Yaşayan Şehir Gaziantep

Türkiye; bir doğa ve kültür cenneti. Dört bir yanı ayrı zenginliklerle bezeli, neresine giderseniz gidin hayran kalınacak, farklı güzelliklerin keşfedilebileceği bir ülkede yaşıyoruz. Bu zenginlik ve güzelliklerimiz, son yıllarda turizm alanında gerçekleşen atılımlarla birlikte daha evrensel düzeyde tanınır hale geldi. Türkiye, bugün dünyada turizm alanında en üst sıralarda, ilk on ülke arasında yer almaktadır. Ülkemiz uluslararası turizmdeki bu başarı tablosunun yanı sıra, iç turizm ve yurtdışına yönelik turizm hareketlerinde de dikkate değer gelişmeler kaydetmiştir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’nün 2015 değerlendirmelerine göre, Türkiye, uluslararası turist gelişleri itibariyle Dünyada 6’ıncı sırada yer almıştır.

Türkiye’nin sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerler göz önünde bulundurulduğunda, ülkemizin bu verileri çok daha yukarılara çekme potansiyeline sahip bir ülke olduğu gerçeğinin de farkındayız. İşte bundan dolayı TÜRSAB olarak ülkemizin sahip olduğu tüm değerlere sahip çıkılması, turizm açısından değerlendirilmesi yönünde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, TÜRSAB ve Hürriyet Gazetesi işbirliğinde düzenlenen “Gaziantep’i Keşfet” etkinliği de birliğimiz TÜRSAB’ın bu yöndeki çalışmalarından biri durumunda. Gaziantep’i anlatırken “dünyanın en önemli turizm kentlerinden biri” tanımlamasını yapmak inanın ki abartılı değil. Zira Hititler döneminden bu yana bir ticaret merkezi olagelmiş Gaziantep, sayısız uygarlığa ev sahipliği yapmıştır.

Anadolu’nun ilk yerleşim alanlarından birisi olan, Kalkolitik, Paleolitik, Neolitik, Hitit, Mitani, Asur, Pers, Büyük İskender, Selevkoslar, Roma, Bizans, İslam, Türk-İslam, Osmanlı dönemlerini yaşayan Gaziantep, bu dönemlere ait eserleri günümüze kadar taşımış olan şehir ayrıca önemli bir ticaret ve kültür merkezidir. İşte bu uygarlıklardan günümüze kalanlar da Gaziantep’te bulunan müzelerde sergileniyor. Tabii Gaziantep ve müze kelimeleri yanyana gelince Zeugma Mozaik Müzesi’ne ayrı bir parantez açmamız gerekiyor. Zira; 1700 metrekarelik mozaik alanı ile Dünya’nın en büyük mozaik müzesi olma özelliğini taşıyan Zeugma Mozaik Müzesi, gerek mimarisi, gerekse de altyapısı ve teknolojik özellikleri ile dikkat çekiyor.

Gaziantep kent kalesinin 32 kulesi Jüstinyen döneminde yapılmış ve daha sonra, Selçuklular zamanında tekrar elden geçirilmiştir. Arkeoloji Müzesi’nde Neolitik, Hitit ve Roma dönemlerinden önemli el sanatları sergilenmektedir. Hasan Süzer evi, Etnografya Müzesi olarak çok güzel bir şekilde restore edilmiştir. Gaziantep’te gerilecek ve görülecek yerler tabii ki bunlarla sınırlı değil. Gaziantep’in batısında dülük ormanında güzel bir gün geçirebilir ya da kampingde geceleyebilirsiniz. Ormanda, çok eski dönemlere kadar uzanan arkeolojik alanlar arasında gezinti hoşunuza gidecektir. Vaktiyle Yesemek’te kurulmuş olan bir Hitit heykelcilik okulunda bugün Hitit döneminin güzelliklerini ortaya koyan 200 kadar sanat yapıtı sergilenmektedir. Fırat kıyısında, Suriye sınırı yakınında bulunan ve bir zamanlar Hititlerin başkenti olan Kargamış, önemli başka bir arkeolojik alandır. Ayrıca Gaziantep’te Rumkale, Elif ve Hasanoğlu anıt mezarları ve Tilmen Höyük gidilip görülmesi gereken yerler arasındadır.

Gaziantep sadece tarih ve kültürden beslenen değil aynı zamanda yaşayan bir şehir durumunda bulunuyor. Türkiye’nin ticaret hayatı en canlı kentlerinden biri olan Gaziantep’in bu ticari hareketliliği de hem tarım hem de sanayi alanındaki zenginliklere dayanıyor. Yaygın zeytinlikleri, fıstık ağaçları ve üzüm bağları başta olmak üzere çok çeşitli tarımsal ürünlerin üretildiği geniş ve verimli bir ovada bulunan Gaziantep’in bu ürünleri dünyaca üne sahip bulunuyor. Gaziantep’te çok çeşitli el sanatlarını bir arada görmek mümkündür. Bunlardan günümüzde halen bakırcılık ve kilimcilik önemi korumaktadır. Kentin kendine özgü motifleri olan baklava dilimleri, habbap ayağı, kuş kanadı, zincir göbek, dirsek göbek, pençe göbek, çarkıfelek, parmak göbek ve atom göbek gibi özgü kilimleri bir arada görmek mümkündür.

Tabii söz damak tadına gelince Gaziantep’i hem ülkemizin hem de dünyanın gündemine taşıyan bir diğer gelişmeyi burada bir kez daha dillendirmeden geçmek olmaz. Baklavasından katmerine, kebaplarından mezelerine kadar muhteşem lezzetler sunan Gaziantep mutfağı ile Unesco listesine girmeye hak kazandı. Bu gelişme; yurtiçinde gastronomi turizmi açısından önemli bir destinasyona  dönüşen Gaziantep’in dünya çapında da hak ettiği ilgiyi görmeye başladığını gösteriyor. Turizm için ne gerekiyorsa Gaziantep ve bölgesinde fazlası ile mevcut, tarih, doğa kültür her şey burada iç ve dış ziyaretçilerini bekliyor. Eğer Anadolu turu programı düşüyorsanız memleketimizin bu şirin şehrini tatil programınıza katmanızı öneriyorum.