmadığını aynı zamanda başka şeyler de başarabileceğini gösterdiler, vesile oldular. 2007 yılında kurdukları Boğatepe Derneği ile birlikte kadınlar kendi potansiyellerini keşfetmiş, Fransızca ve yoga dersleri almışlar.
Sağlıklı yaşam hakkında uzmanlardan bilgiler almışlar ve köyde kendi müzelerini kurmuşlar. Kars peyniri ve gravyerini anlatan bir müze var bu köyde evet. İşin en güzel yanı ise kahvaltı kısmı. Köy camii önüne geldiğinde sağ tarafta kadın bakkal yazan bir yer var. Buraya kahvaltı için müsait biri var mı diye sorduğunuzda o an köyde kim müsaitse eve misafir oluyorsunuz. Kars’ın ev hayatını yaşıyorsunuz. Sohbet ediyorsunuz, organik bir kahvaltı yapıyorsunuz. Bence en duygusal deneyimlerden birisi.
Kahvaltı fiyatı: 25 TL
Aygır Gölü
Boğatepe yolu üzerinde zaten göreceksiniz müthiş bir göl var.
Kenarına kadar gittim, donmuş manzarada öyle bakakaldım. Gerçekten inanılmaz bir doğası var. Geleceğin Çıldır’ı olur mu derseniz? Olabilir.
Çıldır Gölü
Bir de yazın görmelisin ne güzel olur diyorlar burası için. Kışın öyleyse yazın da çok güzeldir kesinlikle. Ben kışı anlatacağım yine de. Kars merkezden 70 km uzaklıkta Çıldır Gölü’nü gördüğünüz anda rotada sırasıyla Günay’ın Yeri, Belediyenin yaptırdığı Köşkü ve Atalay’ın Yeri’ni göreceksiniz. Göl Ocak-Mart aylarında tamamen donuyor.
Her yerden gölün üzerine çıkarak yürüyebiliyorsunuz fakat bu üç mekan önünden göle yürürseniz aktivite yapabileceğiniz noktalara da ulaşabiliyorsunuz. Kızak, kar motoru ve at üzerinde turlar yapabilirsiniz. Kızak turu kişi başı 20 TL, kar motoru 50 TL, at turu ise 25 TL. Bu rakamları ödeyerek Çıldır’da daha farklı bir tecrübe yaşayabilirsiniz. Yemek konusunda ise mekan sayısı zaten bir elin parmağını geçmediği için Atalay’ın Yerini öneriyorum. Sarıbalık yemelisiniz mutlaka. Ayrıca yine Atalay’ın Yeri’nin önünde kızakçı Tekin Akçay ile kızak turu yapmanızı ve türküsünü dinlemenizi öneririm. En güzel hatıralarınızdan biri olacağı kesin.
Ani Harabeleri
Buraya harabe değil de Ani Antik Kenti demeyi öyle çok isterdim ki. Sıfır noktasında Arpaçay’ın bir yakası biz diğer yakası Ermenistan. Zamanında İstanbul ve Bağdat’a rakip olan bir yermiş Ani.
100.000 civarında nüfusu olduğu tahmin ediliyor. Büyük bir şehirmiş gerçekten. Özellikle rehber eşliğinde gezdiğinizde daha çok bilgi öğrenebilirsiniz. Günümüze gelebilen yapı sayısı gerçekten çok az fakat yine de Ani kalan harabeleriyle son derece önemli bir merkez turizmimiz için. Duvardaki yazıları görünce içiniz sızlayacak o ayrı. Neden tarihi eserlere kalemle zarar veririz, isimlerimizi yazarız hala anlayamıyorum.
Karacaören Köyü
Karacaören Köyünü hiç duymamıştık hayırdır diyeceksiniz. Hayır efendim. Kars Karacaören zamanında Ruslar tarafından esir alınan Almanların kurduğu bir köy. Burada köyü kurduktan sonra nüfusları da artmış fakat bir süre sonra göçler başlamış. Kimi başka ülkelere kimi Asya’ya gitmiş kimi ise Almanya’ya işçi gitmiş.
