Şelale cenneti: Çınarcık
Birkaç gündür internetten şelale fotoğraflarına bakıyordum. Bir arkadaşım arayıp “hadi gidelim” dedi. Evrene nasıl bir haber gönderdiysem gerçekleşmesi 24 saati buldu. Yaz kış ne zaman olsa şelale dense yerimde duramam. Havalarda hafif ısınmaya başlayınca kendimizi Çınarcık’daki sayısız şelalenin yolunda bulduk. İşte size Çınarcık şelale gezi rehberi…
Erikli Şelalesi
İki günlük, hafta sonuna sığabilecek bu rotaya şelale sevenler bayılacak. Sabah yola çıkma planı, hava bulutlu olunca öğleni buluyor. Çınarcık’a geçmek için Topçular feribotunu kullanıyoruz. Gidiş dönüş 100 TL. Dönüşü bir yıl içinde istediğiniz zaman yapabilirsiniz. Size verilen kartı ve bileti kaybetmeyin yeter.
Çiftlikköy Kara Kilise
Kara Kilise Yalova istikametine giderken deniz tarafında kalıyor. Topçular feribotundan indikten sonra Yalova istikametinde Çiftlikköy’e geldiğinizde Özdilek’ten sağa dönün. Dümdüz gittiğinizde solda bir kahve göreceksiniz. İşte o kahvedekilere sorduk. Bize yerini tarif ettiler. O kahveden sonraki soldan dönün, karakolu geçin, ‘başkent 1’ sitesinin içinde bu Kara Kilise. Tarihi yapıların ve sit alanının üstüne site yapan ve otoparka çeviren başka millet var mı bildiğiniz? Site güvenliği sorunsuz sizi içeri alıyor. Sol tarafa doğru yürüyünce sizi bir sürpriz bekliyor. Etrafı binalarla çevrilmiş Ani Harabeleri’ndekine benzeyen bir yapı görüyoruz. Gerçekten çok güzel. Arkadaşım benden daha şaşkın. “20 yıldır gelir geçerim. Basmadığım yer kalmamıştır. Bilmiyorum” diyor.
Etrafına arabalar park ettiği için temiz bir fotoğraf almak çok zor oluyor. İçine çim ekmişler. Yemyeşil çok güzel gözüküyor. Etrafında apartmanlar var. Böyle bir yapının hemen yanına nasıl bir site yapılmasına izin verilmiş, kim vermiş anlamak mümkün değil. Site güvenliğinin anlattığına göre bu kalan yapı aslında kiliseye gidenlerin toplandığı yermiş. Asıl kilise yıkılmış. Ne kadarı doğru bilemiyorum tabi. Ani Harabelerine benzeten bir tek ben miyim? 1097 yılında haçlı seferleri sırasında Latin ordularının bir kısmı İznik Yolu’ndan geçerken bu belde içinden de geçmiş. Çiftlikköy, eski Roma İmparatoru Büyük Constantinus’in annesi Helena’nın doğduğu ve adını verdiği Helenopolis Şehri’nin bulunduğu yer olduğundan tarih açısından aslında önemli bir yer. Yalova’ya indikten sonra hep yanından geçip gittiğimiz Çiftlikköy’e bakar mısınız hele. Bu site yapılırken, buralar kazıldıkça kim bilir neler çıkmıştır ve kazılmayan yerlerin altın da kim bilir nasıl bir tarih yatıyordur.
Çınarcık’da günbatımı
Akşam olmadan Çınarcık’a ulaşmak istiyoruz. Muazzam bir gün batımı varmış. Onu yakalamak istiyoruz. Yalova’dan sonra Çınarcık tabelalarını takip ederseniz sizi götürüyor. Tepeden öyle güzel bir manzarası var ki… Aşağılara inmeden mutlaka orada durup bir izleyin, bir fotoğraf çekin. Çınarcık’ın eski sokaklarında dolanıp tepelere çıkıp yukarılardan bakıyoruz. Deniz uçsuz bucaksız gözüküyor. Aşağıya inip sahilden de yakalıyoruz günün son saatlerini. İnsanın içi huzur doluyor.
Çınarcık Yapay Şelale
Teşvikiye Köyü’nü geçince Erikli Şelalesi’ne giderken sağa değil de sola gidince yapay şelalelere ulaşıyoruz. Evet, yapay bir şelale ama güzel... Yukarıda bir de gölet var. Çınarcık, Yapay Şelale’nin yukarısındaki gölet…
Erikli ve Çifte Şelaleler’e nasıl gidilir?
