GeriSeyahat Trabzon’dan Gümüşane’ye yayla safarisi
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Trabzon’dan Gümüşane’ye yayla safarisi

Trabzon’dan Gümüşane’ye yayla safarisi

Yaz sıcaklarında yayla safarisi yapmak için Doğu Karadeniz ideal bölge. Yaylaların serin havasını almak, doğal güzelliklerini keşfetmek istiyorsanız seçeneğiniz bol. Belirlediğiniz güzergahta arazi aracının sağladığı kolaylıkla yaylaları, köyleri, tarihi ve turistik alanları gezebilir, bu arada eğer isterseniz konaklayarak dinlenebilirsiniz.

Trabzon’dan arazi aracıyla çıktığımız yolculuğumuza 50 kilometre sonra Maçka’ya bağlı Hamsiköy Bekçiler Mevkii’ndeki Zigana Tatil Köyü’nde ara verdik. Tatil köyü, doğayla iç içe, tamamen ahşap bungalovlardan oluşuyor. Tesis, Zigana Dağı’nın yeşil ormanları içerisinde. Deniz seviyesinden 1700 metre yükseklikte. Restoranı yaz kış sönmeyen devasa şöminesi ile ısınıyor. (www.ziganatatilkoyu.com)
Zigana Tatil Köyü’nden sonra istikametimizi Zigana Köyü’ne çevirdik. Burası Gümüşhane’nin önemli turizm merkezlerinden biri. Şehre yaklaşık 40 kilometre uzaklıkta. Dağlarının yamaçları kızılağaç, yükseldikçe çam, ladin, 1800-2000 metrelerden sonra ise köknar ağaçlarıyla kaplı. Rutubetsiz ve temiz havası, kaynak suları, değişik yabani hayvan ve bitki türleriyle dikkat çekiyor. Doğu Karadeniz’in en önemli dağ ve yayla turizm merkezleri olan Sümela Manastırı, Kadırga, Zigana, Cami Boğazı ve Ayeser Yaylaları ile Karaca Mağarası köyün etrafında yer alıyor.
Zigana Köyü’nden şehre giderken dar ve engebeli yollardan geçiyorsunuz. Ama seyrettiğiniz manzara için biraz yorulmaya değer.
Gümüşhane’ye gelmeden yol üzerinde ramazan sucuğu olarak da bilinen içi bol cevizli, dışı fındıklı köme ya da pestil alıp taze taze tadabilir, giderken sevdiklerinize götürebilirsiniz.
Gümüşhane’nin eski merkezi, ilin şimdiki merkezine 5 kilometre mesafede. İlin eski merkezi, Cumhuriyet’in ilanından önce Süleymaniye Vadisi’nde yer alıyordu. Daha sonra, Trabzon-Erzurum transit yolunun Harşit vadisini takip etmesi üzerine bugünkü yerine taşındı. Tarihi bilgilere göre, Eski Gümüşhane’nin kuruluşu milattan önce 3 bin yılına dayanıyor. Şehir tarihi süreç içerisinde Asurlular, Urartular, İskitler, Medler, Persler, Pontuslar, Romalılar, Araplar ve Rumlar’a evsahipliği yaptı.
Gümüşhane’yi geçince Taşköprü Yaylası’na yaklaşık 8 kilometre mesafede Yağmurdere yer alıyor. Burası yıllar önce 17 köyün merkezi konumundaydı. Yazın nüfusu artsa da kışın 10-15 hanenin kaldığı köy, tarihi dik çatılı evleriyle görülmeye değer. Vadi boyunca Yayladere, Şephane, Bandırlak, İkiz, Kayabaşı, Çorak ve İncesu gibi tarihi köyleri görebilir, taş yapılı tarihi evleri inceleyebilir, yörenin yaşantısı hakkında bilgi edinebilirsiniz.

