Sarı ve mavi pırlanta
Pırlantada trend beyazdan sarı ve maviye döndü. Üstelik sarı pırlanta beyazlara oranla daha değerli. Çünkü çıkartılan her bir milyon elmastan sadece bir sarı pırlanta üretebiliyor
Ekonomide yaşanan durgunlukla birlikte tüm dünyada, uluslararası uzmanların ‘Lüksün Rönesansı’ olarak değerlendirdikleri bir değişim süreci yaşanıyor. Değer üretebilen markalarsa bu değişimden kazançla çıkıyor. Çünkü bu ‘lüks kavramı’, mücevher, saat ve hediyelik eşyada rafine zevki simgeleyen markaların ürünleriyle her koşulda alıcısıyla buluşuyor. Özellikle de trend belirleyen zengin ürünleri olan markalar krizde bile büyümelerini sürdürüyor. Bu markalar arasında üst sırada bulunan Tiffany&Co. krizi sarı pırlantalarla yenmek yolunu seçti. Ve bu yılı sarı pırlanta yılı ilan etti. Ardından satış grafikleri yükseldi. Tabii ki bunda lüks tutkunu kadınların beyaz pırlantalara doygunluğu da etkendi. Sarı pırlandaki bu yükselişin ardından satış potasına mavi pırlanta da girdi. Sarısı kadar olmasa da yükselişe geçen mavi pırlanta özellikle menekşe gözlü kadınların tutkusu.
GÜNEY AFRİKA’DA BULUNDU
Sarı pırlanta tarihine bakılınca iki önemli taş gündeme geliyor. Bunlardan ilki 1877 yılında Güney Afrika’nın Kimberley madeninde bulunan 287.42 kıratlık sarı elmas. Bu taş bir yıl sonra Tiffany&Co. firmasının kurucusu Charles Lewis Tiffany tarafından gizli bir fiyatla satın alındı. Satın alındıktan sonra Paris’e getirilen bu eşsiz sarı taş, Tiffany’nin ünlü Gemoloğu (değerli taş uzmanı) Dr. George Frederick Kunz’un süpervizörlüğünde kesildi. 128.54 kıratlık nefes kesici bir sarı pırlantaya dönüştürüldü. Normal bir pırlanta 58 fasetten oluşurken bu sarı pırlanta ise 82 fasetiyle ışığı daha da mükemmel bir şekilde yansıtıyor ve görenleri kendisine aşık ediyor. Tiffany&Co. sarı pırlantası bugüne kadar, birçok uluslararası organizasyonda sergilendi. Bu konudaki ikinci unutulmaz pırlantaysa yine Tiffany mücevher tasarımcısı Schlumberger’in ‘Bird on a Rock’ olarak bilinen, sarı pırlantanın üzerindeki harikulade kuş tasarımı. Bu dikkat çekici tasarım, halen Tiffany&Co.’nun New York 5. Cadde’deki mağazasının giriş katında gelenleri karşılıyor.
Tiffany&Co. şirketinin Türkiye temsilcisi Damas’ın markalar müdürü Ebru Buluş bu yıl kadınların gözdesi sarı pırlantaların hayli süske yaptığı görüşünde. Buluş, “Şirketimizin Avustralya’daki bir sarı taş madenini satın almasıyla başlayan bir süreç oldu. Bu nedenle sarı pırlanta işine ağırlık verdik. Sarı pırlanta beyazlara oranla daha değerli. Çünkü çıkartılan her bir milyon elmastan sadece bir sarı pırlanta üretebiliyor. Bu nedenle kadınların yeni gözdesi oldu. Nişantaşı’ndaki mağazamızda bu yıl satışlarına ağırlık verdiğimiz sarı pırlantalar beklediğimizin üzerinde bir satış oranına yükseldi” diyor.
DOĞAL TARİH MÜZESİ’NDE SERGİLENİYOR
Pırlantaların kralı Harry Winston, New York’ta, Beşinci Cadde’de düzenlediği özel bir geceyle, dünyanın en değerli pırlantalarından, mavi renkli ‘Hope Diamond’ı yeni tasarımıyla sergilediğinden beri, mavi pırlantalar da kalplerdeki yerini aldı. Nadide pırlantaların ustası olarak bilinen Harry Winston tarafından 1958 yılında Smithsonian Doğal Tarih Müzesi’ne bağışlanan 45.52 kırat büyüklüğündeki bu doğal hazine, 1949-1953 arasında değeri 1 milyon doların üzerindeki diğer pırlantalarla Amerikan şehirlerini dolaşarak sergilenmişti.
Önde gelen markaların çalıştığı koleksiyonlarda doğanın etkilerini de görmek mümkün. Bir kelebek, beyaz altın ve mavi pırlantalardan yapılan bir kolyenin üzerinde dinleniyor. Etkileyici görünümüyle mavi pırlantalardan oluşandan yıldız şeklinde bir bilezik bizi yıldızların anlamını anlamaya ve derin maviliğin sırlarını çözmeye davet ediyor. Sıradışı mücevher markası Roberto Bravo’nun Naviblue koleksiyonu, bu akıma uygun, mavi pırlantalarla hazırlanmış özel tasarımlardan oluşuyor.
YATLA EGZOTİK SULARI KEŞFEDİN
Geçen çarşamba en uzun günün yaşanmasıyla yaz resmen geldi. Güney kasabalarına göç başladı. Tatilini gözlerden uzak yaşamak isteyenlerse rotayı daha egzotik yerlere çeviriyor. Pudra inceliğindeki beyaz kumsallar, kristal mavisi sular, tropikal iklim ve hindistancevizi ağaçları severlerin en gözde tatil yeri Maldivler. Hint Okyanusu’nun turkuaz suları üzerine serpilmiş bin 200 küçük mercan adasından oluşan Maldivler aynı zamanda bir dalış cenneti. 750 kilometrelik alana yayılmış Maldivler’in sualtında ‘atol’ adı verilen yüzük şeklindeki resiflerle yüzmek birçok macera severin tercihi. VIP Turizm bu tarz yaz tatili planlayanlara özel bir paket hazırlamış; lüks bir yatla beş gece, altı gün boyunca Maldivler’de hem etrafın hem de sualtının tadını çıkarıyorsunuz. 31 Temmuz’a kadar belirleyeceğiniz bir tarihte Dubai üstünden Maldivler’e geçiyorsunuz. Altı gün boyunca dalga sesleriyle uyanıp ıssız adalarda lüks tekneyle geziyorsunuz. Medhufaru, Kuda Rah Thila, Brokan Rod gibi sualtı bölgelerini keşfetmekle kalmıyor, Maamigili Corner’daki dalışta balinaları seyrediyor, Rath Dhihgaa’da gece dalışı yapabiliyorsunuz. Akşamlarıysa sahilde ay ışığında tropikal içeceklerle dinleniyorsunuz. Turun fiyatı 1997 Euro. Bu fiyata uçak bileti ve tam pansiyon konaklama dahil. Daha önce dalış yapmadıysanız altı günlük dalış eğitimi alabiliyorsunuz; kişi başı ücreti 495 Euro.