YaÄŸmuru, çamuru ve eÄŸlencesiyle A’dan Z’ye Erikli Yaylası’nda trekking

Martın kapıdan baktırıp, kazma kürek yaktıran saltanatı, yerini yavaÅŸ yavaÅŸ nisanın ılıman sıcağına bırakmaya hazırlanıyor. Bugünlerde ÅŸehrin stresinden ve kaosundan kurtulmak için bir çıkış yolu arayanlara günübirlik turlar birebir. Biz de trekking yapmanın tam zamanıdır dedik, bir ÅŸirkete yazılıp Yalova yakınlarındaki Erikli Yaylası’nın yolunu tuttuk.Orta zorlukta orman içi bir parkurla ulaşılan yayla, her mevsim görülmeye deÄŸer güzelliÄŸi ile göz kamaÅŸtırıyor. Parkur biraz zorlu ama karşılaÅŸacağınız manzara için deÄŸer. Hele de yazın bir baÅŸka güzel olduÄŸu anlata anlata bitirilemeyen bölgede, iki büyük ÅŸelale mutlaka görülmeli. Daha henüz bahar gelmedi, trekking için erken diyenler ise çok yanılıyor. Hafif meÅŸrep bir rüzgarla birlikte, sararmış yapraklar arasında yürümek, yeÅŸilin çiÄŸ tonuna tanıklık etmek, suyun sesini dinlemek yeterince keyifli.Bütün hava durumu tahminleri aleyhimize iÅŸlerken, iÅŸi inada bindirip pazar günü çıkıyoruz yola. 25 kiÅŸilik bir ekiple Yalova’nın Çınarcık Ä°lçesi TeÅŸvikiye Köyü yakınlarındaki Erikli Yaylası’na gideceÄŸiz. Bize Geziciyak tur ÅŸirketinden Nehir Yılmaz ve Gökhan Uç rehberlik edecek. Åžirketin servis aracı 6.30’da Bakırköy Ä°ncirli’den yolcularını alarak harekete geçiyor. Bir pazar sabahı için epey erken bir vakit. Otobüs 07.00’de Taksim AKM önünde oluyor. Saat 07.30’da ise Kadıköy’deyiz. Burada küçük çaplı bir mola veriyoruz. Kahvaltı etmeyenlerin bir ÅŸeyler atıştırması için en uygun zaman bu. Sonrasında feribota kadar baÅŸka mola yok. Gazete okumak isteyenler de gazetelerini buradan temin edebilirler. Ama otobüste gazete okumak, mekan darlığı sebebiyle pek de keyifli olmuyor. Belki kitap okumak veya müzik dinlemek daha iyi bir fikir olabilir. Ama yolda uyurum diye güvenip de cumartesi gecesi feneri geç söndürmeyin sakın. Çünkü feribota gidene kadar oyuna dönüştürülmüş bir tanışma merasimi ve çeÅŸitli etkinlikler sizi bekliyor. Bu arada rehberimiz Nehir Yılmaz’ın bütün ÅŸirinliÄŸi ve sıcaklığı ile sabahın köründe bizi eÄŸlendirmek için verdiÄŸi uÄŸraÅŸları unutmamak lazım. FÄ°NANS SEKTÖRÃœ AÄžIRLIKTANehir, elinde mikrofonla herkesi tek tek otobüsün ön kısmına çıkarıp, kendilerini tanıtmalarını istiyor. Ekibimizde kimler yok ki. Öğretmenden finans danışmanına, araÅŸtırma görevlisinden yüzme öğretmenine, muhasebeciden kimya mühendisine kadar pek çok insan var. YaÅŸ ortalaması 25’in üzerinde. En ilginç çiftlerden biri Ä°smet-Veli Kozak çifti. Bu gezi, Ä°smet Hanım’a kardeÅŸinden bir doÄŸum günü hediyesi. Veli Bey, eÅŸinin zoruyla katılmış. Bir okulda müdürlük yapıyor. Aramızda, yol boyunca oynamak için Tabu getiren yüzme öğretmeni Talin MilasoÄŸlu da var. Ekibin neredeyse yarısı ilk kez böyle bir geziye katılıyor. Finans sektöründe çalışanlar ağırlıkta. Hesap kitaptan sıkılıp kendilerini doÄŸaya daha çok atıyorlar anlaşılan. Trekking müdavimlerine ve spor aşıklarına da rastlıyoruz tabii ki. Rehberimiz Nehir, ilk önce yedek kıyafetimiz olup olmadığını soruyor. Yedek kıyafet öncelikle yedek ayakkabı demek. Bunu