Şelaleye yürürken nasıl kanyon bulduk?
Doğançay Şelalesi, Sakarya’nın Geyve ilçesinde; Doğançay Köyü’ne 10 kilometre uzaklıkta. Yolun son 2 kilometresi toprak. Aracınızı bırakıp ormanın içindeki dik bir patika yokuştan inerek ulaşıyorsunuz. İlk gittiğimde ‘Burada bir kanyon olmalı’ hislerim tabii ki beni yanıltmadı. İstanbul’a yakın bir eğitim kanyonumuz var artık; Doğançay Kanyonu...
Bir şelale avcısı olarak İstanbul’a yakın bir şelale ismi duyunca listeme alırım. Bir şey aklıma düştüğü an, gerçeğe dönüşmesi yakındır. Yine öyle bir gün Kaşifler40 Trekking grubunun etkinliği telefonuma düşüveriyor. Yürüyüşe kendi aracımla katılmayı tercih ediyorum. Kaşifler40’ın kurucusu Ergün Gök ve grupla yolda buluşuyoruz. Bir müddet önlü arkalı gittikten sonra Doğançay Şelalesi’ne yaklaştığımızda arabamı derenin kenarına bırakıp servis aracına geçiyorum. Buradan sonra yol toprak denmişti ama aslında aracım gidermiş. Bu muhteşem kış manzarasına bürünmüş şelale yolunu defalarca gidip geldim sonraları...
Yol küçük bir çay ocağının olduğu tesiste bitiyor. Buradan sonrasını yürümemiz gerekiyor. Ben Doğançay Şelalesi’nden daha çok Prens Havuzları’nı merak ediyorum. O havuzları bulabilmek için yalnız değil, bir trekking grubuyla geldim. Otomobilleri park edip yokuş aşağı inmeye başlıyoruz. Sık ormanın içine dalıyoruz. Dikenli sarmaşıklar saçlarıma takılıyor. Eğilip bükülürken gözlüğümü düşürdüğümü fark etmiyorum bile...
Prens Havuzları yolu kolay değil. Doğru yolu tutturamazsanız ulaşamazsınız. En iyisi siz de bir grupla gidin. Bir yanımız çok dik uçurum. Prens Havuzları denen yer aslında Doğançay Şelalesi’nin tepesi. Aşağıya inmeye başladığımız an manzara beni büyülüyor.
Peş peşe şelaleler, havuzlar... Vay arkadaş! Bir kanyonun içine mi indik! Üstteki şelalenin yanında, yukarıdan aşağıya sarkıtılmış bir halat var. Biraz tırmanmayı denesem de kaygan kayalardan mümkün olamıyor. Yukarıyı çok merak ediyorum ama çıkamıyorum.
Geldiğimiz yoldan geri dönüyor, bu sefer Doğançay Şelalesi’nin döküldüğü yere iniyoruz. Normalde herkesin ziyaret ettiği yer burası. Özellikle hafta sonları kalabalık oluyor. Çok fotojenik bir doğa harikası. İnsanın içini tek kahreden etraftaki çöpler ve bunların oluşturduğu yığınlar.
Şelalenin dik bir yolu var. Herkes çıkamıyor. Hedefimizde tekrar yukarı çıkıp şelalenin devamındaki dereyi tersten yürümek var. Burada bir kanyon olması ihtimali beni heyecanlandırıyor. 4 saat derede yürüyoruz ama Doğançay Şelalesi’ne aşağıdan ulaşamıyoruz. Yer yer sulara da girmek zorunda kalıyoruz ve yolda orman içindeki ağaçlardan ceviz topluyoruz. Yürüyüş bittiğinde ‘burada bir kanyon olmalı’ diyerek dönüyorum İstanbul’a...
Keşfetmenin gururu...
İstanbul’da ilk iş, üyesi olduğum kanyon kulübü ICT Canyoning’in başkanı Erdal Yalçın’ı aradım ve “Buraya keşfe gelmemiz gerek” dedim. Bu kez ben önde, onlar arkada aynı heyecanla bölgeyi arşınladık. Kanyonun keşfi için birkaç sefer gitmemiz gerekti. Karadeniz havasını dibine kadar yaşayan Doğançay Şelalesi sisli, puslu ve yağışlı havaların mekânı. Yerler çamur. Bata çıka kanyon aramak günlerimizi alıyor ama girişini bulmayı başardığımızda duyduğum gurur ve mutluluk kelimelere sığmaz. Bu güzel doğa harikası günümüzde eğitim kanyonu olarak kullanılıyor.
Çadır ve karavana uygun
Bölgede dere kenarında doğayla baş başa kamp alanları var. Tesis ihtiyacı duyanlar bir ücret karşılığı otoparkın olduğu yerde kamp yapabilir. Bölge karavanlar için çok uygun.
- Tesiste çay içebilir, gözleme yiyebilirsiniz.
- Doğançay Şelalesi, Sakarya merkeze 25 kilometre uzaklıkta.
- Deniz seviyesinden 600 metre yükseklikteki şelale ve etrafı 2013’ten beri tabiat parkı.
- Lütfen ama lütfen çöplerinizi atmayın. Her giden birkaç parça çıkarırsa orayı temizleyebiliriz ve bir daha çöp yığınlarının oluşmasını önleyebiliriz.