Toroslar’da bir taş ev
Her baba, karne tatili başlamadan önce oğlu için plan yapar mı bilmem ama ben yapanlardanım. Sömestr tatili için de “Farklı rota neresi olur?” sorusuna haftalar önce karar verdim: Toroslar... Peki ama yüzlerce kilometrelik bu uzantının neresi olmalıydı? 14 yaşında bir çocukla hem rahat etmeli, hem dağ tepe tırmanmalı ama bir o kadar keyfimizi nasıl yaşardık? İşte cevabı...
Paris de yaşayan doğma büyüme Fransalı arkadaşım Denis Chuit’in ülkemde bana yer önereceğini kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Arkadaşım geçen yaz kaldığı Seki Köyü’nü ve taş evleri anlata anlata bitiremiyordu. Antalya Havalimanı’ndan kiraladığımız arabayla 45 dakika Toroslar’ın eteklerindeki Manavgat Evreseki’ye bağlı Seki Köyü’ne geldik. Daha önce rezervasyon yaptırdığımız Seki Cotteges’in asırlık taş evlerini görünce şaşkınlığımız bir kat daha arttı. Fransa’da siyasal bilgiler okuyan bir kadının, Onur Altaylı’nın yıkılmaya yüz tutmuş bu binaları nasıl bu hale getirirdiğini çok merak etim. Herkesin unuttuğu ve geleceği olmayan bu köyde adeta bir vaha yaratmıştı çünkü.
İlk işimiz taş evin sahibi Onur Altaylı’nın tavsiyelerini yerine getirmek oldu. Köyün hemen bitimiyle başlayan çam ormanlarında yürüyüş yaptık. Sonra mantar toplamaya çıktık. Ancak mantarlar şubat sonu ancak toplanabiliyormuş. Bir yandan da sevindim. Çünkü “Ya zehirli çıkarsa?” diye korkuyordum. Korkmaya gerek kalmadı. Üç saatlik yürüyüş sonrası yol yorgunluğu ve sabah erken kalkmanın etkisiyle pes ettik. Dört bisiklet taş evde konaklayanlara ayrılmıştı. Çevre turunu bu bisikletlerle yaptık. Hem kısa ve hem de uzun parkurlar var. Diğer bisiklet severlerle hafta sonları değişik aktiviteler yapılabiliyor. Üstelik kahvaltı yapılabilecek çok güzel yerler de var. Biz ‘Habibe Teyze’nin Yeri’nde kahvaltı yaptık. Gözlemeler, peynir çeşitleri, sahanda yumurta ve ballar reçeller hepsi birbirinden lezzetliydi.
İsteyene rafting, isteyene antik kent
Seki Köyü’ne gelenler ve burada konaklayanlar için inanılmaz seçenekler var. Köprülü Kanyon Milli Parkı’nda, Toros Dağları’nın gölgesinde rafting yapmak ya da dağların tepesindeki Antik kent Selge’yi ziyaret etmek bu seçeneklerden yalnızca birkaçı. Köyden 2 km aşağı inince Evrenseki’de Yörükler Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz mesela. Müze, 2017’de açılmış. Buranın yerel halkı yerleşik yörükler. Yemeklerden de bunu anlamak mümkün. Manavgat’ın ‘Manav’ kelimesi de yörükler tarafından yerleşmiş halk için kullanılan bir terimmiş. Hâlâ bir sürü yörük var, her sene mayıs, eylül ve ekim aylarında dağlarda yörüklerin göçüne şahit olabilirsiniz. Tabi yörüklerin olduğu yerde keçi sütü de her zaman bulabilirsiniz.
Ayrıca Evrenseki’nin ormanında çok özel, az bilinen gizli bir mağara kilisesi de var. Adı Boyalı İn. Bizans zamanından duvar freskleri var kilisede. Ulaşımı zor, mutlaka rehber gerekiyor.Hafta sonları atlı sporu sevenler için Gökbörü Atlı Spor Kulübü’nde (gokboruatlisporkulubu.com) ata binebilir, çam ormanları arasında atlı safari yapıp unutulmaz bir deneyim yaşayabilirsiniz.
Saç kavurma yemeden dönmeyin
İlgilenenler için bölgede bir sürü dere ve şelale var. Torosların eriyen bütün karı dere, nehir, şelale olarak Akdeniz’e dökülüyor... Düden ve Manavgat Şelalesi de bu bölgede yer alıyor. Manavgat’ın susamı meşhur, 15’inci yüzyılda Manavgat bölgesinde onlarca ‘tahinhane’ bulunuyormuş. Alaaddin Keykubat, her sene son baharda yaptığı Alanya göçünü susam hasadına denk getirirmiş.
Taş değirmenlerde üretilmiş doğal ve güzel un bulmak, taze süt, köy yumurtası ve zeytin/zeytinyağı ile yaşamak hayal gibi. Biz kış mevsiminde gittik. Ancak iklim o kadar ılımanki kaldığımız taş evdeki saunayı kullanmaya bile gerek kalmadı. Ama yarı olimpik havuza girmesek hatırımız kalırdı.
Yazın aile ya da arkadaş grubu ile giderseniz Side ve Manavgat sahilleri, barları, cafeleri ile çok değişik seçenek elinizin altında ama Manavgat Çayı kenarında saç kavurma yemeden gelirseniz pişman olabilirsiniz. Torosların eteklerindki Seki Köyü Manavgat Vadisi’ne ve Akdeniz sahillerine bir kısrak başı gibi uzanan, eşsiz bir manzaraya sahip. Antik Pamfilya bölgesinin kalbinde bulunan bu bölgeyi mutlaka gezip tanımalısınız.