Paylaş
Tac Mahal’i yılda yaklaşık 3 milyon kişi ziyaret etmekte. Kadınlar ve erkekler ayrı ayrı sıralara girip sabahın erken saatlerinde bu eşsiz anıtı görmek için uzun süre kuyrukta bekliyor. Ama sıradaki herkesin yüzü gülüyor. Bir nedenle buraya geldikleri için herkes çok mutlu.
‘Sarayların Tacı’ anlamındaki Tac Mahal, dünyanın en çok emek ve para harcanan sayılı yapılarından. Bu anıtı bu kadar özel kılan şey ise muazzam güzelliğinin yanı sıra efsanevi bir aşka da ev sahipliği yapması… Babür İmparatoru Şah Cihan Mümtaz Mahal’a (Ercümend Banu Begüm) 16 yaşındayken âşık oluyor ve evlenmek için 5 sene bekliyor. Evlendikten sonra da bu büyük aşk sürüyor fakat Mümtaz Mahal 14. çocuğunu doğururken vefat ediyor. Eşinin ölümüyle Şah Cihan derin bir üzüntüye boğuluyor. Karısının ölümünden sonra 8 gün yemeden içmeden kesiliyor, odasından hiç çıkmıyor. Dokuzuncu gün odasından çıktığında iyice çöktüğü ve saçlarının bembeyaz olduğu görülüyor.
Mümtaz Mahal ölmeden önce de kocasından kendisi için benzersiz bir anıt yaptırmasını istiyor. Şah Cihan karısının bu isteğini yerine getirmek adına dünyanın en iyi mimarlarını arıyor ve bunun için bir yarışma düzenliyor. Dünyanın her yerinden kendine güvenen mimarlar yarışmaya katılıyor ve en güzel eseri yapan mimara karar veriliyor.
Şimdi sıkı durun! Mimar kim biliyor musunuz? Mimar Sinan’ın öğrencisi Mehmet İsa Efendi. Bu eşsiz anıtın mimarı bir Türk… Mehmet İsa Efendi Şah Cihan’ın duygularını çok iyi anlıyor çünkü o da zamanında çok sevdiği eşini kaybetmiş. Öyle ki Şah Cihan’ın bu derin aşkına layık eşsiz bir anıt yapmak istiyor. Aylarca çalışarak ortaya koyduğu planın gerçekleşmesi için yirmi binden fazla işçi 21 yıl süreyle çalışıyor. Yapının muhteşem kubbesini de yine Mimar Sinan’ın öğrencisi İstanbullu İsmail Efendi yapıyor. Mermerler üzerinde oyulan yazılar ise İstanbul’dan getirilen Hattat Settar Efendi tarafından yapılmış. Bazı kaynaklarda eserin sadece kubbesinin Mimar Sinan’ın öğrencileri tarafından yapıldığı, asıl mimarının ise İranlı olduğu söyleniyor ama Hindistan’daki kaynaklarına göre de anıt Türk mimarlar tarafından inşa edilmiş.
Şah Cihan eşi öldükten 36 yıl sonra 1666’da vefat ediyor ve âşık olduğu karısının yanına defnediliyor. Şah Cihan ve eşinin sandukaları üst katta, kubbenin hemen altında bulunuyor. Kubbenin altında bulunan bu sandukalarda mermer oymacılığının en güzel örnekleri yer alıyor. Sandukaların olduğu yerde ise insanın ağzından çıkan her ses 7 kez yankılanacak olağanüstü bir akustiğe sahip. Şah ve eşinin asıl mermer mezarları ise en alt katta bulunmakta. Tac Mahal, Jumna (Yamuna) Nehri’nin kıyısında dikdörtgen bir avluda yer alıyor. Dört cephesinin ortalarında 33 metre yüksekliğindeki taç kapılarıyla 75 metre yüksekliğindeki anıt kubbeyi çevreliyor.
Tac Mahal’in yapımında beyaz mermer ve kırmızı kum taşı kullanılmış. Tac Mahal’in ise duvarlarında yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü. Ayrıca anıtta yakut, inci, zümrüt ve pırlanta gibi değerli taşlar da kullanılmış. Bu taşların dizaynından dolayı anıt size güneşin her anında farklı renkler sunuyor. Günün her saati farklı renkler görebiliyorsunuz bu muhteşem yapıda. Mimarlık eserinin en güzeli sayılan Tac Mahal’in yapımı için 47 milyon altın lira harcanmış. Bu da muazzam büyüklükte bir servet! Bu yüzden de çok fazla eleştirilmiş Şah Cihan özellikle de ailesi tarafından!
Mehtaplı gecelerde dahi aydan daha parlak görünen Tac Mahal’in bir de savaş hikâyesi bulunuyor. 1966 Hint-Pakistan savaşında, Pakistan savaş uçaklarına yol gösterici bir parıltı olmasın diye Hint Hükümeti, Tac Mahal’in kubbesini siyah bir çadırla örtmek zorunda kalmış. Bu güzelliği maalesef bir sure saklamak zorunda kalmışlar.
Tac Mahal’de gezerken değişik duygulara kapılıyorsunuz. İçten içe keşke bana da biri böyle bir şey yapsa demekten kendinizi alamıyorsunuz. Zaten söylenilene göre Şah Cihan karısına çok büyük bir hayranlık duyuyormuş. Önemli olaylarda ve alacağı kararlar sırasında onun fikirlerine çok önem veriyormuş. Mümtaz Mahal’in güzelliği, zekâsı ve iyilikseverliği tüm imparatorluğun dilindeymiş. Mümtaz Mahal’i kıskanmamak elde değil. Bir erkeğe bunları yaptırabilecek bir kadın olduğunu öğrenince aynı zamanda kadınlığınızla da gurur duyuyorsunuz. İşte kadının gücü! Hindistan’ın mücevheri olarak kabul edilen ve Şah Cihan’ın karısına aşkını en güzel şekilde ifade ettiği Tac Mahal’in hikâyesi bu! Hepimizin böyle bir aşkı bulması dileğiyle…
Fotoğraflar: Serena KARAMIZRAK
Paylaş