GeriSeyahat Şiir Dünyası
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Şiir Dünyası

Şiir Dünyası

BİR PORTRE: Nadire SÖNMEZ

Doğa ve sevgi yüklü şiirler

24 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra emekli olan Nadire Sönmez'in şiire olan tutkusu, daha ortaokul sıralarında başlamış. Nadire Öğretmen, sevgi şiirlerini, kitapta toplayacak.

EMEKLİ öğretmen ve şair Nadire Sönmez, Yol şiirinin bir dizesinde: ‘‘Yol kısaldıkça/Daha bir yavaşlar/Adımlarım’’ diyor. Ve sonra devam ediyor: ‘‘Ya bir tomurcuğun/Açılışında/Ya bir karıncanın ardındayım/Bitmesin isterim/Sevinçler/Her çocuğa şekerlerim/İçimizde taptaze bir seher/Açılınca pencereler/Hafifler omuzlarım/Uzar gider/Yollarım.’’

Yurdun değişik okullarında, tam 24 yıl Almanca öğretmenliği yaptıktan sonra, 1995'te Antalya Atatürk İlköğretim Okulu'ndan emekli olan Nadire Sönmez, 1951 yılında, Manavgat'da doğdu.

DOSTLARA ARMAĞAN

Ortaokul sıralarında başlar şiir serüveni. Kendi deyimiyle ‘‘yüreğe yolculuk’’ dizeleridir bunlar. Cebinde bir kalem, bir de küçük defter taşır. Defter olmasa da birkaç küçük kağıt parçası. Çünkü, dizelerin ne zaman çıkıp geleceği belli değildir Nadire öğretmen için.

Nadire Öğretmen, şimdilerde Almanca kurslar veriyor öğrencilere ve meraklılara. Kızı doktor. Oğlu da tıp fakültesinde okuyor. Ve bir amacı var Nadire öğretmenin: Yıllardır çeşitli dergi ve gazetelerde yayınlanan şiirlerini, bir kitap halinde yayınlayıp dostlarına armağan etmek.

Antalya şiirleri

Dörtlükler

Aman Tanrım bu nasıl

bir büyü

Anladım cennetteyiz.

Ama biz kimiz, neyiz?

Yağmurun çiçeğe, zamanın tarihe döndüğü

Bir güneş, deniz ve kar

ülkesindeyiz.

Dalgalanan deniz değil

tarihtir,

Eteğinde ormanın,

dağın, taşın, kayanın

Hem zor görmeyene

Antalya'yı anlatmak

Hem övgüye eyvallahı

yok Antalya'nın.

Güneşlerin en cömerdi

Antalya'dadır

Deniz kıyasıya mavi,

tepeler karken

‘‘Antalya’’ demeli artık

‘‘Güzel’’ yerine

Ne hacet ‘‘Güzel’’e

Antalya varken.

Ümit Yaşar OĞUZCAN

Kara sevda

Akdeniz kıyıları, portakal

bahçeleri

Uzakta balıkçılar, yelken

yelken üstüne

Seni düşünüyorum seni,

beyaz ellerin

Gözlerini kapıyor ıslak

melteme karşı

Bir harap tekne gibi

rüzgarların elinde

Kayalara çarpıyor başımı

hatıralar,

Kumların üzerinde

unuttuğum günleri

Yırtık bir yelken gibi

parçalıyor dalgalar.

Limon çiçeklerinden daha

aydınlık göğsün

Körfez suları gibi kabarıp

alçalıyor.

Seslen bana dağların

ardında kalan çocuk,

Antalya'da saatler şimdi

kaçı çalıyor.

Baki Süha EDİBOĞLU

Sönmezden

Anla

Dilimin ucunda,

Yüreğimin

Her vuruşunda

Hasret büyüdüm

Ninnilere.

Söyleyemem öyle

Birdenbire

Anla.

Tohum

Tohum

Serpiveriyorum

Üşüşüyorlar.

Ekmek için

Başka topraklara

Uçuyorlar.

Doğadan Görünümler

çiğdem ve kargayaşmağı

taşların arasında

sarı ve akpak çiçekleri

doğanın

süslenmiş gelin gibi

duvaklı

az ötede bir taş kovuğu

kekliklerin su içtiği

yosunlu bir kaya

özgür kır ortasında

sarp yamaçlar yolsuz ormanlar

vahşi dereler geçtim

de geldim

öylesine soğuktu ki suları

yüreğim sönmedi

içtim de geldim

ayı inleri kurt izleri

otlar dizboyu ve

düğün çiçekleri

geyik sürüleri geçti

az ötemden

ürpertiyle durdum

yamacında doğanın

İsmail GENÇTÜRK

Çocukların şair konuğu

AKEV Koleji bahçesinde, ılık bir cuma öğleden sonrası. Şair Metin Demirtaş ve eşi bugünün konukları. Öğretmenler hazır... Öğrenciler hazır... Sıra sıra oldular bir güzel günün öğleden sonrasında cocuklar. Sonra bir org ve gitar eşliğinde okunan, çoğunluğu şaire ait şiirler. Hele bir öğrenci var ki, o güzel sesiyle Ahmet Arif'in ‘‘ Dağlarına bahar geldi memleketimin’’ şiirini türkü olarak okumaz mı? Evet, her türlü ‘‘hayınlığa’’karşın dağlarına bahar gelmişti memleketimin.

Ve sonra, teşekkür belgesinin şaire takdimi.

Ve İstiklal Marşı.

Şiirli tatiller çocuklar.

FAKSIMIZA DÜŞENLER

Yalnız akşamlar

Yalnız Akşamlar

Dışarda sonbahar

yağmurları

Yalnızlığıma kamçı gibi vuruyor damlalar

Onsuz bir ömre hazır değilim

Bu kadar acımasız

olmayın yıllar

Anılarımı zincire vursam, gözlerim ağlar

Seni bir gün görmesem,

geçmez zamanlar

Baharda kar fırtınasıdır

yalnız akşamlar

Mermi gibi vurur yüreğime sessiz dudaklar

Yoksun yanımda içim

kan ağlar

Uyku girmez gözlerime,

olmaz sabahlar

Sevenleri ayırmayın,

yerde kalmaz ahlar

Bırakın, hasretime ağlasın, aksın yaşlar.

Seher SERPEN

İnsanlık hali

Bazı zaman

Issız bir çöl gibiyim

Bazı zaman

Çığlık çığlığa kalabalık

Bazı zaman gün ortası

deliyim

Bazı zaman

Kolum kanadım kırık.

Uymuyor

Günü gününe insanın

Havanın, suyun, ateşin

ve toprağın

Bir bakıyorsun buz

tutmuş göller bile

Bir bakıyorsun

Yangın yeri ortalık.

Şule TÜREL

Yüreğim

Sus yüreğim

çıkarma sesini

benden öteye

sakın geçme

güneşi avuçladım

binlerce yıldız hazırlığındayım.

Sus yüreğim

çıkarma sesini

benden öteye

sakın geçme

damarlarıma verilen zehri

korkusuzca karşılamaya

hazırım.

İsyanım dudaklarımın

iç gıcıklayıcısı

talihsizliğimi şokladım.

Sus yüreğim

çıkarma sesini

benden öteye

sakın geçme

yüzüme vurma intiharlarımı

dedim ya

binlerce yıldız için

güneşi avuçladım.

Berat ARAZ

False