Televizyoncular geldi, Şenyuva şenlendi

Fırtına Vadisi’ni derenin kestiği alanlarıda kurulu; sağlı sollu köyler vardır. İlçe merkezini geçtikten sonra yukarılara doğru devam edildiğinde, çok sayıda köyün yanından geçersiniz. Bir kısmı yoldan bakıldığında görülür, bazılarını görmek için tepelere tırmanmak gerekir. Şenyuva dağınık yapısıyla geniş köylerden biri. İlçe merkezine beş kilometre uzaklıkta. Ana yol kenarından bakıldığında kendisine dair epey ipucu veriyor. Ama bu köyü vadi içindeki diğer köylerden ayıran tarihsel özellikleri de var. Örneğin; 1910’da Şenyuva’da ‘Hemşin Terakki ve Teavün Cemiyeti’adı altında bir dernek kuran Hemşinliler; burada dönemin Lazistan Mebusu Necati Memişoğlu’nun yardımlarıyla bir rüştiye kurmuş. Bu, dönemine göre ileri bir hamle. Elbette bu bina bugün ayakta değil ama okul olarak uzun yıllar hizmet vermiş. Gelgelelim köyün içindeki kemerli taş köprüye. Kitabesi 1970’lerde Fırtına Deresi taştığında kaybolmuş. Buna karşın 1699’da yapıldığı biliniyor. Köprünün hemen ayağında kurulan TV filmi setinin kalabalıklığını görürseniz şaşırmayın. Köprüden köyün tek kahvesine doğru yürüyüp küçük bir mola verin. Dağları seyrederken; bir taraftan aklınız bu insanların bu evleri nasıl buralara yerleştirdiğiyle meşgul olabilir. Bu özel coğrafya geçmişte ‘Yüreğine Sor’, ‘Bal’, ‘Sonbahar’ gibi filmlere plato olmuştu.

ŞIK KONAKLAR

Devam ettiğinizde sola doğru çıkan yolu takip edip Kaçkarlar’ın muhteşem iki yaylası Sal ve Pokut’a hatta Hazindağ’a gitme şansınız var, yol stabilizeden de kötü ama gitmeye değer. Kışın yolları tamamen kapalı bu yaylaların. Mollaveyis Köyü ise Şenyuva’nın komşusu. Dere yatağından devam edip ulaşılabiliyor. Mollaveyis’ten orman yolunu kullanıp; Şenyuva Köyü’ne yürümek mümkün. Önce Üskürt Dağı yolunun devamında yer alan Zizna isimli mekâna uğramalı, Gökhan Abi’nin hoşsohbetiyle dağları seyretmeli. Aşağıya doğru devam edip; yüzyıllık konakların yanı başında gölgelenmeli. Hunhanoğlu Konağı bu yolun başlangıcında sizi karşılayan ilk yapı; hemen alt mahallesinde ise Burumoğlu ve Arifoğlu konakları yer alıyor. Arifoğlu Konağı’nı geçip Karayalçınlar’ın konağına yürüyüp, dere kenarına kadar inebiliyorsunuz. Sal ve Pokut yaylaları yolunda kalan tarafına ise Dovor ve Amlaskur mahalleleri diyorlar. Bu iki mahallede de mimarisi konak ve ahşap olan çok sayıda ev yer alıyor. Ama bunlardan özellikle Lazaloğlu Ailesi’ne ait olan konak görülmeli. Neden diye sorulacak olursa; birincisi Vatandaş Mustafa’yı tanımak ve vadiyle ilgili derin bilgiler almak için; bir de bu konağın kesme taşları ve el işçiliği özel odalarını görmek için. Bir zamanlar bu konağın aile fertleri sadece bal için 16 kilometrelik yol yürüyüp Palovit Vadisi’ne gidiyordu.

GELENEK VE GELECEK

Dere kıyısındaki evlerde oturanlar, kışın daha çok bulunuyorlar köylerinde; kendilerine bir yaşam alanı oluşturma çabası olanlar da var, Sisi gibi geleneği devam ettiren bağımsız mekânlar da. Yıllar evvel Kaçkarlar’ı dünyaya açan Savaş Güney’in Sisi’sini şimdi oğlu işletiyor. Son satırları yazılmamış bir öykünün başlangıcı gibi yaşayan şen insanlar ülkesi burası. Bulutlar, sisler, yağmurlar, karları aşıp gelmişler. Ve bir zamanlar yolcu ettiklerini umutsuzca bekliyorlar. Şenyuva yazın kalabalıklaşsa da kışın oldukça tenha. Yaşlı nüfusun yanında, sayıları az da olsa gençler kalıyor. Bir de TV dizisinin getirdiği hareketlilik var ki; şimdilik kış tenhalığı yaşanmıyor. Şenyuva’ya hangi mevsim uğrarsanız uğrayın; açık kapılara selam verin, halkla tanışın ve ne kadar eşsiz bir tabiatta yaşadıklarını
onlara hatırlatın.