Şifalı Mavi Kaplıca’da çamur banyosu
Kaplıca denince akla hep kış aylarının gelmesi normal ama ben bu mevsimde de çok severim. Ege turumda hazır oralara kadar uzanmışken Ortaca’daki Fevziye Mavi Kaplıca’nın yoluna düştüm. Dünyaca ünlü Blue Lagoon’da yüzmek için ta İzlanda’lara gitmiştim. Meğer bizim memlekette de aynısından varmış.
Mavi Kaplıca hakkında çok fazla bilgim yoktu. Akşama doğru oraya varırız, sıcak sularında duş alırız, kamp yaparız düşüncesiyle yola koyulmuştum. Anayoldan Sarıgerme tarafına doğru döndük ve asfalt köy yollarından gittik. Aralardan derelerden geçip sonunda bir tesise ulaştık. Aracı park edip biraz yürüdüğümde bir anda karşımda turkuvaz rengi bir göl belirdi. Dünyaca ünlü Blue Logoon’da yüzmek için ta İzlanda’lara gitmiştim. Meğer Muğla’nın Ortaca içesinde de bir benzeri varmış. Şaşkın halde göle doğru ilerlemem, giriş ücreti için yolumun kesilmesiyle son buldu. 20 lira ödeyip kaplıcadan faydalanabiliyormuşuz...
Ne büyük bir şans!
Gölün etrafında bir sürü masa vardı. Eşyamı üstüne koyup önce bol bol fotoğrafını çektim. Pazar günü kalabalık olur düşüncesiyle kendimi hazırlamıştım ama çok fazla insan yoktu. Ne büyük bir şans! Gölün üstünde kartpostallık, nostaljik bir tahta köprü var. Oradaki görevliye suya atlayıp atlayamayacağımı sordum. Normalde izin verilmiyormuş ama müsaade ettiler. Elimde sualtı kamerası, köprünün üstünden atladım suya. Sıcak bir su beklerken soğuk suyla karşılaştım. Bir şaşkınlık daha. Kaplıca değil miydi burası, sıcak olması gerekmez miydi? Meğer yaz-kış 28 dereceymiş. İlk şokumu üzerimden atar atmaz suyun kaynağına doğru yüzmeye başladım. Kayaların içinden su öyle gür akıyor ve öyle kuvvetli ki akıntıya karşı yüzmek zorunda kalıyorsunuz. Sularla cebelleşirken meğer kameramı düşürmüşüm. Hadi bakalım... Arabadan maske ve palet alıp turkuvaz sulara geri döndüm. Suya dalıp çıkıp kameramı ararken gölde yüzen diğer insanlar yanlış yere daldığımı söylemez mi? Kayaların pek çok yerinden su kaynadığı için nerede olduğumu şaşırmışım. Doğru kaynakta tek dalışta buldum kameramı. Bu arada sualtı görüşü çok kötüydü. Eğer selfie çubuğuna takılı olmasaydı, o akıntıda minicik kamerayı bulmam imkânsızdı. Şimdi bu mavi cennetin tadını çıkarma zamanı...
Ayşe’yle (sağda) güneşte kuruduk
Turkuvaz rengi muhteşem
Masmavi suyun rengine tezat korkunç bir kükürt kokusu var. Hayatında ilk kez bir kaplıcaya gitmiş yol arkadaşım Ayşe kokudan yana çok şikâyetçiydi. Bense aşinayım ve bir müddet sonra burnunuz da alışıyor zaten. Kaya oldukça geniş ve bu muhteşem su, o kayadan bulduğu çatlaklardan dışarıya coşkuyla fışkırıyor. Bir yerinde minik bir havuzu var, oradan aşağıya şelale şeklinde dökülüyor. Suyun gücünü, kayaların içinden çağlamasını, turkuvaz renginin muhteşemliğini anlatmam mümkün değil. Gölün dibinden çamur çıkaran bir görevli vardı, kovalara biriktiriyordu yani çamur banyosu da yapabiliyoruz. En sevdiğim ve eğlenceli olanlar da işte bu kaplıcalar zaten. Tamamen çamurla kaplandık, kendimizi güneşte kuruttuk ve birer heykele dönüştük. Sonrasında gölün kükürtlü suyunda kurumuş çamur kolayca çıkıyor ve teniniz ipek gibi oluyor. Mavi Kaplıca özel bir arazi üzerinde.
Su kayaların arasından çağlıyor
1942’de toprak reformu olduğunda alınmış. Sahibi zaman içinde buradan mavi bir suyun aktığını fark ediyor. Suyu analiz ettirdiğinde de kaplıca suyu olduğu ve romatizma, şeker, göz, deri ve kadın hastalıkları gibi pek çok rahatsızlığa iyi geldiği anlaşılıyor. Resmi kurumlara başvurup işletme ruhsatı alıyorlar. Kayalardan kaynayan yerin önündeki gölü kendileri kazdırmış. Normalde bu kadar geniş değilmiş, dere gibi akıyormuş. Sarıgerme’deki oteller açılmaya başlayınca son 10 yılda popüler olmuş. Toprak sahibi Ali ve Sevim Kirtik gölün yanındaki evde kalıyor. İsteyenlere çay, gözleme, börek gibi yiyecekler satıyorlar ama Sevim Abla’nın tercihi herkesin kendi yiyeceğini kendinin getirmesi. Kaplıca sonrası duş alma imkânıyla ücretsiz bir otoparkı var. Çadır başına 100 lira ödeyerek isteyen kamp yapabiliyor. Gece geç saatlere kadar kaplıcayı kullanabiliyorsunuz, biz de öyle yaptık. “Tamam artık” deyip kaç kez sudan çıktım, sonra tekrar döndüm, saymadım...
Gündüz ilk atladığımda soğuk gibi gelen 28 derece su sıcaklığı, akşam ılık olduğu gerçeğini hatırlattı. Suda yeterince buruştuktan sonra çıkıp güzel çaylarımızı içtik. Akşam saatlerinde kaplıcayı sivrisinekler basıyormuş, onu da acı bir şekilde öğrenmiş olduk. Eğer gittiğinizde kalmayı düşünürseniz yanınıza bolca sinek ilacı almayı unutmayın. Kükürtlü kaplıca suyunun gümüşleri ve takıları kararttığını da söyleyeyim. Suya girmeden önce çıkarmakta fayda var.
Nasıl gidilir?
Mavi Kaplıca, Muğla’nın Ortaca ilçesindeki Fevziye Köyü’nde. Bu yüzden Fevziye Mavi Kaplıca olarak da biliniyor. Navigasyon sizi hatasız götürüyor. Kaplıcaya toplu taşımayla gitme imkânı yok. Anayola uzak ve yürüyerek ulaşamazsınız. Ancak özel araçla gitmek mümkün.