Şövalye mi, prenses mi, yoksa yırtıcı kuş mu olmak istersiniz?
Paris’in yanı başında bir masal şehir!.. O şehrin içinde seyircisini Ortaçağ’a götüren birbirinden etkileyici iki gösteri: Biri şövalyelerle, diğeri yırtıcı kuşlarla!.
“Thibaud, Thibaud!” (Tiiiibo, Tiiiibo!)... Kadın erkek, küçük büyük tribünleri dolduran kalabalık hep bir ağızdan bağırıyor. UNESCO’nun korumasındaki Provins şehrine yıllarca hakim olmuş Şampanya Kontluğu’nun efsanevi kontu 4. Thibaud, kötülerin tehdidi altında. Bütün şehir kontun Haçlı Seferleri’nden dönüşünü, dönüşünde getirdiği Damas gülünü, büyük aşkı Kastilyalı Blanche ile buluşmasını hokkabazlık, cambazlık şovları ve atlı gösterilerle kutlarken, o da ne!.. Korkunç Torvark kurtları ve ürkütücü savaşçılarıyla sahnedeki yerini alıyor. Kostümler, maskeler, yaylar, mızraklar, baltalar, kılıçlar ve sancaklarla hikayenin gerisi tarihi bir film, bir bilgisayar oyunu adeta...
Şehrin tarihi surlarının arkasında, gerçek bir Ortaçağ kulesinin dibinde, birkaç parça dekor, başta atlar olmak üzere çeşit çeşit hayvan, dokuz kişilik bir ekip ve Ortaçağ müzikleri eşliğinde sahnelenen ‘Şövalyeler Efsanesi’ Laurent Audureau’nun elinden çıkma.
Audureau, “Ufaklıklar gösterinin sonunda yanıma gelip, “Film çok güzeldi Mösyö” diyorlar ve ben bu film benzetmesine bayılıyorum” diyor.
Her şey ev yapımı
2001’de eşi Paule ile Provins’de kurduğu şirketin başlattığı Şövalyeler Efsanesi’nde dönüşümlü olarak 17 kişi ve 17 at yer alıyor. Yılda sekiz ay gösteri yapan, diğer ayları oyundaki yeniliklere, kostümlere, maskelere, zırhlara, hayvanların eğitimine, dekora ayırdıklarını vurgulayan Laurent, “Buradaki her şey ev yapımı” diyor. Yılda bir yaptığı casting’le seçtiği gençleri eğiten de o. At biniciliği, tiyatro, dublörlük, akrobatlık, eskrim, dövüş sporları ders konuları. Laurent, Justine Gavaret’i tanıtıyor bize: “Atlarımızın annesidir o!” 24 yaşındaki Justine, 10 yaşında başlamış at binmeye. Altı yıldır Laurent ile çalışıyor. Atlarla ilgilenmek ve prensesten köylüye her tür kadın rolü onun işi.
Ve ‘surların kartalları!’
Şimdi sıra yırtıcı kuşlarda... Bir deveyle sahne alan çöl bedevilerini, Asya steplerinin avcılarıyla Ortaçağ Batı kostümleri içindeki doğancılar takip ediyor. Gösterinin başrol oyuncuları ise doğanlar, şahinler, baykuşlar ve akbabalar. Doğancıların ellerinin küçücük bir hareketiyle havaya yükselip bazen bin metreye çıkıyor, yine küçücük bir hareketle ok hızıyla dönüyor kuşlar. Zaman zaman seyircinin arasından uçan kuşların çığlıklarına heyecanlı çocuk çığlıkları ile büyüklerin kahkahaları karışıyor. Final ise olağanüstü: Heyecanı doruğa çıkaran görkemli müziğe, kuşların gökyüzündeki ‘balesi’ ve eğiticilerinin Provins surlarındaki selamı eşlik ediyor. 30 türden 100 kadar kuşun yaşadığı alan seyircilerin gösteri sonundaki gezi noktası.
50 dakika süren ve diğer şov gibi heyecanı bir an olsun düşürmeyen kuşlu gösterinin kurucusu ve oyuncusu Philippe Hertel, “Her ne kadar yakalanmış olarak da doğsalar, içgüdüsel olarak avcı kuşlar bunlar. Yani onları ‘evcilleştirmemiz’ mümkün değil. Doğancı adaylarına öğrettiğimiz, bu kuşların uçup geri gelmelerini sağlayacak hareketler” diyor. Hertel 1993’ten beri Provins’deki gösteriyi düzenleyip rol alıyor. Bu tür gösteriler Fransa’nın başka şehirlerinde de var ama Provins’dekinin özelliği Ortaçağ dekoru içinde yapılması ve atlı gösteri üzerine kurulmayışı. Peki nasıl oluyor da her seferinde kuşlar eğiticisine geri dönüyor? “Kuşun uçma arzusunun temelinde zevkten çok açlık var; karnı tokken uçmaz, güneşli bir yere konup dinlenir. Bize geri dönüyor çünkü elimizdeki yeme geliyor. Doğancının işi kuşun açlık oranını kontrol altında tutmak. Kuşlar bir atlet gibidir, her gün tartar, ona göre yemlerini veririz.”
Gösteri sırasında kuşlar arasındaki armoni de çok dikkat ettikleri bir konu. Mesela tüm kuşları aynı anda bir arada bırakmıyorlar. Küçükleri büyüklerden korumak gerekiyor. Bu nedenle bir kartalla küçük bir baykuşu asla yan yana koymuyorlar. Mesleğin en büyük tehlikesi ise, son derece hızla uçan bu kuşların doğancının yüzüne çarpması. Bu nedenle yaralanma riski hep var ama “Bu durumlar nadirdir” diyor Hertel.
Festivale az kaldı
Şövalyeler Efsanesi: 4 Kasım 2018 tarihine kadar görülebilir.
- 9 ve 10 Haziran’daki Provins Ortaçağ Festivali’nde cumartesi 14:00, 16:00 ve 18:00; pazar 13:00, 15:00 ve 17:00
Surların Kartalları: 4 Kasım 2018 tarihine kadar görülebilir.
- 9 ve 10 Haziran Provins Ortaçağ Festivali’nde 14:30, 16:00, 17:30
Her iki gösteri de yetişkinler için 12.50 Euro. 4-12 yaş arası çocuklar için 8 Euro. Rezervasyon ve takvim için: http://www.provins.net/en/