Tarihi mirasları ve yaylalarıyla Toroslar
Mersin'e bağlı bir ilçe olan Toroslar yüzölçümü bakımından da en büyük ilçesi durumundadır. Tarihi mirasları, yaylaları ve güzel tabiatı ile Toroslar'da görülmesi gereken yerlerden bazılarını sizler için derledik...
Adını Toros Dağlarından alan ilçe, doğal manzaraları, tarihi ve turistik yerleri ile Türkiye’nin gizli cennetlerinden biridir. Tertemiz havası ile Toroslar’ın gezilecek yerlerinden bazılarını haberimizde bulabilirsiniz…
BELENKEŞLİK KALESİ
Toroslar’a bağlı Soğucak Yaylasında yer almaktadır. Kale, iki katlı ve dikdörtgen planlıdır. Dış duvarları kesme blok taşlarla örülen kale, üzerine yapıldığı kayalık arazi ile bütünleşmiştir. Kapı açıklığı zeminden yukarıda olduğu için kaldırılabilir – yaklaştırılabilir, ahşap bir düzenek kullanıldığı tahmin edilmektedir. Giriş üç bölümlü kenar pervazıyla donatılmıştır. Üst katta gözetleme delikleri bulunmaktadır. Alt katta enine iki kemerle desteklenmiş odanın kuzeybatı köşesinde büyük ve üstü açık bir kapı vardır. Bu kapıdan ikinci kata çıkılmaktadır. İkinci katın duvarlarındaki konsolumsu taş çıkıntılar,belki de ağaç hatıllardan yapılmış bir üçüncü katın olabileceğini göstermektedir. Sağlam durumdaki kale, Orta Çağ dönemine tarihlenmektedir.
YUMUKTEPE HÖYÜĞÜ
Toroslar ilçe merkezinin 1 kilometre kuzeybatısında Demirtaş Mahallesinde yer almaktadır. Höyük 1936-1938 yılları arasında, sonradan Ankara’da Arkeoloji enstitüsünü kumuş olan İngiliz arkeolog John Garstang (1876-1956) tarafından ortaya çıkarılmıştır. Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden biri olan bu bölge arkeolojik açıdan büyük öneme sahiptir. Burası ilk olarak Neolitik Dönemde yerleşim yeri olarak ve daha sonra Hitit, Bizans ve İslami Dönemlerde de yerleşim yeri olarak kullanılmıştır. Burada bulunan tarih eserler Mersin Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir. Günümüze kadar yapılan arkeolojik çalışmalar sonucunda Yumuktepe Höyüğünde birçok tarihi kalıntı bulunmuştur.
GÖZNE KALESİ
Toroslar’a bağlı Gözne Beldesinin girişinde yer almaktadır. Gözne beldesinden, 500 metrelik stabilize bir yolla ulaşılan kale, 1085 metre yükseklikte sarp kayalıklar üzerinde yer alan iki yapıdan oluşmaktadır. Doğudaki yapı, üçü güneyde, biri doğuda olmak üzere dört burçlu ve dikdörtgen formludur. Giriş, batıdaki tek kapıdandır. Kapı eşiği toprak seviyesinden 1 m. kadar yüksektedir. Yapı sivri kemerli tonozla örtülü olup, içi üç kemerle dört kısma ayrılmıştır. İkisi kuzey, üçü güney duvarlarda olmak üzere 5 ışık ve havalandırma deliği vardır. Batıdaki yapı üç pencereli, iki kapılı, altıgen formlu kule tiplidir. Yapının üstünde güney, batı ve kuzey yanlarında olmak üzere 15 sundurma bulunmaktadır. Tavan, yerden çatıyı saran bir kemerle ikiye bölünmüştür. Kemerin batı tarafındaki tavan üç ayrı üçgen yüze sahiptir. Doğu kısmı sivri uçlu tonoz tekniğinde yapılan kale, Ortaçag dönemine tarihlenmektedir.
ÇANDIR (PAPERON) KALESİ
Toroslar ilçe merkezine bağlı Çandır Köyünün kuzeybatısında Ayvagediği Yaylasının 7 kilometre doğusunda yer almaktadır. 1450 metre yüksekliğe sahip bir plato üzerinde bulunmaktadır. Bu kalenin Bizans Döneminde yapıldığı tahmin edilmektedir. Çandır Kalesi; 14. yüzyılda Karamanoğulları tarafından daha sonra Memlükler tarafından kullanılmıştır. Kaleye 170 basamaklı bir merdiven ile çıkılmaktadır. Kale içinde 11. yüzyılda yapılmış kilise kalıntısı ve iki yapı kompleksi bulunmaktadır. Kale içinde bulunan bu yapı kompleksinde büyük odalar, geçiş kapıları bulunmaktadır. Kalenin içinde bulunan kilise üzerinde yer alan taş işçiliği ve motif süslemeleri dikkat çekmektedir. Çandır Kalesi görülmesi gereken tarihi yapılardandır.
SİNAP KALESİ
Toroslar’a bağlı Gözne beldesinin 5 kilometre kuzeyinde, Ayvagediği yaylasına girmeden sağa dönülen ve Çandır Kalesi'ne doğru giden yol güzergahındadır. Bu önemli yol Sinap'ı konaklama yeri haline getirmiştir. Belki de bir garnizon olabilecek bu yerin Ortaçağ'daki adı bilinmemektedir. Kale , köşelerinde dört kulesi olan dikdörtgen planlıdır. Topoğrafik yapıya göre çukurda kalan kalenin duvarları kısmen çökmüş ve iç yapısı tamamen yok olmuştur. Dış duvarlarda bosajlı duvar örgü sistemi uygulanırken, duvar aralarındaki kırık moloz taşlar ise dolgu malzemesini oluşturmaktadır. İç duvarlar ise düz kesme taştan yapılmıştır. Kuleler kuzeydoğudaki hariç birbirinin aynıdır. Üst kata çıkan merdiven basamağı izleri yer yer gözlenebilmektedir. Giriş muhtemelen doğu duvarı içinde olmalıdır. Kalenin ikinci katında altı adet gözetleme deliği bulunmaktadır.