Tweet tweet San Francisco
Genç kuşak artık uzun yazı okumak istemiyor. Belki böylesi daha iyi. Artık en az harfle, en az kelimeyle, en kısa cümle ile doğayı, kentleri, lezzetleri, duyguları anlatmayı öğreneceğim. İşte bu da ilk denemem.
Sosyal medyalarda haberleşmeler mümkün olduğunca az harf ve kelime kullanılarak yapılıyor. Örneğin twitter mesajınızı 140 harfte toparlamak zorundasınız, bir harf fazlasını bile kabul etmiyor. Ama az harf ve kelime kullanıp bir şeyi anlatabilmek epey yetenek istiyor. Yıllarca, gezilerimde gördüklerimi siz okurlara iletebilmek için harflerin, kelimelerin peşinde koşuşturup durdum. En doğru ve güzel anlatabilmek için hangi kelimeyi kullanmam gerek? Hangi benzetmeleri öne çıkarmalıyım? Hangi kelimeleri kullanırsam yazı daha şiirsel olur? Hangi cümleler okuyucuyu o doğa parçasına, o kente, kasabaya, köye sürükler? Saçımı sakalımı, kelime ararken ağarttığımı rahatlıkla söyleyebilirim. Şimdi oyuncakları elinden alınmış çocuğa döndüm. Bu ilk denememde, bir-iki harf fazladan kullanırsam acemiliğime verin. Öğrendikçe kurallara tıpatıp uyacağımdan emin olabilirsiniz. Hadi başlayalım!
Türk Hava Yolları artık San Francisco’ya direkt uçuyor. 12 saat 45 dakika sonra Amerika’nın en batı ucuna varıyorsunuz. THY’nin en uzun uçuşu.
Yemek, film, kitap, uyku derken bu uzun yolculuğun nasıl geçtiğini pek anlamıyorsunuz. Hostesler sizi adeta ikrama boğuyorlar.
San Francisco’da hava serin. Gölgeler üşütüyor. Bahar daha yüzünü göstermemiş. Yakın bir zamanda gidecekseniz paltonuzu unutmayın.
Kent İstanbul gibi 7 tepeli. Ama yokuşları insafsız. Her babayiğit tırmanamaz. Yokuşları çıkarken tarihi tramvayları kullanmanızı öneririm.
Heights Caddesi hippiliğin doğduğu yer. Onların torunları hâlâ bu caddede, uyku tulumlarının içinde uyuyorlar. Evsizlerin sayısı oldukça fazla.
Kentin simgesi olan City Lights kitapçısına mutlaka uğramak lazım. Beat kuşağının izleri ve ruhu bu kitapçının koridorlarında dolaşıyor.
Kitapçı’nın hemen karşısındaki Vesuvio adlı tarihi bar, ünlü yazarların uğrak yeri. Mutlaka gidip, bir şeyler içmelisiniz.
Depremlerin, yangınların yok ettiği kentte, eski evleri görmek mümkün. O evler bir zamanlar kentin ne kadar güzel olduğunun kanıtı.
Fisherman’s Wharf, San Francisco’nun en turistik yeri. Lokantalar, hediyelik eşya satan dükkânlar ziyaretçilerle dolup taşıyor.
Fisherman’s Wharf’ta en çok ilgiyi, limandaki dubaların üstünde yaşayan denizaslanları çekiyor. Homurdana homurdana güneşleniyorlar.
Denizaslanlarının bulunduğu 39 numaralı iskele hem alışveriş, hem kahve hem de yeme-içme için birçok olanak sunuyor.
San Francisco köprüler kenti. Birçok köprüsü var ama en çok bilineni Golden Gate. Kırmızı renkli bu köprü, kentin simgesi.
Kente gelenler bu köprüyü görmeye koşuyorlar. Üzerinde köprünün fotoğrafı olan hediyelik eşyalar, tişörtler kapış kapış gidiyor.
Alcatraz Hapishanesi’nin bulunduğu ada hemen limanın karşısında. Şimdi müzeye çevrilen hapishaneye turlar düzenleniyor.
Adını dizilerden duyduğumuz ‘İkiz Tepeler’ kentin tam ortasında. Yaz aylarında sisle kaplanan tepeler turistlerin ilgi odağı.
Dünyanın en büyük Çin Mahallesi San Francisco’da. En lezzetli Çin yemeklerini buradaki lokantalarda yiyebilirsiniz.
Boyalı Güzeller diye adlandırılan Victoria dönemi mimarisi ile yapılmış, her biri ayrı renkteki eski evler de kente gelenlerin ilgisini çekiyor.
1898 yılında yapılan Ferry Building, onarılarak alışveriş merkezine çevrilmiş. Burada her türlü yiyeceği bulmanız mümkün.
Dünyanın önemli şarap bölgelerinden biri olan Napa Vadisi, San Francisco’ya çok yakın. Mutlaka görülmesi gereken bölgelerden biri.
Burayı gezmek, burada üretilen şarapları tadabilmeniz için, vadiyi baştan sona dolaşan “Şarap Treni’ne binmenizi öneririm.
SAN FRANCİSCO’DAN LEZZETLER
** Mutfakta Uzakdoğu ön planda. Çin Mahallesi’nde fiyatlar uygun.
** Atlantik Okyanusu’nun en lezzetli dev yengeçleri, istakozları, ahtapotları bu kentte.
** Önereceğim yemekler: Nopa’s Cheeseburger, Cioppino balık yahnisi, yanında ekşi mayalı ekmekle Tartine’nin kuruvasanı.
** Boudin Fırını’nın tencere ekmeklerinin içinde sunulan yengeç çorbasını mutlaka tadın.
** Bira düşkünleri Anchor Steam Birası, şarap düşkünleri ise Napa Vadisi’nin ünlü Pinot Noir’larını tatmalı.
** La Ta Queria’da Meksika usulü Tako’yu, Old Mandarin Islamic Restoran’da helal Çin yemeklerini öneririm.