düşünemeyen ben, geziye 1-0 yenik baÅŸlıyorum. Yaklaşık kırk dakika sonra Eskihisar’a ulaşıyoruz. Buradan feribotla karşıya, Topçular’a geçeceÄŸiz. Åžansımız yaver gidiyor, hiç sıra beklemeden feribottaki yerimizi alıyoruz. YoÄŸunluÄŸa göre, burada yarım saat gibi bir süre beklemeniz olası. Feribota geçince, rehberlerimiz çay, kahve ve kek servisine baÅŸlıyor. Kahvaltı niyetine ÅŸirketin yaptığı ikramların bunlardan ibaret olduÄŸunu unutmayıp tedbiri önceden almakta fayda var. Ya biraz erken kalkıp evden çıkmadan bu iÅŸi halledin, ya da feribota binmeden verilen molada... Son ÅŸansınız ise feribottan alışveriÅŸ yapmak. Çay, meÅŸrubat ve tost mevcut. Karşıya geçmemiz kırk beÅŸ dakika sürüyor. Yalova’ya ulaÅŸmamız ise bir saatimizi alıyor. Yalova’dan yürüyüşe baÅŸlayacağımız TeÅŸvikiye Köyü’ne ulaÅŸtığımızda saatin 11.00 olduÄŸunu görüyoruz.YÃœRÃœDÃœKÇE ISINIYORSUNUZOtobüsten indiÄŸimizde soÄŸuk ve keskin bir hava bizi kuÅŸatmakta gecikmiyor. Ä°ki tişört üstüne giydiÄŸim sweatshirt fayda etmiyor, hemen üzerime kazağımı da geçiriyorum. Rehberimiz, yürüyüş esnasında terleyebilirsin diye beni uyarıyor. Çünkü yürüyüş yapacağımız parkurun büyük bir bölümü kuytu bir coÄŸrafyada yer alıyor. Ekibimizden birçok kiÅŸi daha yolun bayında soyunup dökünmeye baÅŸlıyor. Bir süre düz bir arazide yürüyoruz. Bize köyün deresi eÅŸlik ediyor. Kısa bir süre sonra parkur zorlaşıp dikleÅŸmeye baÅŸlıyor. Ä°stikametimiz önce Erikli Yaylası, sonra da onun biraz ötesinde bulunan Erikli Åželaleri. Buraya ulaÅŸmak için orman içindeki bir katır yolunu kullanıyoruz. Bu yol, köylülerin Orman Bakanlığı’nın izin verdiÄŸi bölümlerdeki aÄŸaç kesim iÅŸleri için açılmış. EÄŸimli, yer yer engelli ve dik sayılabilecek bir patika yol bu. Birçok noktada tek sıra halinde ilerliyoruz. Yaylaya ulaÅŸmamız iki buçuk saat sürecek. Yürüyüşe baÅŸladığımız nokta da bize eÅŸlik eden meÅŸe aÄŸaçları, yükseklere çıktıkça yerini kestane ve gürgen aÄŸaçlarına bırakıyor. Sararmış yapraklara basa basa hedefe doÄŸru ilerliyoruz. Yerlerde aÄŸaçtan düşmüş kestaneler var.Buralarda kiraz mevsiminde kiraza, böğürtlen mevsiminde böğürtlene rastlamak mümkün. Hatta turun, yaz aylarında meyve toplama molaları bile oluyormuÅŸ. Biz bu sefer meyve toplayamasak da, yaylaya varana kadar çeÅŸitli noktalarda mola vermeyi ihmal etmiyoruz. Saat 12.00 gibi yayladayız. Gördüğümüz manzara karşısında büyülenmemek mümkün deÄŸil. Her yer cam gibi yeÅŸil. Dumanlı daÄŸlar bizi selamlıyor. 15 dakikalık molamız biter bitmez yeni istikametimiz ÅŸelaleye doÄŸru yol almaya baÅŸlıyoruz. Yolumuza zaman zaman küçük ama marifeti büyük derecikler de çıkmıyor deÄŸil. Birkaç arkadaşımız burada suya düşüp ayakkabılarını ıslatıyor. Bu noktada getirdiÄŸiniz yedek çoraplar yardımınıza koÅŸacak. Yedek ayakkabılarınızı giymeseniz daha iyi. Çünkü parkur boyunca daha bir sürü badire atlatacaksınız. Onları sona saklayın. DoÄŸanın ve mevsimin bize bir baÅŸka sürprizi ise çamurlu zemin. Dereye ve çamura bata çıka ÅŸelaleye ulaşıyoruz. Önce küçük olanı karşımıza çıkıyor. Gücü yetenler devam edip, asıl büyük ÅŸelalenin de seyrine dalabilir. Uygun mevsimde