Su sümbülleri Asi Nehri'ni yeniden istila etti
Hatay'ın inci gerdanı olarak bilinen Asi Nehri'nin bazı kısımları su sümbülleri istilasına uğradı. Nehri kaplayan su sümbülleri havadan görüntülendi.
Lübnan'da doğan ve Suriye'den geçerek Hatay'da Akdeniz'e dökülen Asi Nehri'nin yine su sümbülü istilasına uğradı. Geçtiğimiz yıl nehrin büyük bölümünü kaplayan su sümbülleri, bu yıl da nehrin yüzeyini tekrar kapatmaya başladı. Antakya'ya bağlı Güzelburç Mahallesi'nden geçen bölümde nehir suları tamamen sümbüllerle kaplandı.
Su sümbüllerinin son yıllarda ülkenin ve Hatay'ın başına bela olduğunu söyleyen Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Selda Asker, duruşu güzel olsa da bulundukları ekosistemdeki canlılara zarar veren bir bitki türü olduğunu belirtti. Su sümbüllerinin Güney Amerika'dan gelen istilacı bir tür olduğunu söyleyen başkan Asker, "Su sümbülleri son 8-10 yıldır ülkemizin başının belası oldu. Hatay'daki Asi Nehrimizde görülen su sümbülleri Güney Amerika'dan gelen istilacı bir bitki türüdür ve istila ettiği tatlı su kaynaklarındaki ekosistemi bozan bir türdür. Yaklaşık 8-10 yıldır Asi Nehrimizde biz bunları görüyoruz. İlk gördüğümüzde nereden geldi, çok güzel duruyor desekte işin içine girdikten sonra çokta güzel bir bitki olmadığını öğrendik. Çünkü bulundukları ekosistemdeki tüm canlılara zarar veren bir bitki türüdür" dedi.
Su sümbüllerinin iklim değişikliklerine bağlı olarak yaşanan buzulların erimesi ve kasırgalarla Türkiye'ye kadar ulaştığına vurgu yapan başkan Asker, su sümbüllerinin buradan sonraki durağının belki de Avrupa olabileceğini söyledi. Asker, "Yaklaşık 5 kıtada, 62 ülkede yayılım gösteren bir istilacı bitki türüdür. İklim değişikliklerine bağlı olarak su sümbülleri bulundukları yerden ılıman ve subtropikal iklimlere doğru yolculuk yapıyorlar. Biliyorsunuz buzullarının erimesi, iklim değişiklerine bağlı olarak artan kasırgalar, seller yani sert geçen iklimler onların göç etmesine sebep oluyor aslında. Eriyen buzullarda onların çok daha çabuk yayılması için su sümbüllerine yol açıyorlar. Buldukları yoldan da bizim ülkemize kadar, Asi Nehrine kadar geldiler. Belki de buradan sonraki yolları da Avrupa'ya kadar uzanacak" diye konuştu.
Su sümbüllerinin 12 günlük süre içerisinde nüfuslarının 2-3 katı kadar artabilen bitki türü olduğunu belirten Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Asker, su sümbülleriyle mücadelenin kolay olmadığına da değindi. Su sümbüllerinin yazın hızla üreyen kışın da telef olan bir bitki türü olduğunu ifade eden Asker, "Baktığınız zaman istilacı bir tür diyoruz. Çünkü istila ettikleri yerde kendi yapıları gereği onu yaymayı çalışıyorlar. Su sümbülleri güneş ışığının nehre direk olarak yansımasını engelliyorlar bu da nehirdeki oksijen miktarını azaltıyor. Bugün nehirde yaşayan canlı türlerine, balık türlerine zarar veriyor. Nehirde yaşayan canlıların zehirlenerek ölmesine neden oluyor. Aynı zamanda nüfusları çok hızlı artan bir türdür. 12 günlük bir süre içerisinde kendi nüfuslarının 2-3 katına kadar artabilen bir bitki türüdür bunlar. O yüzden su sümbülleriyle mücadele etmek kolay değil. Bir şansımız var, kış aylarında suyun durağan olduğu yerlerden kendilerine kuytu alanda bir yer buluyorlar ve orada saklanma şansları oluyor. Kışın telef oldukları için belki de kış sürecinde geriye kalan su sümbülleri toplanırsa ve Suriye'den bizim nehir sınırımıza geçişleri engellenirse her sene bu sıkıntıyı yaşamayabiliriz. Çünkü bunların temizlenmesi, toplanması yani bunlarla mücadele çok ciddi bir sıkıntı. Dünyada bunlarla ilgili mücadele örnekleri var. Bunlarla beslenen böcek türleri üzerlerine atılmış, mantarlar atılmış hatta ve hatta dünyada kimyasallar denenmiş ama sonuç olarak bizler çevreci olarak bunlara karşıyız. Çünkü bu tarz mücadeleler su kaynaklarımızı oldukça etkileyen bir mücadele ve çevreye daha çok zarar veren bir mücadele türüdür. Bunlarla ancak toplanma suretiyle mücadele edilebilir" şeklinde konuştu. Su sümbüllerinin temizlenemeyerek denize ulaşması durumunda kıyıda yavrulama yapan deniz kaplumbağalarına da ciddi zararlar verebileceğine değinen Selda Asker açıklamalarına şu şöyle devam etti:
"Dünyada baktığınızda su sümbülleri zararlarının yanı sıra dünyada yan sanayide kullanılabilen ürünler aslında. Belki de bu şekilde değerlendirilme şansı olabilir bunları. Kağıt yapımında, hasır yapımında bir çok konuda bu bitkileri kullanabiliyorlar. Toplandıktan sonra belirli bir yerde toplanırsa bir yan gelir elde etme şansı sağlayabilecek bir bitkidir. Fakat şu aşamada yapılabilecek en acil şey bunların buradan acil bir şekilde toplanmasıdır. Çünkü ilk yağmurlarla beraber bunlar Asi Nehrinden Samandağ kıyılarına kadar taşınacaklar. Samandağ'da denize döküldükleri yerlerde, Samandağ kumsallarında birikecekler. Ve orada yol açtıkları çevre kirliliğinin yanı sıra oradaki kumsallarda üreme alanı bulunan deniz canlıları, yeşil kaplumbağalar ve Caretta Carettalara çok ciddi zararlar verebilir. Kışın durağan mevsimine geçiyor. Kendi kendine yok olmuyor ama şu an nehir üzerinde bulunan bitkilerin çoğunu artık göremiyorsunuz. Bir kısmı bir yerden sonra yok olurken, bir kısmı da durağan bölgelerde kendini koruma şansı buluyor. Havanın ısınmasıyla birlikte, suyun durağanlaşmasını bekliyor. İşte o süreçte tekrar yayılma süreci başlıyor. Çünkü su sümbülleri sıcak bir iklim kuşağına ait bir bitkidir."
Geçen yıl sonbahar aylarında gelen sümbüller, yine nehrin büyük bölümünü kaplamış, ekiplerin yoğun çalışmalarıyla güçlükle temizlenmişti.