Çılgın top modelle yelkenlide baş başa
Değil Milano’nun, İtalya’nın belki de en çılgın kızı ‘Beatrice Rock’ aynı zamanda zamanın top modellerindendi. Günlerden bir gün bana, “Haydi İtalya’dan İsviçre’ye yelken seyahati yapalım” dedi. Hayda… ‘Kayseri’ye gemi ile gitmek’ gibi bir şey oldu bu iş ama onu geri çeviremezdim. Kabul ettim ve tadı damağımda kalan bir yolculuk yaptım.
Lago Maggiore’de Yelken
Değil Milano’nun, İtalya’nın belki de en çılgın kızı Beatrice Rock aynı zamanda zamanın top modellerinden idi. Ama podyum dışında tanıyamazdınız, sanki ayrı bir insan. İşini hiç sevmez, hatta belki biraz yaptığı işten utanırdı. Defile sonu hemen ağır makyajını siler, basit bir entari üzerine geçirir, topuksuz ayakkabıları ayağında, bir erkek gibi sağa sola küfrederek üzeri çiçekli boyalı ‘Duex Chevaux’ van tipi arabasını deli gibi Milano’nun dar sokaklarında sürerdi. Günlerden bir gün bana, “Babamın çoktan beri kullanmadığı ufacık bir yelkenlisi var, Lago Maggiore’de demirli, sen de yelkencisin haydi İtalya’dan İsviçre’ye yelken seyahati yapalım” dedi. Hayda! Kayseri’ye gemi ile gitmek gibi bir şey oldu bu iş…
Lago Maggiore, Kuzey İtalya’nın Alp dağları arasına bir dantel gibi sıkışmış buzul gölü. Bir ucu Kuzey İtalya’da diğer ucu ise İsviçre’de. 70 km uzunluğunda geniş bir nehir gibi olan bu eşsiz göl bahçeleri ve villaları ile ünlü. Isola Madere, Isola Bella, Isola di Brissagio adalarını görmeniz gerekir. Gözlerimin gördüğü en ihtişamlı ve romantik oteller bu göl kıyısındadır.
Sabah erken Milano’dan yola çıktık ve Arona kasabasında şirin bir marinaya vardık. Klasik ahşap yelkenli adeta bir oyuncak gibi… “Sen tekneyi biraz temizle ben kumanya almaya pazara gideyim” dedim. “Sen kendine göre yiyecek al ben altı gün bir şey yemeyeceğim, sadece limonlu sıcak su içeceğim” demez mi. Bu kadar da deli olduğunu bilmiyordum doğrusu. Bu bir ‘Hint Orucu’ imiş vücut ve ruh temizliğiymiş... Haydi! Ona deli dedik ya kardeşiniz de ondan aşağı kalmaz, biri yer biri bakar olur mu, “Haydi bende tutacağım bu orucu” dedim. Demir aldık…
Hafif rüzgâr ile minik adalara, şirin kasabalara uğrayarak masal ülkesinde ilerliyoruz. Birinci akşamı başarı ile bitirdim. Güzellikler karşısında açlığımı unutuyorum. Borromean Adaları inanılmaz güzellikte üç adet ada ve üç adet adacık. Isola Bella Adası’na Beatrice’nin arkadaşı kont Borremeo tarafından ikram edilen yemekleri elimizin tersi ile iterek veda ettik. İnanılmaz bir göl burası, rüya ülkesi gibi…
İkinci gece üşümeye ve titremeye başladım. Beatrice yedek battaniyeler almış çift kat örttü üzerimi. Ertesi gün Stresa’ya demirledik. 5 bin kişilik nüfusu ile Stresa belki de gördüğün en güzel kasaba. 18. Yüzyıldan beri Avrupa’nın aristokratları ve daha sonra zengin burjuvazinin favori mekânı olmuş.
Grand Hotel’in bahçesinde gümüş takımlarda ve el yapması porselen fincanlarda limonlu sıcak suyumuzu içtik, kekleri ve kurabiyeleri ise gözümüz ile yedik. 48 saate yaklaştım oruçta... Beatrice bir hafta devam edecek, ben ise devam edebildiğim kadar. Tek sorun şiddetli baş ağrısı. Devamlı limonlu ılık su içiyoruz. Erkekliğe bir şey sürdüremem ve devam ediyorum. Üçüncü günün sonunda artık açlık hissi kaybolmaya başladı. Hafifledim, sanki kanatlandım, yelkenlimiz gibi ağır çekimde uçuyorum. Tek derdim baş ağrısı. Orucu üçüncü günün sonunda terk edeceğim ama öyle birdenbire değil ilk öğünler sadece çorba içeceğim.
Cannero Riviera’ya yanaştık. Hayretler içinde bir plaj önüne demir attım. Gölde bir plaj ve sahilde insanlar cılız güneşte güneşleniyorlar. Çok şirin, göl üstü teras lokantaya ‘Ristorante Europa’ya oturdum ve çorbamı içtim. Midem ufaldı hemen doyuyorum artık. Tekneye döndüm, Beatrice dört güne geldi, sanki rengi yeşile çaldı biraz. Beatrice inat ile devam ettiği orucunu beşinci günde ulaştığımız Locarno’da bozacak.
Locarno Alman ve İtalyanlar arası gidip gelmiş. İsviçre’nin 26 kantonundan birisi olan Ticino kantonunda yer alıyor. Resmi dili İtalyanca… Minik limana bağlanıyoruz, pasaport ve gümrük işlemlerini yaptırmak için karaya çıkıyoruz. Beatrice ana meydandaki minik bir lokantada söylene söylene çorba ile orucunu bozacak. Bir haftalık orucunu beşinci günde bıraktığı için keyfi yok ama oruç felsefesinde sakin ve iyi bir insan olması gerekiyor. Hayret küfür dahi etmiyor heyecanlı yüksek sesle konuşması söndü gitti kızın. Yenilgiyi hiç sevmiyor ama beni cesaretim, kararlılığım ve arkadaşı olarak kendisine bu davada gönüllü eşlik ettiğim için beni çok seviyor.
Merak ediyorsanız söyleyeyim. Beatrice şu an beş çocuğu ile Napoli civarında annesinden miras kalan bir malikhanede oturuyor. İki sene evvel bir İtalya çekimleri sırasında kameramanım Hüseyin’in hayret dolu bakışları arasında, evinde güzel bir gün geçirdik ve son enişte ile de tanıştık. 