BULUTLARIN ÜZERİNDE

Taşköprü Yaylası, Gümüşhane Yağmurdere sınırları içerisinde. Burası yöre halkının kullandığı çevredeki 105 yaylanın merkezi konumunda. Deniz seviyesinden 2 bin 140 metre yükseklikte. Çevresi rengarenk kır çiçekleri ve yemyeşil çayırlarla kaplı. Yazın en sıcak günlerinde bile ferahlatıcı, serin havası, doğal güzellikleri bölgeyi cazip kılıyor. Yayla, havalimanına 55, şehir merkezine 60, Gümüşhane ve Bayburt’a 65 kilometre mesafede. Her yıl temmuz ayının son haftalarında Taşköprü Kültür ve Yayla Şenlikleri düzenleniyor. Çevre bölgelerden yoğun katılımın olduğu festivalde horon tepiliyor, uçurtma şenlikleri yapılıyor, pazar yeri kuruluyor. Tarihi İpek Yolu güzergahında bulunan Taşköprü Yaylası’nın konaklama ve diğer temel ihtiyaçları karşılayacak alt yapısı bulunuyor. (www.akgullertesisleri.com) Yaylada yayık ayranı içip, köy ekmeğiyle birlikte ızgara köfte ve et yemenizi öneririz. Yemeğin üzerine Zigana sütlacı tatmayı unutmayın. Üzerine bol fındık serpilerek yenilen sütlacın tadı, daha önce yediğiniz sütlaçlardan çok daha lezzetli geliyor.
Taşköprü Yaylası etraftaki tarihi ve turistik yerlere yakın. Yaylaya 500 metre mesafede bulunan köprünün Trabzon’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırıldığı söyleniyor. Köprünün, asırlarca zor doğa şartlarına dayanarak günümüze kadar geldiğini, kendisinden sonra oluşan hanlara, yaylalara, yörelere adını verdiğini öğreniyoruz.
Dipsiz Göl, Taşköprü Yaylası’na yaklaşık 5 kilometre mesafede. Ne gölü besleyen su kaynağı ne de akarı var. İsmi de bu özelliğinden kaynaklanıyor. Gölün yakınına karayolu çıkmadığı için pek bilinmiyor.
Taşköprü’ye yaklaşık 2 kilometre mesafede Karakaban Tepesi bulunuyor. 3 bin rakımlı tepeye otomobille birlikte veya yaya olarak günübirlik yürüyüşlerle çıkılabilirsiniz. Yamaç paraşütü için de ideal bir yer olan tepeden Santa Vadisi’ni, Çakırgöl Vadisini, Sümela Vadisi’ni kuşbaşı izlemek, yamaç paraşütü ile vadilere süzülmek, mükemmel manzaraları seyretmek, fotoğraf çekmek mümkün. Bilhassa güneşin doğuşunu bu tepeden seyredebilirsiniz.
Biz bu tecrübeleri Saraçlar Otomotiv’in düzenlediği Isuzu D Max Yayla Safari’ye katılarak edindik. Yayla safarisi yapacaksanız hava şartların müsait olmasına dikkat edin. Sisli havalarda da manzarayı seyredebilirsiniz. Tıpkı uçak yolculuğu yapıyormuş gibi kendinizi bulutların üzerinde hissedebilirsiniz. Fakat yollar dar ve görüş mesafesi kısıtlı olduğu için çok dikkatli ilerlemeniz gerekir.

400 YIL ÖNCE YEDİ MAHALLEYDİ, ŞİMDİ SADECE RÜZGARIN SESİ DUYULUYOR

Santa Harabeleri, Taşköprü Yaylası’na 6 kilometre mesafede. 17’inci yüzyılda üç ayrı yamaç üzerine kurulan harabeler yedi mahalleden oluşuyor. Eski adlarıyla Piştoflu, Binatlı, İhsanlı, Terzili, Çakallı, Zincanlı ve Zurnacılı adı verilen mahallelerde özellikle 18’inci yüzyılın son yarısında inşa edilen resmi binalar dikkat çekiyor. Kilise, okul, konut, manastır gibi çoğu harabe halinde 300’ü aşkın yapı bulunuyor. Yalnız burayı ziyaret ettiğinizde sis olmaması gerekiyor. Aksi takdirde harabeleri görebilmeniz mümkün değil.

False