GeriSeyahat Tarihin koridorlarından doğanın kalbine yolculuk
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Tarihin koridorlarından doğanın kalbine yolculuk

Tarihin koridorlarından doğanın kalbine yolculuk

Karabük, turistik ilçesi Safranbolu ile tanınsa da hem köyleri hem de ülkemizin en önemli doğal alanlarından Yenice Ormanları’yla keşfedilmeyi bekliyor. Bozayıdan vaşağa yaban hayatının izlerini görebileceğiniz ormanlar, Yörük Köyü, Tokatlı Kanyonu ve Mencilis Mağarası gibi noktalar bölgenin önemli gezi durakları olmaya aday...

İstanbul ile Ankara’ya yakınlığı ve tarihi evleri sayesinde popüler olan Safranbolu ilçesiyle bilinen Karabük’ün görmenizi önereceğim önemli duraklarından biri de Yenice olacak. Burası doğa harikası blok ormanlarıyla ülkemizin en özel doğal noktalarından biri.
Ama eğer bölgeye ilk kez gidiyorsanız ziyaretinize Safranbolu’dan başlamanız kaçınılmaz. Roma İmparatorluğu döneminde ‘Paflagonya’ adıyla anılan bölgedeki Safranbolu, Türklerin hâkimiyetine 1196’da girmiş. 17’nci yüzyılda İstanbul-Sinop yolu üzerinde olduğu için en parlak yıllarını yaşayan şehir, işte o sırada bugünkü o ünlü evler, konaklarla donatılmış. Tarihte önemli bir yeri olan Safranbolu’nun bugün bilinir hale gelmesini sağlayan iki önemli çalışmadan bahsetmezsem haksızlık etmiş olurum. İlki, TRT’de önemli belgesellere imza atmış rahmetli Suha Arın’ın, 1978’de hazırladığı ‘Safranbolu’da Zaman’ isimli çalışması. Bu belgesel bölgenin görünürlüğünün sağlanması açısından önemli. İkincisi, 1984’te renovesi tamamlanan Asmazlar Konağı. Bu konakla da turizmin temelleri atılmış oldu.

Tarihin koridorlarından doğanın kalbine yolculuk


Köyleri keşfedin

Bugün, artık her mevsim on binlerce insanın akınına uğrayan Safranbolu, arnavutkaldırımı sokakları, çarşısı, lokumcuları, yerel lezzetler tadacağınız restoranları, çeşmeleri, evleri, sokaklarıyla gelenleri büyülemeye devam ediyor. Safranbolu, öylece geçip gidilecek bir yer değil, en azından iki tam gününüzü ayırmalısınız. Çünkü ilçenin merkeziyle kalmayacak size önereceğim yerler...  Kastamonu-Araç güzergâhına doğru yaklaşık 13 kilometre uzaklıktaki Yörük Köyü’nden başlayabilirsiniz çevreyi keşfe. Burası da adeta mini bir Safranbolu ama daha sakin ve doğal. La Diva Turca olarak bilinen dünyaca ünlü opera sanatçımız Leyla Gencer’in babasının köyü aynı zamanda. Köy meydanında kendisinin bir heykeli karşılayacak sizi.

Sokaklara dalın, Sipahiler ve Kaymakçılar konaklarını, ahşap camiyi ve sanat galerisi gibi düzenlenmiş Çamaşırhane’yi ziyaret edin. Sipahiler Konağı’na uğradığınızda Filiz Teyze’yi görmenizi tavsiye ederim. Tabii burada gözleme ve yaprak sarma yemeyi de ihmal etmeyin. Konağı gezdiğinizde odaların muhteşem bezemelerinden de gözlerinizi alamayacaksınız.  Safranbolu merkezinin dışında Yörük Köyü’nden başka iki yer daha önereceğim size. Bunlardan ilki Gümüş Mahallesi’nden Tokatlı Köyü’ne uzanan Tokatlı Kanyonu. 9 kilometrelik yürüme parkuruna sahip kanyonda cam terastan harika manzarayı izleyebiliyorsunuz. İkincisi de Bulak Köyü’ndeki Mencilis Mağarası. Keşfedilen en uzun mağaralardan biri olan Mencilis, aktif bir mağara ve derinliği 6 kilometre. Ancak sadece 400 metrelik bölümü ziyarete açık.

Tarihin koridorlarından doğanın kalbine yolculuk



Cennetin kapısı

Safranbolu’dan ayrıldıktan sonra, Karabük’e geçip 34 kilometre ve 16 tünelin ardından cennettin kapısı Yenice Ormanları’na varabilirsiniz. Türkiye’nin en büyük blok ormanlarına sahip Yenice, biyolojik çeşitlilik bakımından en zengin bölgelerden. Yenice’ye vardığınızda, öncelikli olarak nereden başlamanız gerektiğini bilmenizde fayda var. İlçeyi tepeden izleyen, belediyeye ait Ihlamur Teras konaklamak için iyi bir seçenek. Buraya yerleştikten sonra artık hangi noktaya gideceğinizi belirleyebilirsiniz. Yenice tek başına ve bilmeden gezilecek bir yer değil. Özellikle yaban hayatı açısından oldukça zengin olan bölgede mutlaka bir bilene danışmalısınız. Bozayı, vaşak, yabankedisi, kurt, çakal, tilki, karaca, ulu geyik, yabandomuzu, porsuk ve ağaçsansarına ev sahipliği yapan bölgede; aksırtlı ağaçkakan, ortanca ağaçkakan, alaca sinekkapan, küçük yeşil ağaçkakan ve çizgili ötleğen gibi farklı kuş türlerini de fotoğraflama şansınız olabilir.

Ne kadar kalacağınızı ve neler yapacağınızı bilmiyorsanız, coğrafyayla teması veya ilk adımı sağlamak için Şeker Kanyonu iyi bir başlangıç seçeneği. Ardıç, kayın, ahlat, meşe ağaçları arasından son derece kolay bir yürüyüşle, asırlık köylerin içinde insanlara selam vererek yol alacaksınız. Şeker Kanyonu’na vardığınızda da şunu unutmayın: Türkiye’nin odunsu bitki tür çeşitliliği en yüksek alanlarının başında gelen bir nokta burası... Anıt niteliğindeki ağaçları, derin vadileri, akarsuları ve barındırdığı yaban hayatı çeşitliliğiyle Avrupa’nın 100 orman sıcak noktasından biri.

Tır Mahallesi’ni de gezin

Burası, Doğa Derneği’nin Türkiye’de belirlediği 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri aynı zamanda. Kızılkaya Vadisi, Subatan Seyir Terası, Eğriova Göleti gibi alanlarda da bu ekoçeşitliliğin izini sürebilirsiniz. Çitdere mevkisindeyse porsuk, fındık, karaçam, çınar yapraklı akçaağaç, kayın gövdeli akçaağaç, sapsız meşe ve dağ karaağacı gibi anıt ağaçları görebilrsiniz.  Yenice’den ayrılmadan önce geleneksel mimariyi görmek isteyenlere Tır Mahallesi’ni ziyaret etmelerini tavsiye ederim.  Safranbolu ve Yenice bölge için büyük şans; umarım korunarak ayakta kalır.

 

False