Sırada Erikli ve Çifte Şelale var. Çınarcık Teşvikiye Köyü’nü geçince sağa Erikli ve Çifte Şelaleler tabelasına sapın. Oldukça bozuk bir yoldan gidiyoruz. Daha sezon açılmadığı için yollar bir hayli bozuk. Toprak kaymış, yollar delik deşik, hatta yer yer yol kaymış ama ulaştığınız nokta buna değiyor. Dikkat etmezseniz dört tekeriniz ayrı çukura düşebilir. Hal böyle olunca bir hayli yavaş gidiliyor. Bu da doğanın tadını çıkartmak ve hiçbir manzarayı kaçırmamak anlamına geliyor. Vardığımız noktada gözlemeler yapılan bir restoran var. Oraya arabayı bırakıp geri kalan yolu yürümeliyiz.
Asma bir köprüden Erikli Şelalesi’ne doğru yürüyorum. Asma köprülere olan aşkımı bilmeyen var mı? Çok güzel ormanlık bir alandan yukarıya doğru kolay bir patika da ilerliyorsunuz. Sağ tarafınızda dere size eşlik ediyor. Henüz havalar ısınmadığı için kimsecikler yok bizden başka. Hayal ettiğim huzur ve kafa dinginliği. Çok güzel bir yürüyüş yolundan sonra peş peşe iki kocaman şelale sizi bekliyor. En fazla 15 dakika yürüdük buraya. Ciğerlerime çektiğim mis gibi hava, gürül gürül çağlayan sular. Yukarılara doğru ulaştığımız da çok sevimli merdivenleri tırmanın ve Kurşunlu Şelalesiyle tanışın. Debi oldukça yüksek. Kıştan yeni çıktık çünkü. Birkaç merdiven daha tırmanınca da Çifte Şelale tüm heybetiyle karşınızda…
Seneler önce burayı çok merak ettiğim için gelmiştik ama yanımdaki arkadaşım “hadi hadi” yaptıkları için ve yukarıdaki şelaleden haberimiz olmadığı için görmeden gitmişiz. Bir sürü fotoğraf çektikten sonra biraz oturup su sesleri içindeki sessizliği dinliyorum. Mis gibi havayı ciğerlerime çekiyorum. Ayrılmak kolay olmadı. Bugün daha yapmak istediğimiz şeyler var.
Şenpınar Koca Çınar
Onun için kalkıyoruz ve bozuk yollardan kıvrıla kıvrıla tekrar aşağıya iniyoruz. Yolumuzun üstünde bir köyden geçiyoruz. Adı Şenköy. Kocaman bir çınar var. İçi oda gibi. İçine girip çıkıp fotoğraf çekiyoruz. Dediklerine göre bir zamanlar bir köfteci buraya yerleşmiş. Zor çıkartmışlar.
Sudüşen Şelalesi’ne nasıl Gidilir?
Sudüşen Şelalesi‘ne gitmek için önce Yalova’ya bağlı Termal‘e ulaşmak gerekiyor. Oradan da Üvezpınar tabelasını takip edin. Yol da bir yerlerde tabela var ama bence yeterli değil. Buranın yolu da Çifte Şelaleler yolunu aratmıyor. Hatta daha berbat. Sis bulutu manzaraları eşliğinde kıvrıla kıvrıla gidiyoruz. Müziğimizse Sonbahar Fiminin müzikleri. Hey gidi Karadeniz’le başlayan bir müzik şöleni… Ortama çok uyuyor. O filmin içine düşüvermiş gibiyiz. Yol manzarası öyle güzel.
Termal’e 8 km uzaklıktaki Sudüşen Şelalesi’ne giriş ücretsiz. Bir tane cafe yapılmış. Yemek de var sanırım. Erikli Çifte Şelale’de nasıl hiç kimse yoksa burası da bir o kadar Arap turist barındırıyor. İnsansız fotoğraf çekmekte biraz zorlansak da, şelalenin şiddetinden ıslansak da gördüğümüz manzara hepsine değdi. O kadar yüksekten dökülüyor ki, su üstümüze toz gibi yağıyor. Islanıyoruz ama anlamıyoruz. Arkadaşım şelaleye geçiş için konulan merdivenli geçişin yeni olduğunu söylüyor. Eskiden yokmuş. Geçiş kolay ama doğayı biraz bozmuş sanki. Üstüne de bir platform yapmışlar. Oturup çay çorba içilebilsin diye sanırım. Artık akşam olmak üzere.
Fotoğraflar: Bahar GÜNDOĞDU / Daha detaylı bilgiler için www.nerdesinbahar.com linkine tıklayınız.