GeriSeyahat Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi  
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi   

Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi  

Nefes giriyor ve çıkıyor, zihin gidiyor ve geliyor, değişim sürüyor. Nefes geliyor, nefes gidiyor, acı gidiyor titreşim geliyor, sıcak gidiyor basınç geliyor. Değişim hep ama hep sürüyor. 72 saat boyunca her gününüz aynı, sadece uyuma ve uyanma süresinin dışında bağdaş kurarak ve anda kalmaya çalışarak ne kadar durabilirsiniz? 

Tayland, meditasyon ve yoga severlerin cenneti. İster Tayland’ın güneyine gidin isterseniz Kuzey bölgesini tercih edin, bu ülkenin her bir noktasında meditasyon veya yoga yapabileceğiniz yerler bulabileceksiniz. Henüz yolculuğa çıkmadan önce Türkiye’de farklı yerlerde meditasyon deneyimim olmuştu ama Güney Doğu Asya’da bunu tecrübe etme düşüncesi bile beni heyecanlandırıyordu. Tayland’ın kuzeyini gezmeye başladığım sırada Mae Hong Son ve Pai arasında ‘’Wat Tam Wua’’ orman manastırı olduğunu öğrendim. Tabi sadece burası değil bu bölgede birden fazla keşişlerin yaşadığı manastır var ama buranın fotoğraflarına baktığımda çok etkilenmiştim.

Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi


 Sabah erkenden çantamı toplayıp Pai’den Mae Hong Son’a doğru yola çıktım. Manastıra gelmeden önce herhangi bir yere başvuru yapmanız gerekmiyor. Eğer yer varsa direkt olarak kabul ediliyorsunuz ve burada en az iki gün en fazla on gün kalabilirsiniz. Ancak belli kurallara saygı göstermek zorundasınız, aksi halde bir daha buraya gelemezsiniz. Öncelikle keşişlere dokunmak ve akşam belli bir saatten sonra uyudukları bölgeye gitmeniz yasak. Sigara, alkol, uyuşturucu maddeler içeri sokamaz ve kullanamazsınız. Normalde diğer manastırlarda tüm elektronik aletlerinizi topluyorlar ama burada odamızda tutmamıza karışmadılar. Ancak odadan dışarıya çıkaramazsınız.

Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi


 Manastır’da kalmak isteyen herkes beyaz renk giyiniyor; kadın, erkek, hayvan ayrımı yok. Burada herkes eşit hatta bir süre sonra içinde olduğun durumla o kadar bütünleşiyorsun ki aslında evrende hiçbir şey olmadığını fark ediyorsun. Her günün aynı geçiyor;

Sabah 5’te keşişlerle birlikte uyanıp meditasyon yapmaya başlıyorsun

Güneşin doğuşuyla birlikte keşişlerin yemek seremonisi başlıyor. Manastır’daki herkes sıraya giren keşişlere sadece birer kaşık pilav veriyor. Daha sonra kaldıklara yere vejeteryan yemekleri taşınıyor. Günde iki öğün yeme hakkınız var. Sabah ve öğlen 11’de yemek yedikten sonra bir daha yemek yiyemezsiniz. Belli aralıklarla akşam 8’e kadar meditasyon yapmaya devam ediyorsunuz. 24 saat boyunca tüm günün böyle geçmesi imkanısız gözüküyor değil mi? Kesinlikle benim için de öyle.


İlk gün meditasyon sırasında uyuyakalıyorum. Durumdan biraz utansam da birkaç kişinin daha aynı durumda olduğunu görüyorum. Baş keşiş konuşmasını gülerek sürdürüyor ”uyku meditasyonu” dilerseniz bunu da yapabilirsiniz. Dışarıdaki hayat aynı devam ettiği ve herhangi bir uyarıcı almadığım için zihnim oyunlarına başlıyor. Zihnim hiç durmadan konuşmak, berisini ötesini düşünmek kurcalamak istiyor. Saatler geçtikçe ve bağdaş kurmaktan yorulmuş bedenim acı çektikçe zihnim beni daha fazla zorluyor. Kilit nokta ne? Bunun durması için ne yapmalıyım? Sonra bir an herşeyi bırakıyorum. Beklenti, geçmiş, gelecek yok. Hatta o an da kalalım klişesi bile yok. Hiçlik. Farkındalık ne demek o zaman öğreniyorum. Çalışırken, konuşurken, gezerken duygularımızın nasıl da farkına varamıyoruz. Tek yaptığımız bir şeylere tutunarak devam etmeye çalışmak. Sürekli aynı yeri eşelemek.

Tayland’da üç günlük Vipassana deneyimi


Üç gün kesinlikle yetmiyor, zaman kaybı değil aksine ileride size birçok konuda zaman kazandıracak beceriler kazanıyorsunuz. Daha Asya’dayım on günlük meditasyonu da denemek için sabırsızlanıyorum.

Fotoğraflar: Bengi Baytekin 

False