Şarap ve tangonun çiçek kokulu şehri: Mendoza

GİTMESİ DE ZOR DÖNMESİ DE

İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan Frankfurt’a, oradan Buenos Aires’a derken, Santiago aktarması ile Mendoza’ya 1,5 günde ulaşılıyor.

Mendoza 1861 yılında büyük bir deprem atlattığından evler genelde alçak şekilde inşa edilmiş. Buna ilave olarak sokaklar ve caddeler bizimkilerin aksine oldukça geniş ve altyapı sistemleri de kaldırım kenarlarında yer alan geniş ve derin kanallarla oldukça iyi bir şekilde tasarlanmış. Geniş kaldırımlar devasa ağaçlarla süslenmiş ve şehirde oldukça yeşil temiz bir hava yaratılmış. Kasım ayında 28-35 derece arasındaki hava sıcaklığı ile ilkbaharı yaşayan Mendoza’nın bu dönemde sokakları çiçek kokuyor.

ŞARABIN SUYU AND DAĞLARI'NDAN

Şarapçılık endüstrisinin epey geliştiği Mendoza’da kendine özgü en önemli üzümünün ismi muhteşem kırmızı meyve aromalarıyla şaraba da çok hoş bir lezzet katan Malbec. Yöreye özgü Malbec ilk sırada bulunmakla birlikte, Tempranillo, Merlot, Shiraz, Pinot Noir, Chardonnay üzümlerinden yapılan kırmızı, beyaz ve köpüren şarap çeşitleri Mendoza’da üretiliyor.

Uco Valley-Vadisi, Lujan de Cuyo, Maipu ve San Juan gibi bölgeler bağcılık konusunda en gözde yerler. Kuru bir iklime sahip olan Mendoza’da doğal sulama yeterli olmadığından özel sulama teknikleri kullanarak bağlar sulanıyor. Örneğin Güney Amerika’nın en uzun ve en yüksek sıra dağları olan Ant Dağları’ndaki karların erimesiyle oluşan kaynak suları, özel kanal sistemleriyle San Juan bölgesindeki arazilerin su ihtiyacını karşılıyor.

ŞARABINA YAKIŞAN MUTFAK

Arjantin’in yemek kültürü özellikle İspanya ve İtalya mutfağının harmanlanmış hali. Yemek kültürleri daha çok barbekü tekniğine dayanıyor ve tabii ki bu lezzetli et yemeklerine şarap da eşlik ediyor. Arjantin mutfağının en temel açılış yemeği ‘Empana’yı sevmemek mümkün değil.

İçi kıyma, soğan, zeytin ve yumurtadan oluşan bir harçla doldurulup deniz kabuğu şekli verilmiş bu gevrek ve leziz böreği, balkabağı, avokado ve peynir pürelerinin karideslerle süslendiği farklı tatlardan oluşan ‘tapas’ çeşitleriyle tavşan, lahana ve havuçla yapılan yemekleri hem göze hem mideye hitap ediyor. Yemeklerde, soslarında, mezelerinde ve tatlılarında balkabağı, tatlı patates ve kırmızı pancara bolca yer vermeleri de ayrıca dikkat çekici.

Arjantin mutfağının en gözde tatlıları, bizdeki fındık ezmesini andıran ama tamamen farklı bir lezzette krema ve karamelden oluşan ‘Dulce de Leche’. Özellikle kahvaltılarda tükettikleri bu tatlı, çeşitli çikolataların, tatlı ve pastaların yapımında da çeşni olarak sıklıkla kullanılıyor.

BAHAR BAYRAMI MÜZİK VE DANS ZAMANI

Eğlence mekanları olarak çoğunlukla kafe ve barlar göze çarpıyor. Buralarda, genç yaşlı herkes çay ve kahvelerini yudumlayarak sohbet ediyor. Eğlence mekanlarına alternatif olarak, şaraphanelerde bulunan ve konuklarına aynı zamanda güzel bir müzik ziyafeti, tango gösterileri sunan restoranlar var. ‘Frühling Fest’ (Bahar Bayramı) zamanı dünyanın dört bir yanından gelen müzik ve dans gruplarını izlemek mümkün.

ALMADAN DÖNMEYİN

Hediyelik eşya olarak deri ve ahşap ürünleri ön planda. Deriden yapılmış kemerler, ayakkabılar, çantalar, anahtarlık ve çakmaklıklar, bileklik, kolye gibi çeşitli süs eşyasından başka, ahşabın çeşitli şekiller verilmesiyle üretilmiş değişik süs eşyası, kutular, ay, yıldız gibi gök cisimleri ile çeşitli hayvan figürlerini görebilirsiniz. Yine oraya özgü bir diğer hediyelik eşya ise ‘Mate’ çayı hazırlama ve servisinde kullanılan çoğunlukla ahşaptan bazen de seramik ve deri kaplı çay setleri. Bu setler ‘Mate’ çayını sıcak suyla demlemeye bıraktığınız bir kupa ile çayın süzülmesini ve içilmesini sağlayan özel bir pipetten oluşuyor. Bu hediyelikleri şehrin merkezinde bulunan ‘Independencea Plaza’da açılan seyyar sergilerde görebilirsiniz.

DAĞCILARIN GÖZDESİ

Her türlü insanın rahatlıkla yaşadığı, eğlencenin, öğrenciliğin, iş hayatının, müziğin, tangonun, tabii ki bağların, şarabın ve keyifle yiyip içmenin şehri olarak tanımlayabilirim Mendoza’yı. İlave olarak buraya doğa cenneti de diyebiliriz. Zira sokaklarda, caddelerde, parklarda yeşilin her tonuna rastlayabilirsiniz. İki tarafı devasa boyutta ağaçlarla kaplı geniş caddeleriyle, alıştığımızın aksine, tertemiz havasıyla bizi kucaklayan ağaçların ve doğal parkların şehri Mendoza. Dağcılık sporu ile uğraşanların da gözde mekânlarından biri.

Yolunuz düşerse; Arap Müzesi’ni, General San Martin Müzesi’ni, Doğa Parkı’nı, Independencea Plaza ve Plaza Espania gibi meydanlarını, şarap üretim merkezlerini ve üzüm bağlarını mutlaka görün.