Soğuk günlerin sıcak düşü: Kaplıcalar
Dünyanın neresine gitsem sıcak su kaynaklarını arayıp bulan benim için Türkiye bu konuda tam bir cennet. Şifalarını saymakla bitmeyen kaplıcaların sıcak sularının tadını çıkarma zamanı, havaların iyiden iyiye soğuduğu bugünler. Ziyaret ettiğim her kentte sayısız kaplıca deneyimlemiş biri olarak en çok sevdiklerimi sıraladım.
GÜROYMAK KAPLICALARI / BİTLİS
Kaynar sudaki kaplumbağalar
Güroymak ilçesine bağlı Budaklı Köyü’nün biraz ilerisindeki kaplıcaların etrafında hiçbir yerleşim yok. Kamp için uygun. Gölün her yerinden sıcak su kaynıyor. Kadınlar erkeklerin kullandığı gölün daha ilerisinde suya giriyor. Kadınların yüzdüğü yerin hemen yanındaki kocaman sıcak gölün de her yerinden sular kaynıyor. Ayaklarımı sokmuş dinlenirken yaklaşan kaplumbağayı görmem ve ayağımı kaçırmam aynı saniyede gerçekleşmişti. Kaynar suda kaplumbağalar da yaşıyor, şaşırmayın. Kaplumbağaları ve fokurdayan suları izlemek bile dinlendirici.
SARIKAYA KAPLICALARI / YOZGAT
Roma kalıntılarını gezin
Roma Kral Kızı Hamamı diye bilinen Sarıkaya Kaplıcaları, Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinde ve gittiğim kaplıcalar içinde en sıcak suya sahip olanı. İlçede önce Roma döneminden kalma Basalica Therma kalıntılarını ziyaret edebilir, daha sonra hemen yanındaki belediyenin termal tesisinden yararlanabilirsiniz. Konaklamak isteyenler için 3 yıldızlı bir termal otel ve belediye belgeli bir konaklama tesisi var. Kaplıcaya giriş kişi başı 25 lira. İlk başta suyun rengi bana biraz bulanık gelmişti ama içindeki minarallerden dolayıymış. Belediye tesisi içinde kocaman bir havuz var. Öyle sıcak ki çok fazla kalınamıyor. İsteyen kese, köpük ve masaj yaptırabiliyor.
YALOVA TERMAL KAPLICALARI /YALOVA
Otel, pansiyon, apart...
4 bin yıllık tarihiyle sit alanı ilan edilen bölgede pek çok tarihi eser var. Hamamlar bile tarihi eser. Göz banyosu, ayak banyosu, buhar banyosu ve açık havuz derken bir tam gün geçip gidiyor. Girişi ücretli. Suyunun sıcaklığının 38 derece, en soğuk havada bile üşümeden girilebiliyor. Bölgede her keseye uygun otel, pansiyon ve apart mevcut. Otellerin kapalı havuzları, saunaları, masaj hizmetleri var.
ZÜMRÜT KAPLICALARI / ŞIRNAK
Şelalesi bile var
Bu yaz Hakkâri-Şırnak dolanırken Beytüşşebap’a vardığımda ilk sordukları soru Zümrüt Kaplıcaları’na gidip gitmediğim oldu. Beytüşşebap’a sadece 4 kilometre uzaklıktaki kaplıcanın yolu toprak ve oldukça zorlayıcı ama varıldığında tüm yorgunluğa değiyor. Giriş ücretsiz. Kato Dağı eteklerindeki kaplıcaların ismi masmavi zümrüt rengi suyundan geliyor. Etrafta konaklanabilecek bir tesis yok ama kamp yapmak mümkün. 39 derece sıcaklıktaki suyunun birçok rahatsızlığa iyi geldiği söyleniyor. Kaplıcaların içindeki kayaların arasında bir de şelale var.
GECEK KAPLICALARI /AFYON
Tesisi de güzel
Afyon dendiğinde ilk akla gelen şeylerden biri kaplıcalar. Gecek Kaplıcaları’nın şifalı suları kadar kaplıcanın tesisleri de güzel. 6 kişilik
2 katlı villaların geceliği 350 lira. İçinde mutfağı dahil olmak üzere bir evde ne ararsanız var. Tesis içinde gece yarısına kadar açık market oluyor. Kendi yemeğinizi yapabilir, pide gibi yemekleri telefonla sipariş verebilirsiniz. Tek gece kalacaksanız bizim gibi pide siparişi verip sıcak suların keyfini sürebilirsiniz. Her şey tertemiz ve yeni. İçindeki kocaman havuzu kadar bizi mutlu eden başka bir şey olamazdı herhalde. Gecek Kaplıcaları Afyon-Kütahya yolunun 15’inci kilometresinde. Rezervasyonsuz gitmeyin.
KARAHAYIT KAPLICALARI/DENİZLİ
İçilebilen şifalı su
Pamukkale’nin hemen dibindeki Karahayıt bölgesinde traverten, suyun özelliğinden dolayı kırmızı renkte. Bölge tam bir otel cenneti. Pansiyonlar, oteller, apartlar, ne ararsanız var. 4 kişi bir apartta 150 liraya da konaklayabilirsiniz, 2 kişi 300 liraya da. Otelde kalmak istemeyenler için günübirlik kullanabilecekleri aile havuzları ya da termal havuzlar var. İki ayrı suyun karışımından oluşan kaplıca sularının şeffaf olanı içilebiliyor aynı zamanda.
DİNAR KÖYÜ/ TUNCELİ
Kuş sesleri ve manzara
Tunceli merkeze 25 kilometre uzaklıkta, doğada, saklı bir yer. Toprak yollardan geçtikten sonra arabanızı bırakmanız ve bir süre yürüyerek dik bir tepeden dereye inmeniz gerekiyor. İndiğinizde mağara gibi bir tünel sizi karşılıyor. Orayı yüzerek geçtikten sonra derenin kenarında küçük bir doğal havuz göreceksiniz. Minerallerden dolayı suyun rengi turuncu ve sıcacık. Derenin her yerinden ve küçük havuzdan sıcak su kaynıyor. Çok kullanılan bir yer olmadığı için bir adı da yok. Bizi de Tunceli’de yaşayan bir tanıdık götürmüştü. Şimdiye kadar İzlanda’daki sıcak su kaynaklarından sonra beni en çok etkileyen yer burası oldu. Etrafta sadece kaynayan sıcak turuncu suların ve kuşların sesiyle muhteşem bir manzara var.