Yani Alman kökenli insanlar yine ekmek davasına kendi memleketlerine gitmişler. Bu esir düşen binlerce aileden 3 aile kalmış geride. Birinin evine misafir oldum. Agust Albuk adı. Kendi Hıristiyan, eşi Müslüman. Evlerinde iki din aynı anda yaşanıyor, iki tarafın da dini bayramları aynı anda kutlanıyor. 3 çocukları var. 3 çocuğu da çift din şimdilik. İki dini de kutlarlarmış. Agust, din konusunda 18 yaşında kendi kararlarını kendileri verirler diyor. Babası Alman, annesi Eston olan Agust gerçekten tanışmaya değer birisi. Derme çatma bir evde hayalleri için atölye kuracağı günü bekliyor ve diyor ki, “benim kökenim Türk değil ama Atatürk’ü atam, Türk bayrağını bayrağım gibi görüyorum her zaman.”
Kars Müzesi
Evli olan bir genç kız varsa kafasında fesi olurmuş, feste ise kaç yıldır evliyse o kadar altın. Ayrıca her genç kızın kendisini damadın annesine beğendirmesi için en az 30 elbisesi olurmuş.
Ne kadar süslüyse şansı o kadar yüksekmiş. Nereden mi biliyorum? Bu müzeden. Kars Müzesi, Kars hayatına dair çok fazla şey öğretiyor gerçekten.
Kars Harp Müzesi
Müze konusunda Türkiye ciddi bir yol aldı bence. Gittiğim müzeler o yörenin duygularını öyle iyi yansıtıyor ki bazılarında ağlamaklı oluyorum diyebilirim. Kars Harp Müzesi de öyle.
Ses ve görüntü sistemleri o kadar güzel kullanılmış ki, Kapıdan girdikten sonra bambaşka bir dünyaya geçiyorsun. İnanılmaz bir enerji var içeride. Gurur duyar çıkarsınız. Öyle özel.
Kars Merkezi
Doğu’da böyle yer gerçekten azdır. Geniş kaldırımlar, işlenmiş taşlar, büyük pencereler, ustaların elinden çıkan onlarca bina. Kimi devlet tarafından korumaya alınmış, kimi turizme kazandırılmış, kimi ise harabe. Sahiplerini bekliyor. Ama görülesi noktalar var gerçekten. Mesela eski valilik, defterdarlık, Tuncay Güvensoy Evi, Katerina Hotel, Cheltikov Otel, Kars Kaz Evi ve daha neler neler…
Bitti mi? Asla. Dedik ya Kars dolu dolu bir hafta sonu için inanılmaz bir yer diye. Kars Kalesi ve onun hemen karşı tepesinde eskiden insanlık heykelinin bulunduğu tepeler var. Fotoğrafa karşı ilginiz varsa özellikle eski insanlık heykelinin bulunduğu tepeye çıkmanızı öneririm.
Sarıkamış
Sarıkamış bize hep şehit verdiğimiz binlerce askerimizi hatırlatsa da günümüz de kayak tesisleri açısından son derece önemli bir bölgemiz. Özellikle pistin güzel olması ve otel fiyatlarının daha uygun olması açısından son dönemde tercih edilen bir kış sporları merkezi.
Nerede Ne Yemeli ?
Kamer Mutfak: Yöresel lezzetler için son derece ideal bir nokta.
Hanımeli Ev Yemekleri: Özellikle hangel ve helvası son derece başarılıydı. Aşık dinletisi konusunda ise bence başarısızlar.
Maalesef aşık atışması bu işletmede biraz bahşiş toplama işine dönmüş. Ama lezzetlerine diyecek lafım yok çok başarılı. Sadece öğle yemeğinde öneririm.
Kars Kaz Evi: Kars’ın ilk kadın girişimcisi olarak tanınan Nuran Abla’nın yeri burası. Kaz yemek ve Kafkas oyunları izlemek için ideal bir nokta.
Kılıçoğlu Pastanesi: Bu pastanenin binasını nedense ayrı seviyorum. Çok hoşuma gidiyor mimarisi. İçi de öyle. Kahvaltı için düşünebilirsiniz. Güzel mekândır.
Craft Coffee: Önünde varilde ateş yanan hoş mekân. Kars gitgide gelişiyor. Avrupa havasında bir mekândır Craft. Listenizde olmalı bence.
Brother’s Milk Bar: Bence tüm gün yedin içtin sonra dönüş yoluna geçtin ya heh orada bir durun ve buraya uğrayın, gece uyumadan önce sütünüzü burada koca süt menüsünden birini seçerek içebilirsiniz.
Fotoğraflar: Seymen BOZASLAN
Paylaş