yanınızda mayo getirip, yüzmeniz de mümkün. Rehberimiz Nehir’in anlattığına göre, yazın karpuzları ÅŸelaleye bırakıp yüzme molası veriliyormuÅŸ. Öğle yemeÄŸi de ÅŸelalenin yanında yeniyormuÅŸ. Biz ise öğle yemeÄŸi için yaylaya geri dönüyoruz. Zaten ÅŸelale bu bölgede görebileceÄŸimiz son nokta. ATKI VE ELDÄ°VENÄ° UNUTMAMALIGeri dönüş baÅŸlıyor. Yaylada yemek molası. Burası kampçıların da durak yeri. Henüz piknikçiler tarafından keÅŸfedilmemiÅŸ. Önce ısınmak için bir ateÅŸ yakıyoruz. Sonra Nehir, mangalda sucuklarımızı piÅŸirmeye baÅŸlıyor. Keskin bir soÄŸuk var. Isınmamız için yakılan ateÅŸ fayda etmiyor. Bere, atkı, eldiven mutlaka çantanızda olmalı. Atkı ve eldivensiz epey acı çektim. Allah’tan yemek imdadıma yetiÅŸiyor da, üşüme hissimi biraz olsun bastırıyorum. Yemeklerimizi yedikten sonru birkaç dakika daha ateÅŸin başında bekliyoruz. Bu bekleyiÅŸ, dönüş yürüyüşümüzün daha saÄŸlıklı olması için gerekliymiÅŸ. Yemekten hemen sonra yola çıkmak bizi daha hantallaÅŸtırırmış. Bu esnada dereye çoraplarını, ayakkabılarını feda edenler ateÅŸte kurutma iÅŸlemi ile meÅŸgul. Gezimize katılan bir hanım, terden sırılsıklam olan tişörtünü de kuruması için ateÅŸe uzatıyor. Kamp ateÅŸini itina ile söndürdükten, çöplerimizi de yanımıza aldıktan sonra yeniden yola çıkıyoruz. Saatimiz ikiyi geçiyor. Dört gibi yeniden köyde, yani baÅŸlangıç noktamızda olmayı planlıyoruz. Dönüş yolu daha eÄŸlenceli. Bu kez iniÅŸe geçmiÅŸ bulunuyoruz. EÄŸim ters yönde. Ben birkaç kez ıslak yapraklar sebebiyle kayarak düşme tehlikesi atlatıyorum. O yüzden yürürken çok dikkat etmek lazım. Yanınızda getirdiÄŸiniz ayakkabının ıslak zeminde kaymaması, su geçirmemesi önemli. Daha güzel bir havada, orman içindeki bu yol boyunca sincapların ve çeÅŸitli hayvanların karşınıza çıkması olası. Bodur aÄŸaçlarda yetiÅŸen daÄŸ üzümüne rastlarsanız mutlaka tadına bakın. Yazın erik ve mısırla da sık sık karşılaÅŸabilirsiniz. Az bir rötarla köye varıyoruz. Tura son noktayı, köy kahvehanesinin özel olarak düzenlenmiÅŸ bahçesinde demli çaylarımızı yudumlayarak koyuyoruz. Çayları birle sınırlamanız zor. Burada verdiÄŸimiz çay molasının bir diÄŸer amacı da doÄŸanın azizliÄŸine uÄŸrayan kıyafetlerimizi deÄŸiÅŸtirmek. Bu iÅŸi de halledince feribota doÄŸru yola çıkıyoruz. Bu kez, gidiÅŸteki kadar ÅŸanslı deÄŸiliz. Bir saat kadar feribot sırası bekliyoruz. Ama insanın ÅŸahane bir ekibi olunca, muhabbet gırla gidiyor. Oyunlar oynanıyor, ÅŸarkılar söyleniyor, insan yeni yeni arkadaÅŸlar ediniyor. NELERE DÄ°KKAT ETMELÄ°Mevsim koÅŸullarına göre polar/kazak, ÅŸapka, güneÅŸ gözlüğü, yaÄŸmurluk almayı unutmayın. Yedek ayakkabı, yedek giysi çantanızda bulunsun. Ä°nceden kalına doÄŸru bir giyimi tercih edin (yürüdükçe terler, durduÄŸunuzda üşüyebilirsiniz) Ayakkabınız yürüyüşe uygun olsun. BoÄŸazlı botları tercih edin. Spor ayakkabılarınızı mahvedebilirsiniz. Yanınıza, su ve enerji verici yiyecekler alsanız iyi olur. Tercihen çikolata.ERÄ°KLÄ° YAYLASI’NA KÄ°MLERLE GÄ°DÄ°LÄ°RGeziciyak: (212) 238 51 07 Ogzala Turizm: (212) 293 91 95 Arnika Turizm: (212) 245 15 93 Deepnature: (212) 243 68 85 Buklamania: (212) 245 06 35 Â