Virajların Efendileri: Transfagaraşan, Transalpina

Dünyanın en iyi sürüş rotalarına, İsviçre’deki Oberalp Pass’tan Norveç’teki Atlantic Road’a, İtalya’daki Stelvio Pass’tan Fransa’daki Col de Turini’ye kadar pek çok zorlu yol bir çırpıda sayılabilir. Ancak ben otomobili bir ulaşım aracı olmaktan çıkarıp sizi sürüş keyfinin doruklarına ulaştıracak bir rotadan, daha doğrusu iki hırçın kardeşten bahsetmek istiyorum.

Temmuz ayının ortalarında çıktığım üç günlük Romanya seyahatimde, BBC’nin ünlü otomobil programı ‘Top Gear’ ekibi tarafından, ‘dünyanın en iyi sürüş rotası’ seçilen ‘Transfagaraşan’ ile insanda vertigo hissi uyandıran çılgın virajları ile ünlü ‘Transalpina’da yol yapma fırsatı buldum.

Bu eşsiz sürüş deneyimini yaşamak için gittiğimiz Romanya’nın Sibiu kentine, Türkiye’den direkt uçuş bulunmuyor. Bizim yaptığımız gibi Viyana ya da Münih üzerinden aktarmalı olarak veya Bükreş’ten karayolu ile Avrupa’nın en iyi korunan ortaçağ kentlerinden Sibiu’ya gidebilirsiniz. 1849-1865 yılları arasında Transilvanya Prensliği’nin başkenti olarak önem kazanan bu şirin kent, 2007’de Lüksemburg ile birlikte Avrupa Kültür Başkenti seçilmiş.

Soğuk Savaş’tan geriye kalan miras

Ve nihayet sabahın ilk ışıkları ile birlikte Transfagaraşan için yollara düşüyoruz. Yapımına 1970 yılında başlanan ve 4 yıl boyunca 6 bin ton dinamit kullanılarak inşa edilen bu yol, adını, ‘öte’ anlamına gelen ‘trans’ kelimesi ve yola ev sahipliği yapan dağ yani ‘Fagaraş’tan alıyor. 
Otomobil tutkunlarının gözlerini kamaştıran Transfagaraşan’ın yapım amacı ise 1968 yılında Sovyetler’in Çekoslovakya’yı işgaline dayanıyor. İşgal sonrası dönemde Rumen lider Nikolay Çavuşesku, Sovyetler tarafından gelebilecek muhtemel bir saldırıya karşı ordusunu Fagaraş Dağları üzerinden vakit kaybetmeden geçirebileceği stratejik bir yola sahip olmak istiyordu. Dünyayı kasıp kavuran Soğuk Savaş iklimi zaman içinde değişti, bu yol ise otomobil- severlere adeta bir miras olarak kaldı.

Kent merkezinden çıkıp da dağa doğru yol aldıkça, eğim ve virajlar da giderek artıyor ve bu eşsiz rotaya hak ettiği saygıyı duymaya başlıyorsunuz. Zirvesi 2 bin 544 metre yüksekliğinde olan dağa, iklim ve yol şartları sebebiyle sadece haziran - eylül ayları arasında ulaşım sağlanabiliyor. 

İkinci durak: Transalpina

Romanya yolculuğumuzun ikinci gününde bu kez Transalpina’ya doğru yol almaya başlıyoruz. Transalpina veya DN67C, Karpat Dağları’nın en yüksek yollarından birisi. Yol, 1938 yılında Kral 2. Carol zamanında inşa edilmiş. Transfagaraşan gibi Transalpina da elbette askerlerin gözünden kaçmamış. İkinci Dünya Savaşı sırasında Alman ordusu tarafından yeniden düzenlenen yolun en yüksek noktası, Urdele Geçişi olarak adlandırılıyor ve tam 2 bin 145 metre yükseklikte. 

Bu yol da kış aylarında kapalı ancak Transfagaraşan’a kıyasla ulaşımın daha kolay sağlandığını söylemek yanlış olmaz. Kimi zaman çift taraflı uçurumları ve bitmek bilmeyen virajlarıyla insanda vertigo etkisi yaratan Transalpina’yı da geride bırakırken, ‘otomobil dünyasının hac rotası’ sayılabilecek bu iki rakip kardeşi tekrar ziyaret etmek dileğiyle yeniden yollara düşüyoruz. 

Bu kez rotamız Atatürk Havalimanı’ndan başlıyor ve Fatih Sultan Mehmet Köprüsü üzerinden geçerek Ümraniye’de son buluyor...

Yedi günlük eşsiz deneyim

 

Sürüş zevkini zorlu coğrafyalardaki birbirinden ilginç rotalarla birleştiren Porsche Travel Club, uzun yıllardır müşterileri ve Porsche fanları için tur programları organize ediyor. Transfagaraşan ile Transalpina’yı kapsayan yedi günlük turun fiyatı 5 bin euro. Bu paket konaklama, yeme içme ve Porsche Cayenne GTS ile Macan GTS model araçları kapsıyor. Ayrıntılı bilgiyi www.porsche.com/travelclub adresinden alabilirsiniz.