Kış aylarının vazgeçilmezi: Doğu Ekspresi ile Kars

İster 25 saatlik macera deyin isterseniz kış masalı… Tartışmasız bu senenin en popüler rotası Doğu Ekspresiyle Kars turu oldu. Bu aralar gezginlerin Instagram’ında gördüğünüz kış fotoğrafları ya Kars’a giden trenin içinde ya da donmuş Çıldır Gölü’nde… Ben de bu eşsiz deneyimi yaşamak için yola düştüm. İşte size tüm püf noktalarıyla Doğu Ekspresiyle Kars gezi rehberi…

Fotoğraflar: Selin Uzdil, Alamy, Gezibo

Ankara’dan yola çıkarak sırasıyla Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum’u takip ederek Kars’a varan Doğu Ekspresi şu an çok popüler. İnsanlar yer bulabilmek için birbiriyle yarışıyor.

İstanbul’dan uçakla iki saatte varabileceğimiz Kars’a trenle tam tamına 25 saatte gitmeyi göze alıyorsak var bir bildiğimiz… Doğu Ekspresi deneyimini hayatınızda bir kez olsun mutlaka yaşayın benden söylemesi.

Peki nedir bu treni farklı kılan?
Tren 29 senedir devam ediyor, yani pek bir nostaljik… Tren yolculuğu boyunca telefonlar gar haricinde çekmiyor, ister istemez sosyal medya detoksu yapmış oluyorsunuz.

Kimi zaman yüzlerce metre karelik evlerimize sığamazken, 2 metre karelik alanda 25 saat geçirmemize rağmen bizden mutlusu olmuyor. Kısaca treni anlatmak gerekirse; pulman, örtülü kuşetli ve yataklı olmak üzere üç çeşit vagon bulunuyor.

Pulman denilen normal koltuklu vagonlar, uzun bir yolculuk olacağı için oturarak yolculuk yapmayı pek tavsiye etmiyoruz. Örtülü kuşetli ise dört kişilik koltuklu bir oda, koltuklar açılıyor ve yatak oluyor. Yataklı ise iki kişilik oda içinde yatak, lavabo, masa ve buzdolabı olan ve bizim de tercih ettiğimiz oda tipi…

Yanımıza neler almalıyız?
Çarşaf ya da yastık kılıfı boşuna taşımayın, trendekiler mis gibi paketleri gözünüzün önünde açıp seriyorlar içiniz rahat olsun. Üçlü priz olmazsa olmazımız…

Odalarda bir ya da iki adet priz mevcut, sıkıntıya düşmeyin. Trene binmeden önce market alışverişi yapmayı unutmayın, trende restoran var ancak yemekler pek iştah açıcı değil. Bir gününüzü trende geçireceğinizi hesaplayarak bolca yiyecek almakta fayda var.

Yol boyunca karlı dağları ve yolları izleyecek olsanız da tren inanılmaz sıcak, yanınıza trende giymek için ince kıyafetler almayı da sakın unutmayın.

Kars’ta gezilecek yerler
Sembolü Kaz heykeli olan Kars’a akşam 7.20 civarı vardık. Kars’ta gezilecek yerler birbirine uzak, taksiler günlük 250 TL’ye kiralanıyor, ücreti bölüşmek açısından kalabalık gitmekte fayda var.

Kars gezimizin ilk durağı şehir merkezine 40 dakika olan Ani Antik Kenti.

Buraya Gazi Ahmet Muhtar Paşa konağının önünden kalkan servislerle ulaşım sağlayabilirsiniz. 2016 yılı itibariyle UNESCO Dünya Mirası Kültür Listesi’ne giren Ani harabelerini gezmek iki saatinizi alacak.

Giriş ücreti 8 TL. Ermenistan sınırında bulunması sebebiyle Ani’de hapşırınca Ermenistan’da duyuluyormuş, biz onların yalancısıyız.

Bir sonraki durağımız ise meşhur Çıldır Gölü… Ani Harabeleri ile arasında 1,5 saatlik mesafe var, aracınız varsa aynı gün içerisinde iki yere de gitmek kolay.

