Sebepsiz mutluluk!Denemesi bedava!

Viyana ve Salzburg’da kurulan masal tadındaki Noel pazarlarının tuhaf bir büyüsü var. Tüm o alışveriş çılgınlığına kapılmanız şart değil. Tezgâhlar arası bir boy yürümek bile insanı sürekli sebepsiz yere gülümsetecek kadar huzur kokuyor, neşe saçıyor.

VİYANA

BIRAKIN MUTLULUK ÇARPSIN YÜZÜNÜZE...

İlk gün biri epey hacimli, irili ufaklı birçok Noel pazarı arasında kaybolmuşken taksi şoförünün uyarısını hatırlıyorum hak vererek: Bu şehirde hangi Noel pazarında olduğunuzun bir önemi yok. Kendinizi akıntıya bırakır gibi pazarlar arası dolaşmalı, tezgâhlar arası mekik dokumalı.

Pazara mutlaka aç gitmeli, ayaküstü atıştırmalıklarla Avusturya’nın sokak yemeği kültürü bir de Noel paketiyle denenmeli. Çeşit çeşit sosislerden başlayın. Frankfurter sosislerin en tazeleri, sıcak ekmekle, iyi hardalla servis ediliyor. Hak ettiği değeri gösterin. Üzerine tatlı niyetine tarçınlı büyük hamur halkalardan alın. İster çikolataya batırın ister fındığa. Her haliyle çıtır ve lezzetli.

Unutmayın: Bir tür likör çeşidi olan ‘Schnapps’ın memleketindesiniz. Ev yapımı schnapps’ler lokantaların da pazarın da favori içkisi. Her beş tezgâhtan biri ya sıcak şarap servisi yapıyor ya da schnapps tadımı yapıyor, satıyor. Boy boy, çeşit çeşit: Vanilyalı, karamelli, tarçınlı, portakallı... Hepsini teker teker tatmak, hediyelik birkaç şişe zulalamak bir Noel pazarı klasiği. Fakat başlıca içecek sıcak şarap. Noel motifli şirin kahve bardaklarında servis ediliyor. Burun düşüren, kulak ısıran soğuğa ilaç gibi geliyor! Acele edip ilk gördüğünüzden birer tane kapmayın. Biraz gezinin, etrafı koklayın. Hafif baharatla kıvamı artan, çubuk tarçınla servis edilenleri bulun. Fiyatı aynı (12 lira), gösterilen özen farklı.

Hava kararınca sokak ortasında, varillerin içinde yakılan ateşlerden birine yanaşın. Mutlaka bir elinizde kahve fincanında tarçın kokulu sıcak şarap, diğerinde kestane kebap olsun. Gözünüzü kapatın, soğuk havayı iyice içinize çekin, fondaki ‘Baby, It’s Cold Outside’ı mırıldanarak pazar manzarasının tadını çıkarın. Bırakın, dalga dalga mutluluk çarpsın yüzünüze. Sebepsiz yere gülümseyin.

NEREDE KALMALI?
The 25hours Hotel Vienna at Museums Quartier
Quartier Müzesi’nin birkaç adım gerisinde, tepeden tırnağa tasarım bir hotel. Boydan boya cam oteller ‘teşhircilerin favorisi’ New York’taki Standard Hotel’i andırıyor. Oteldeki her detay seksi ve muzırlık üzerine kurulu. Genç ve hip bir duruşu var.

SALZBURG

İYİ ÇOCUKLARA NOEL BABA
HAYLAZLARA KRAMPUS

Tarihi şehrin tamamı sonsuz bir Noel rüyası gibi. Tüm yılbaşı heyecanını, Noel merasimini iliklerinize kadar hissedeceğiniz pazarıysa, Avrupa’nın en büyüklerinden. Gün boyunca nehir kenarında bir boy yürümeli, Hohensalzburg Kalesi’ne tırmanılmalı, eski şehir tavaf edilmeli; asıl mesele Noel pazarı akşam üstü saatlerine bırakılmalı. Havanın kararması ve tüm Noel ışıklarının parlamasıyla turist kirliliğinin de üstü örtünüyor usulca.

Ne ucuz, naylon poşetlere takılıyor gözünüz, ne sakin havaya ayak uyduramamış fazla heyecanlı ve haraketli turistlere. Yılbaşı alışverişinin ucu bucağı yok: Ağzından burnundan hoş kokular çıkaran kardan adamlar (20-25 lira), çok ince çok narin, camdan, elişi yılbaşı süsleri (30- 50 lira)... Hiçbir şeye ihtiyacınız olmadığı halde her şeyi almak istiyorsunuz. Kendinizi bulutlar üzerinde tatlı bir Noel rüyasında hissettiğiniz için her şey çok tatlı, herkes çok cici gözüküyor gözünüze. Az evvel yeğeninize yılbaşı hediyesi diye aldığınız süs Noel bebeklerinin aynısını aslında Tahtakale’de bulabileceğiniz gerçeği bile bozamaz bu mutluluğu. Cuma, cumartesi akşamları 21.00’e kadar açık. Bu durum kepenkleri daha hava kararmadan indiren Avrupa insanı için oldukça şaşırtıcı.

İÇİNE ŞEYTAN KAÇMIŞ BİR KUTLAMA İÇİN

Filmlerden aşinayız ya: Avrupa’da Noel zamanı deyince akla pamuk sakallı tonton Noel Baba figürü, mutluluk yayan ‘Jingle Bells’ şarkıları, neşe içinde koşturan çocuklar, şekerler, tatlılar, geyik desenli kırmızı kazaklar gelirdi. Değilmiş meğer. Noel gizli başrol oyuncuyla tanışıyoruz şehrin en turistik noktalarından Hotel Stein’ın teras barında: Krampus! Alman dilinde iblis demek. Noel Baba’nın korkunç yol arkadaşı olarak biliniyor. İnanışa göre Noel Baba iyi çocuklara hediyelerini verirken, Krampus da ‘yaramazları’ cezalandırıyor. Korkutarak. Ürküterek. Hatta ağlatarak! Hotel Stein’ın çatısını Krampus kılığına girmiş onlarca şov insanı basmış, ellerinde havai fişekler, fonda en ‘heavy metal’, ortalık tozduman. Bitmiyor, barın içine dalıyor, kalabalığın arasına karışıyorlar. Kostümlere epey para harcanmış, gerçek saç bile kullanılmış. Herkes rolünün hakkını veriyor, önümdeki Amerikalı turist grubu yaşına başına, boyuna bosuna bakmadan bildiğin korkuyor.

NEREDE KALMALI?

Sacher Hotel
1866’dan kalma bir yer. Eski Avrupa ruhunu, zarif Avusturya kanını sonuna kadar hissettiriyor. Şehir merkezinde, Salzbach Nehri kıyısında. Orijinal tablolar, kıymetli halılar, ipek duvar kâğıtları arasında sanki zaman duruyor, geçmiş tüm heybetiyle canlanıyor. En az odaları kadar görkemli ve aristokrat kafesi, restoranı aynı zamanda şehrin en gurme noktaları. Zirbelzimmer Restoran’ın balkabağı çorbası soğuğa; Café Sacher’in yuvarlak hatlı, sırf çikolatalı hakiki Sacher pastası bol kahveden yanan mideye karşı en iyi çözüm.