Vampirlerle şöhrete kavuştu
Washington Eyaleti’nin sakin şehirlerinden biriydi Forks. Bol yağmuru, bulutlu havası nedeniyle Stephenie Meyer’in vampir romanlarına konu oldu. Ardından Twilight filmleri geldi. Şimdi şehir romantik vampirler Edward, Bella ve yakışıklı kurt adam Jacob’ın izini süren turistlerle dolup taşıyor.
ABD’nin kuzeydoğusunda, Kanada sınırına yakın 3500 nüfuslu bir yerleşim Forks. Olympic Ormanları’yla çevrili. Ekonomisi ormancılığa dayalı sakin bir şehir. En azından yakın zamana kadar öyleydi. Twilight (Alacakaranlık) serisi yedi yıl önce kaderinibirden değiştirdi.
Her şey gençlik romanları yazan Stephenie Meyer’in ünlü Twilight serisi için Forks’u mekan seçmesiyle başladı. Romanın baş kahramanı melankolik genç kız Bella Swan güneşli Arizona’dan, bulutlu, yağmurlu ve kasvetli Forks’a taşınıyor, burada hiç yaşlanmayan 104 yaşındaki yakışıklı vampir Edward Cullen’la tanışıyor, aşık oluyordu.
YAZAR MEYER ŞEHRİ İNTERNETTEN BULDU
2005 - 2011 arasında yayımlanan dört roman 38 dile çevrildi, 116 milyon sattı. Filme uyarlanması kent için tam bir sihirli değnek etkisi yarattı. Toplam 2 milyar dolar hasılat yapan beş filmle Forks bir anda tüm dünyanın ilgiyle izlediği heyecanlı aşk hikayesinin dekoru oluverdi.
Forks’un en önemli özelliği ABD’nin en çok yağış alan şehirlerinden biri olması. Yılın 212 günü yağmurlu. Romana girmesini sağlayan da bu. Stephenie Meyer kitabı yazmaya başladığında kenti görmemişti, internetten yaptığı araştırmayla bulmuş, neredeyse sürekli bulutlu ve yağmurlu olduğunu öğrenmiş ve vampirlerin ancak böyle bir yerde yaşayabileceğine karar vermişti. İşin ilginç yanı film Forks’ta değil, ağırlıklı olarak Kanada’da ve Oregon’da çekildi. Ama bu durum turistlerin şehre ilgisini azaltmadı. Binlerce hayran serinin üç ana karakterinden, vampir Edward, kurt adam Jacob ve Bella’dan izler bulmak için buraya geliyor, hatta bunun için özel turlar düzenleniyor.
HER KÖŞEDE FİLMDEN ÖZEL BİR İZ VAR
Independent on Sunday’in haberine göre, Forks’taki her köşede Twilight’tan bir işaret var. Mesala Miller Tree Inn moteli kendini, serinin ünlü vampir ailesi Cullen’e gönderme yaparak, “Cullen Evi” diye pazarlıyor. 775K sokağında “Swan House” (Bella Swan’ın evi) bulunuyor. Leppell’s çiçeksinde bol miktarda Twilight hediyelikleri satılıyor. Karakolda bile Twilight amblemi var.
Meraklı turistlerin ilgisinden en çok memnun olanlar ise Forks’taki işletmeler. Ama kentin tek özelliği filme konu olması değil elbette. Kent aslında bundan önce de, daha az sayıda da olsa, ziyaretçi çekiyordu. Bakir dağ ve ormanları, milli parkları doğa sporları meraklıların gözdesi. Akarsuları amatör balıkçıları çekiyor.
Forks, Olympic Yarımadası üzerinde. Büyük Okyanus’tan gelen rüzgarların serinlettiği bu yemyeşil yarımada, yaban hayat zenginlikleriyle dikkat çeken, Olympic Milli Parkı’na da ev sahipliği yapıyor. Milli parkın ortasında ise 2100 metre yüksekliğindeki Olympus Dağı yükseliyor. Forks’un 100 kilometre güneyinde ise Quinault yağmur ormanı var. Ağaçlar o kadar yoğun ki ormanda yürürken gökyüzü görünmez oluyor.
Nasıl gidilir
Forks’ta küçük, yerel bir havaalanı bulunuyor. Yakındaki en büyük ve işlek havaalanı ise Seattle’da. Forks ve Seattle arası 212 kilometre. THY haftanın dört günü İstanbul’dan Seattle’a direkt, KLM, Delta, Emirates bir aktarmalı uçuyor.
Kurt adamın gizli koyu
ABD’nin kuzeybatı ucu Flattery Burnu ise Forks’un 50 kilometre kuzeyinde. Dolambaçlı 112 numaralı karayoluyla bu mesafe 100 kilometreye yaklaşıyor. Ama bu güzergah yolculara Juan de Fuca Nehri’nin ve Kanada’nın Vancouver Adası’nın manzarasını sunuyor. Flattery Burnu’na 2.5 kilometrelik bir patikadan ulaşılıyor. Ormandaki yürüyüşçüleri Büyük Okyanus manzarasıyla ödüllendiriyor.
Olympic Yarımadası, Kaliforniya gibi Büyük Okyanus kıyısında ama sahil burada farklılaşıp gri, biraz karamsar bir karaktere bürünüyor. Forks’un 30 kilometre güneyindeki Ruby Beach ise, heybetiyle insanı etkileyen bir kıyı şeridi. Forks’un başka gizli koyları da var. Hemen yakında, Quileute yerlilerinin bölgesinde La Push Plajı yer alıyor. Bu bölge ayrıca Twilight’taki kurt adam Jacob’un mekanı olmasıyla ünlü. Plaja devasa sedir ağaçları arasından yürüyüşle ulaşılıyor. Yerler yapraklarla kaplı, manzara nefes kesici. Forks çevresinde birçok doğal güzellik yer alıyor. Twilight’ı sevin ya da sevmeyin, ziyaret etmeye değer.