Çıldır Gölü kış aylarında tamamen donmuş durumda. Donmuş gölde ufak bir delik açıp balıkçılarla beraber buzda balık avlayabilirsiniz.

Çıldır Gölü’nde yapılacak bir başka aktivite ise atlı kızaklara binip gölün üzerinde dolaşmak, inanılmaz keyifli ve sadece 20 TL.

Buralara kadar gelmişken meşhur göl balığı olan sarıbalığı tatmadan gitmeyin en güzeli ‘Atalay’ın Yeri’nde. Kars şehir merkezi sizleri büyüleyecek, kendinizi St. Petersburg’da hissedebilirsiniz çünkü Rus hâkimiyetinde oldukları dönemden kalma taş binalara hiç dokunulmamış ufak tefek restorasyonlarla valilik binası, konak, okul, Sağlık Müdürlüğü, defterdarlık, Sanayi ve Ticaret Odası ve emniyet olarak halen kullanılıyor.

Namık Kemal’in 1.5 sene boyunca Kars’ta yaşadığını biliyor musunuz? Kars’ta gezerken Namık Kemal’in evini de görebilirsiniz. Rus mimarisinin öne çıktığı ve mart ayının sonuna kadar yer bulunmayan Katerina Sarayı ve Cheltikov Otel favori otellerimden, konaklamasanız bile tarihi taş binalarını görmeye gidin, akşamları Katerina Sarayı’nın bahçesinde ateş yakıp sıcak şarap eşliğinde çalgılı eğlence oluyor.

Şehrin en yüksek noktasında ise Kars Kalesi bulunuyor, panoramik Kars manzarası için kaleye çıkmaya değer. Şehir merkezinde bulunan Fethiye Cami’yi görünce çok şaşıracaksınız.

İlk bakışta katedrali andıran caminin öyküsü şöyle, Rus döneminde Alexander Nevksi Katedrali olarak yapılıyor daha sonra kubbeleri yıkılıp ve minareler ekleniyor ve camiye çevriliyor.

Bir başka kiliseden camiye çevrilen yapı ise kubbesinde 12 insan figürü bulunan şu an ki Merkez Kümbet Cami, eski adıyla 12 Havariler Kilisesi.

Ne yesek ne içsek?
Kahvaltı için gravyerin doğduğu köy olarak bilinen Boğatepe Köyü’ne gidiyoruz. Burada herhangi bir restoran yok, misafir ağırlamayı seven 20’den fazla köylümüz kendi evlerini turistlere açmış.

Evlere gidip tamamen organik olan peynir, kaşar, yumurta, tereyağ, bal, kaymak ve reçellerle 25TL’ye muhteşem bir kahvaltı yapabilirsiniz.

Zümran Hanım, Türkan Hanım gibi nice hanımlarımızın evinde hem kahvaltı yapabilir hem de konaklayabilirsiniz.

Buralara kadar gelmişken Peynir Müzesi’ni de ziyaret edip Kars’ın gravyeri hakkında ilginç bilgiler edinebilirsiniz.

Kars’ın en meşhur yemeği tahmin edebileceğiniz gibi kaz eti, çoğu yerde bulgur pilavıyla beraber servis ediliyor.

Bir başka yöresel yemek piti ise en altta doğranmış pideler kalacak şekilde nohut ve kuzu inciğin üst üste eklenmesiyle parmaklarınızı yedirten cinsten bir yemek. Hangel yemeğini ise etsiz mantı olarak tarif edebiliriz.

Ekmeğe benzeyen kete ise sabah kahvaltı da akşam yemekte her daim yenilebilen bir lezzet. Bulgur ve yoğurtla yapılan haşılı da tatmadan geçmeyin. Tatlı olarak ise umaç helvası favorim, diğer helvalardan farkı kavurma yerine yoğurma yapılıyormuş.

Nerede yiyelim içelim derseniz Kars’a gelenlerin ilk durağı ya Kars Kaz Evi ya da Hanımeli Restoran oluyor. İkisinin de lezzetleri birbiriyle yarışır cinsten, siz Kars lezzetlerini tadarken Kafkas dans ekibi de sizler için muhteşem şovlar sergileyecek.